Uygur Türkçesi, Türk boylarının ve bu boylardan biri olan Uygurların 7.,8. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar kullandıkları, Güney-
Doğu Türkçesinin doğu sahası içinde yer alan ağızlar topluluğu ve bu alanda gelişmiş yazı dilidir. Genel olarak dil tarihi ve dil
araştırmalarında bu dönem Eski Türkçe içerisinde değerlendirilir.
Eski Türkçenin gramerini yazmış olan A. von Gabain Uygur metinlerini y ve n ağzı olmak üzere iki ana ağız grubuna ayırır.
Köktürkçedeki ny sesini n‘ ye çeviren metinler n ağzını, y’e çeviren metinler y ağzını oluştururlar. Mani metinleriyle Köktürk
harfli yazmalar çoğunlukla n ağzını, Burkan metinleri ise y ağzını temsil ederler. Ancak aynı metinde bazen hem n’li hem y’li
örnekler birlikte bulunabilmektedir. Örneğin „Edgü Ögli Tigin ile Ayıg Ögli Tigin“ hikâyesinin Tun-huang yazmasında
küçültme ekinin hem +kıya, hem +kına biçimi mevcuttur.
Hristiyan yazmalarının dilini de ayrı bir ağız olarak değerlendiren Gabain, bu ağzın en önemli özelliğinin yüklemin sonda
bulunmayışı olduğunu belirtir. Hristiyan metinleri ağzının ikinci bir özelliği de er- ve bol- yanında tur- yardımcı fiilinin de
kullanılmış olmasıdır.
Köktürkçe ile Uygurcanın ses ve biçim özellikleri büyük ölçüde benzemektedir. Eski Uygur Türkçesi metinleri çoğunlukla y
ağzıyla yazılmıştır, n ağzı Köktürkçeye daha yakın olmakla birlikte y ağzı da Köktürkçeden çok uzak değildir. Eski Uygur
Türkçesi dönemi, yazı dili olarak Köktürkçeye dayanan, onun devamı niteliğinde olan bir dönemdir. Sonuç olarak Köktürkçe
ile Uygurca aynı yazı dilinin iki koludur. Eski Uygurcada görülen az sayıdaki ses ve biçim farklılıklarından bir kısmı ağız, bir
kısmı da zaman farkından kaynaklanmaktadır. Köktürkçe ile Uygurca arasındaki en önemli farklar söz varlığında ortaya çıkar.
Köktürkçenin söz varlığında Türkçe kökenli kelimeler hâkimdir; Çince veya Soğdakçadan girmiş olan alıntı kelimeler çok
azdır. Ayrıca Köktürk Türkçesinde bozkır yaşayışı, savaşçılık ve devlet düzeniyle ilgili kelimeler ağırlıktadır. Uygur
metinlerinde ise Maniheizm ve Burkancılıkla ilgili kelimeler hâkimdir. Bunlar da Sanskritçe, Çince, Soğdakça, Toharca,
Pehlevice, Süryanice, Tibetçe gibi dillerden alınmıştır. Bu dillerden alınan kelimelere genellikle Türkçe karşılıklar bulunmakla
birlikte söz varlığı bu alıntı kelimelerden etkilenmiştir. Temel söz varlığı ise her iki dönem metinlerinde aynıdır.
Köktürkçe ile Uygurca arasında sesler ve bu seslerin konumu; yani kelimenin başında, içinde ve sonunda bulunuş durumları,
iki ses dışında tamamen aynıdır. Farklı sesler n ve b ile ilgilidir. Bunlar dışında bir de eklerde bulunan veya yardımcı ses olarak
kullanılan I ünlüsünün genişlemesi olayı vardır. Bunu da Uygurcaya özgü ses özellikleri arasında sayabiliriz. Böylece
Uygurcanın Köktürkçeden farklı olan ses özelliklerini aşağıdaki şekilde tespit etmek mümkündür.
Köktürkçe ile Uygurca arasındaki ses ve biçim farklılıklarının bir kısmı iki bölgede de görülen, ancak kullanım alanlarında
farklılıklar bulunan unsurlardan kaynaklanmaktadır. Örneğin yükleme hâli eki iki bölgede üç türlüdür; fakat Uygurcada
kullanım düzeninde bir farklılık oluşmuştur. Bazı farklılıklar da Uygurcanın bütün yazılı metinlerini kapsamayıp; belirli bir
kısmını içine almaktadır. Uygurcayı Köktürkçeden ayıracak belli başlı ses özellikleri şunlardır:
1) /n/ sesinin /n/ veya /y/ olması,
2) /b/ sesinin /w/ olması,
3) -lAr çokluk ekinin yaygınlaşması,
4) Ünsüzle biten kelimelerde de ilgi hâli ekinin -nlŋ biçiminde olması,
5) Çıkma hâli eki olarak -Dın’ın görülmesi,
6) Gelecek zamanda -DAçI yerine -gAy kullanılması,
7) -sAr ekinin şahıslara bağlanmasıyla şart kipinin oluşması.
Bu özellikler Uygurcadan sonraki dönemlerde de büyük ölçüde görülecektir.
Daha Şehirli Bir Dil
Uygurlar devirlerinin komşu devletlerini imrendirecek kadar gelişmiş yapılı hukuki bir devlet yaratmışlardır. Bu aynı zamanda
yerleşik hayat için Türkün bir uygarlık hamlesi olarak görülmelidir.
Köktürkler döneminde göçebe bir hayat tarzı içerisinde yaşayan, Gök Tanrıya inanan ve Köktürk harfli Köktürk Türkçesini
konuşan Türkler, Uygur dönemine gelindiğinde pek çok bakımdan değişikliklerle karşılaşmışlardır. Özellikle ticaret ve din bu
değişikliklerin temelini oluşturmuştur. 762 yılında Bögü Kağan’ın Maniheizm dinine mensup olmasının ardından halk da bu
dini benimsemiş, bu dinin benimsenmesi için Mani dinine ait bir takım edebi eserler Uygur Türkçesi’ne çevrilmiştir. Ardından
Uygurlar arasında Budizm yaygınlaşmaya başlamış, bu defa Budist dini anlayabilmek, kavrayabilmek ve halk arasında da
taraftarlarını artırabilmek amacıyla geniş kapsamlı bir Budist eser çevirisi başlamıştır. Bütün bu çeviri edebiyat esnasında da
hem dil hem kültür belli derecede bu yeni kavram ve unsurlardan etkilenmiştir.
İşte Uygurların yeni dinî çevreleri üzerine dinî inanç sistemi ve dil böyle etki altında kalırken, göçebe olarak yaşayan Türkler
bir yandan da yavaş yavaş şehir hayatına geçiş sürecine girmişlerdir. Sogdlu tüccarların Çin’de ve Çin’e giden ticaret yolu
üzerinde ticaret kolonileri kurmaları Uygur Türkleri için farklı tecrübelere kapı açmıştır. Köktürk İmparatorluğu boyunca
Uygurlar hayvan besleme ve hayvansal üretimle ilgilenmişlerdi. Ancak Uygurların hayvancılık ve kürk ticaretiyle
ilgilenmelerinin yanısıra, Çin kaynalarında da bahsedilen bir başka geçim kaynakları pamuk yetiştiriciliğidir. Dolayısıyla göçebe
hayatın öncelikli olduğu zamanlarda bile Uygurlar yerleşik hayatın içindeydiler. Uygurların başkenti Ordubalık/Karabalgasun
kaynaklarda büyük şehir, tarımda zengin olan şehir olarak geçmektedir. Uygur devleti içerisinde kağanlar kendileri göçebe veya
yarı göçebe hayatlarını devam ettirirken bir yandan da kentsel kültür ve üretimden yararlanmak istemişlerdir. Dolayısıyla
şehirlere ve şehirlerdeki hayata önem verip teşvik etmişlerdir.
İşte bütün bu şartlar altında Türk dili, Uygur döneminde artık bozkırdan kentlere inmiş burada yerleşik kültür dilleri ile boy
ölçüşmeye başlamıştır. Göçebe kültür içerisinde belirli eserler dışında, ki bunlar da genellikle tarihî eserler niteliğinde ele
alınabilir, gelişimini gerçekleştiremeyen Türk dili, Uygurlar döneminde yerleşik kültürün dolayısıyla şehirleşmenin artmasıyla
birlikte daha düzenli ve tertipli bir edebiyata sahip olmaya başlamışlardır. Şehirleşme ve tarım toplumu, milletleri göçebe
kültürün hareketliliğinden uzaklaştıracağı için biraz daha edebiyata ve edebî faaliyetlere yaklaştıracaktır. Uygurlarda da durum
böyle olmuştur. Her ne kadar ilk edebî eserlere çeviri edebiyatı çerçevesinde verilmiş olsa da Uygurlar döneminde edebiyat
canlanmış, edebî ürünler artmıştır.
Medenî hayat karşısında kendilerini yenileyip geliştiren Uygurların bu şehirleşme süreci ile bilirlikte dilleri de daha şehirli bir
dil haline gelmiştir. Dil, din, kültür ve iktisadi durumdan ilk etkilenecek ögelerden biridir. Nitekim Uygurlarda da böyle olmuş
dil, yeni girilen dinî çevrelerin etkisiyle yeni kelime ve kavramları hemen kazanmış, ayrıca iktisadî ve kültürel bakımdan da
etkilenen dil kendisini yenilemiş ve gelişmiştir.
Dilin Gelişmesi
745 yılında Göktürk devletinin çöküşü ile kurulan Uygur Kağanlığı 840 tarihine kadar devam etmiştir. Orta Asya Türk dil ve
kültürünün gelişip yayılmasında Uygurların etkileri büyük olmuştur.
Uygurların 7.- 8. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar kullanmış oldukları yazı dili, dil tarihi içerisinde dil araştırmacıları tarafından Eski
Türkçe içinde ele alınıp incelenir. Bu dönemde vokal uyumu Türkçenin diğer dönemlerine göre tamdır denilebilir. Kelime
hazinesi bakımından ise kullanılan söz varlığı bütün Türk boylarının ortak söz varlığıdır. Ancak bununla birlikte yeni dinler
çerçevesinde yeni kelimeler ödünçlenmiştir.
Özellikle 8. yüzyıldan itibaren yeni kurulan Uygur devleti ve yeni girilen dinî çevreler nedeniyle Uygur Türkçesinde bazı
gelişme ve değişmeler olmaya başlamıştır. Maniheizm, Budizm gibi yeni kabul edilen dinlerin etkisiyle hem edebiyat hem de
dil farklı çizgiler arzetmiş, farklı bir yönde ilerlemiştir. Bu dönemde Maniheizm ve Budizm dairesi içerisine giren Uygurların
edebiyat ve dillerinde yoğun çeviri faaliyetleri başlar. Çeviri faaliyetleri temelde dinî metinlerden yapılmıştır. Yeni girilen
dinleri tanımak ve tanıtmak adına çeviri faaliyetleri elbette normaldir. Ancak bu çevirileri yapan edipler çevirdikleri eserlerle
sınırlı kalmayıp çevirilerine kendilerinden de birşeyler katmışlardır. Yani Uygur dönemi çevirileri daha çok bir adaptasyon
niteliğindedir.
Hem çeviri eserler hem de yeni kabul edilen dinin dairesine girişle birlikte Uygurcanın söz varlığı genişlemeye başlar. Uygurlar
Sanskritçe, Çince, Soğdakça, Toharca, Pehlevice, Süryanice, Tibetçe gibi dillerden fazlaca kelime almışlardır. Diğer yandan
Türkçe eklerle yeni kelime ve terimler türetme yoluna gidildiği için Türk dilinin morfolojik yapısı işleklik kazanır. Uygurların
girdiği Manihist ve Budist çevreler tercüme faaliyetleri ile dili bu şekilde etkilerken bir yandan da şehirleşme sürecinin verdiği
bir takım sonuçlar da dili etkilemiş, dile hukuk ve resmi dilde kullanılan birçok yeni kelime girmiştir. Dil, göçebe hayat
tarzından çıkıp, yeni yeni tanıdığı bu çevre ve dilde, yerleşik kültür dillerinin ulaştığı semantik kavramlar dünyasını kendi
kalıpları içinde karşılama isteği ve gayretine girmeye başlamıştır. Böylece bozkırdaki durgun mağrur Köktürkçe yerini hareketli,
canlı, büyüyen ve gelişen Eski Uygurcaya bırakmıştır.
Dini Duyarlılığı İfade İmkanı
Türkistan için karakteristik olan bir şey varsa o da muhtelif dinlerin birbirlerine karşı gösterdikleri büyük hoşgörü sayesinde
yanyana yaşamış olmalarıdır. Arap istilasından önce Maveraünnehir’de Türkler için yabancı sayılan üç muhtelif dinin bir arada
yaşaması bu gerçeğin açık bir delilidir. İran’da Samaniler devletinin takibine uğrayıp sonraları Maveraünnehir’e geçen
Mazdeizm, milattan önce I. yüzyılda buralara girip hızla gelişen Budizmle beraber III. yüzyılın ortasında Mezopotamya’da eski
Maniheizm tam bir ahenk içinde yanyana yaşamakta idiler.
Sasaniler zamanında resmen kabul edilen Maniheizm büyük bir hızla yayılmıştır. Ancak 8.-10. yüzyılda Türkler arasında
tamamen yayılma gösterememiştir. Eski Şamanizm daima kendisini hissettirmiştir. Yine de Uygurlar Bögü Kağan’ın 762’de bu
dine mensup olmasından sonra Manihezim’e daha da yaklaşmışlardır.
Bu dinler dışında Hristiyanlık da Uygurlar arasında az da olsa bir gelişme sahası bulmuştur. Ancak bu dinle ilgili metinler son
derece azdır. Hristiyanlığın Nesturi koluna ait bazı Uygurca metin örneklerine Turfan bölgesinin kuzeyindeki Bulayık’da
rastlanmaktadır.
Uygurlar bu şekilde birkaç din dairesine mensup olarak yaşamışlar, bu da onların hem hayat tarzlarına hem de kültür ve
dillerine etkilerde bulunmuştur. Mensup oldukları dine göre hayat tarzlarını düzenleyen Uygurlar bu dinleri anlayabilmek ve
anlatabilmek için geniş kapsamlı bir çeviri edebiyatına girişmişlerdir. Maniheizm ve Budizm ile ilgili belli başlı kaynaklar bu
dillerden çevrilmeye başlanmıştır. Bu çeviriler yapılırken sadece metne bağlı kalınmamış, Uygur yazar ve şairleri çevirdikleri
eserlerin kimi unsurlarını çıkarırken, kimi kısımlarda da eklemeler yapmışlardır. Böylece çeviriden çok adaptasyon
diyebileceğimiz eserler ortaya çıkmıştır.
Dinî içerik taşıyan bütün bu eserlerde hem yazanın hem de okuyanın dinî duyguları en yüksek derecede ifadesini bulmuştur. O
dönemden kalma pek çok Uygur elyazmasında ve duvar resimlerinde de göründüğü gibi tapınakların etrafında bulunan
toplanma yerlerinde yapılan Budist festivallerde, vaazlarda, Budist içerikli dramalar ve hikâyeler anlatılmaktadır. Budist
edebiyatta bu şekildeki drama metinleri dikkati çekmektedir. Bunun yanı sıra, Uygur soyluları ve sıradan insanlar Budist
inanışlarına göre hayırseverik ve dindarlığın gereklerini yerine getirmek üzere Budist tapınaklar, heykeller, freskler, sutra
kopyaları yapmak, yaptırmak için oldukça fazla emek ve güç harcamışlardır. Bütün bu eserler, hem Uygurların kültür ve
sanatta ne kadar ileriye gittiklerini hem de dinî duygularını edebiyat kültür ve sanatta ne şekilde aksettirdiklerini
göstermektedir.
Monat: Dezember 2015
Büyük Mücadele ve Devlet Adamı Ali Han Töre
Ali Han Töre Saguni 1944’te Doğu Türkistan’da Çinlilere karşı savaşarak bir devlet kurmayı başaran mücadeleci, teşkilatçı,
idareci din alimidir.
Türkistan Milli Azadlık Hareketleri’nin liderlerinden biri olan Saguni, hayatını Rus Emperyalizmi’ne karşı mücadeleyle
geçirmiş ve davasında kısa bir müddet de olsa, büyük başarı göstermiş, yakın tarihimizin en az bilinen mümtaz
şahsiyetlerindendir.
Yılmaz Öztuna’nın İslam Devletleri kitabında bu mevzuda ilgi çeken ve çok eksik olan şu malumatı yer almaktadır:
“1944 Temmuz’unda Ali Han Töre (Hocalar Hanedanı’ndan bir prens) Gulca’da Çinlilere karşı ayaklarak İli Bölgesi’ni ele
geçirdi ki, Kazakistan’ın sınırı idi. 7. 8. 1944’te Ali Han Töre, Doğu Türkistan Cumhurbaşkanı oldu, başkent Gulca idi. Osman
Batur, Ali Han’ı devlet başkanı olarak kabul etti. 1945 Mart’ında Ali Bey Rahim de Manas Sancağı’nı elde etti. 1946 yazında Ali
Han kayboldu. Bir daha izine rastlanmadı ki, komünistlerce öldürüldüğü muhakkaktır. Fakat bu suikastin milliyetçi Çin
Umumi Valisi U Cung Şin tarafından da düzenlendiği de iddia edilmiştir.”
Sayın Öztuna’nın eserinin, Kültür Bakanlığı Yayınları arasında 1989’da yayınlandığına bakarsak, bu bilginin yetersiz olduğunu
aşikardır ve Türkiye’de bu mevzunun gündeme gelmesi önemlidir. Çünkü Ali Han Töre 1946’da komünistlerce öldürülmemiş,
Sovyetler Birliği’nin Gulca Konsolosu Dabaşın (Konsolos yardımcısı Aleksandır Vasiloviç’tir.) tarafından Haziran 1946’da
Korgaz Şehri’nde (Kazakistan Çin sınırı) anlaşma vaadi yalanı ile tuzağa düşürülerek, askeri bir uçakla Taşkent’e kaçırılmış, iki
yıl halktan uzak bir şekilde şehir dışında tutulmuştur. Daha sonralar göz altında hayatını 1976 yılına kadar devam ettirmiştir.
Ìlginçtir ki, komünist iki devlete karşı hayatını mücadeleyle geçiren Ali Han Töre, Doğu Türkistan’da Cumhurbaşkanı
olmasına rağmen Osman Batur, Yusuf Alptekin kadar meşhur değildir. Tarih kitaplarımızda da kendisine az yer verilmiştir.
Acaba neden?..
Doğu Türkistanlı bağımsızlık hareketinin önde gelenlerinin hatıralarında Ali Han Töre’den çok çok az bahsetmeleri veya hiç
bahsetmemeleri O’nun tanınmamasında veya az tanınmasında önemli rol oynamıştır. Belki de Ali Han Töre’nin
meşhurlaştırılmamasının en önemli sebebi bana göre herhalde İslami yönünün olmasıdır…
Sovyetler Birliği’nin Ağustos 1991’de dağılmasıyla bilindiği gibi Özbekistan da bağımsızlığını ilan etti. Bağımsız olan devletler
öz milli kahramanlarını arayıp bularak, onların şahsiyetlerinde bağımsızlıklarını göstermeye çalışıyorlar.
Ali Han Töre de komünizm devrinde hain görülmüş ama, günümüzde bağımsızlığın sembolü milli kahramanlarından
olmuştur. Başkent Taşkent’te bir çok okul ve caddelere onun adı verilmeye başlanmış ve eşyaları müzelerde sergiye konmuştur.
Öte yandan Ali Han Töre’yi yanlış tanıyan ve tanıtan şahıs ve kitaplar da mevcuttur. Mesela, Vincent Monteil, Sovyet
Müslümanları kitabında. Kitabın diğer mevzularında olduğu gibi bizim mevzumuzda da kaynak gösterilmeden tutarsızca Şarki
Türkistan İslam Cumhuriyeti’ni Sovyetlerin kurdurduğu belirtilmiş ve kuranlara “komünist ve Türk yanlısı” denilmiştir. Yani
kitap baştan sona laubali şekilde ele alınmış, tenakuzlara düşülmüştür. Mesela, Ali Han Töre’ye hem komünist denilmiş, hem
de Türk yanlısı. Evet o bir Türk’tü ve Türk yanlısı idi. Ama asla komünist değil, iyi bir din alimiydi, makalemiz okunduğunda
Ali Han Töre daha iyi anlaşılacak ve Türkiye’de sevilen şahsiyetler arasında yer alacaktır.
Doğumu ve Tahsil Hayatı:
Ali Han Töre bugünkü Kırgızistan Cumhuriyeti’nin Tokmak şehrinde, eski ismi Balasagun (Issık Göl’e yakın bir yer) 1885
yılında doğdu. Babası Şakir Hoca Eşan diye nam yapan Şakir Han Töre olup, din alimlerindendir. Aynı zamanda Nakşibendi
tarikatının şeyhlerindendir.
İlk derslerini dedesi Muhammed Hoca’dan okudu. 13 yaşında ağabeyi Alim Han Töre ile Mekke’ye amcasının yanına okumaya
gönderildi ve oraya gitti. 17 yaşına kadar Mekke’de Arapça, Farsça, Türkçe, tefsir, hadis, fıkıh, mantık, siyaset ve askeri dersleri
okudu. Kendi isteği ile hususen Mekke’deki Türk zabitlerinden askeri dersler aldı.
Medresede okuduğu süre içerisinde bir gün bile tatil yapmadı. 1902’de ailesinin yanına geri döndü. Tahsiline Buhara Emir Alim
Han Medresesi’nde ağabeyi ile birlikte devam etti. Ali Han Töre, Buhara’ya okumaya gittiği yıllarda Buhara Emirliği,
Dışişlerinde Rusya’ya bağımlı idi. Bu medresede musiki, edebiyat, coğrafya, hendese, felekiyat (astronomi), tarih, tababet (tıp),
gibi ilmi dersler aldı.
Ayrıca hatıralarında o zamanlar medresede eğitim keyfiyetli olmadığından para ile müderrislerin evinde gizli özel dersler
aldığını ve bu dönemde Türkiye’den gelen gazeteleri yasak olduğu halde okuduğunu belirtmektedir. Bir taraftan da Buhara’da
başlayan mezhep kavgalarına karşı talebe lideri olarak mücadele etmiştir. I. Dünya Savaşı’ndan bir yıl önce ailesinin yanına
Balasagun’a ağabeyi ile geri dönmüştür.
Batı Türkistan’daki Mücadelesi:
Rus Çarlığı Türkistan’da I. Dünya Savaşı için asker toplamaya teşebbüs ettiğinde karşı çıkarak: “Halife askerlerine silah çeken
mürtettir” diye fetva yayınlamış ve Rusların bu bölgeden asker toplamasına engel olmuştur. Bu mücadele sırasında hakkında
tutuklama emri çıkarıldı, lakin yakalanamadı. O zamanlar Rus İdaresi halkın ayaklanmasından endişe ettikleri için din
alimlerine fazla baskı yapamıyordu. Bu sebepten dolayı ölüm cezası verilmedi, lakin kara listeye alındı.
Batı Türkistan’da 1916’da Çarlık Rusya’sına karşı umumi olarak çıkan ayaklanmalarda Ali Han Töre yaşadığı Kırgızistan’da,
silahlı isyanda faal bir rol oynadı. Çarlık Rusyası’nın zayıf olduğu ve ahalide umumi hoşnutsuzluğundan yaygın olduğu bu
dönemde ülkesinin bağımsızlığını kazanmasını istiyordu. Bu ayaklanma hareketi Ruslar tarafından kanlı bir şekilde bastırıldı.
Ali Han Töre Kaşgar’a kaçtı.
1917 yılında Bolşeviklerin “Azadlık mücadelesi yapan kaçaklar yurtlarına dönebilir” ilanına inanarak memleketine döndü.
Bolşeviklerin zulmüne uğramış olan insanlara yardım ettiğinden dolayı 1919’da tekrar kaçmak zorunda kaldı. İdareye hakim
olan komünistlerin niyetini anlamış ve mücadeleye başlamıştı ki, tekrar kara listeye alındı ve çareyi kaçmakta buldu. Bir yıl
Kaşgar’da ikamet etti.
“Beni Kaşgar’da anlayacak bir tek insan bulamadım ve vatanımı düşmana bırakıp kaçmak çok ağır geldi. Ne olursa olsun
vatanıma dönmeliyim.” demiş ve tekrar dönmüştür. Sovyetler Birliği’nin kuvvetlenmesi üzerine halkın durumunun
kötüleştiğini görünce tekrar başladığı mücadele hayatında:
1- Devlet siyaseti olan ateizme karşı vicdan hürriyetinden istifade ederek, İslam Dini ve medeniyetini yaşatmaya çalışmak
düşüncesiyle ve halkın isteği üzerine, Balasagun şehir camiinde imamlık vazifesine başladı. Vaaz ve nasihatleri halk üzerinde
müsbet tesir yaptı.
2- Türkistan’da ortaya çıkan Kasımovcular Harekatı’nın (vatanperverlerin kadrolaşma harekatı) temsilciliğini yaptı.
Ali Han Töre bu tarihten 1930’a kadar onbir yılda altı defa tutuklandı. En son tutuklanmasında on yıllığına Sibirya’ya sürgün
cezasına mahkum oldu.
Şarki Türkistan’a Kaçışı ve Mücadelesi:
Ali Han Töre, Bişkek Şehir Hapishanesi’nden Sibirya’ya gönderileceği günden iki- üç gün önce; “Mahkumlar etrafı dikenli
tellerle çevrili inşaatlarda çalıştırılırken nöbetçi askerin: -Yemek vaktim geçiyor, siz durun, ben yemek yiyip geleyim- diyerek
gitmesinden istifade ederek, Şarki Türkistan’ın Gulca şehrine kaçtı.
Gulca’da bir yıl çalışarak kazandığı paraları kaçakçılara vererek, iki hanımını ve çocuklarını gizlice yanına getirtir. Niyeti ailesi
ile birlikte akrabalarının da bulunduğu Arabistan’a gitmekti. Ancak Rusya’nın Şarki Türkistan sınırlarını iyi kontrol etmesi
sebebiyle yurt dışına çıkamadı.
Sovyetler Birliği’nin o tarihlerde Şarki Türkistan’daki komünizm propagandasını Ali Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han
Şakirov: “Uygur ve Çin yönetimine gelen, SSCB’de eğitim görmüş kömünizmle beyinleri yıkanmış insanlar, -Sovyetlerin
ürettikleri mallar ucuz ve kaliteli ve bütün her şey komünizmin ürünü, Sovyetler Birliği güllük gülistanlık,… vs.- demekte ve
Müslüman Çinlilerle Müslüman Uygurları ve komünizmden kaçan Rusların aralarına fitne salarak birbirine vurdurup,
komünizme meydan açmaya çalışıyorlardı.” şeklinde anlattı.
Uygur Halkı, Ali Han Töre’yi ilmi ve dini yönlerinden dolayı öz alimleri gibi kabul ederek hürmet gösterdi. Bu ilgi üzerine Ali
Han Töre, Şarki Türkistan’da ailesi ile beraber yaşamaya başladı ve komünizm propagandalarına karşı birlik düşüncesini halka
aşılamaya çalıştı. Bu davasında muvaffak da oldu.
Düşüncelerine halkın büyük rağbet göstermesi üzerine, hürriyet için de mücadele edilmesi gerektiğini açıktan yaymaya başladı.
Böylece Sovyet Emperyalizmi’ne ve komünizme karşı açıktan açığa mücadeleye girişti.
Bunun üzerine Moskova, komünizme karşı olan ve Sovyetlerden kaçan insanların bir listesini kukla durumuna getirdikleri
Şarki Türkistan Valisi General Şen Şi Sey’e (Şin Du Ben) KGB aracılığıyla vererek, onları tutuklattı. Şarki Türkistan’da o
zamanlar Sovyetlerden kaçan iki yüz insan bulunuyordu ve bunların yüz doksan dokuz tanesi bir gecede tutuklandı. Fakat Ali
Han Töre, oğlu Asil Han Töre’nin haber vermesiyle gece yatak kıyafetiyle kaçtı. On ay saklandıktan sonra 1937 yılında Şarki
Türkistan’ın sınır şehirlerinden Asuk’un pazarında yakalandı ve ömür boyu hapse mahkum edildi. Malları müsadere edilerek
ailesi sokağa atıldı.
Merkezi Çin Hükümeti 1941 yılında biraz güçlenince Çin’de hapishaneleri teftiş ettirdi. Teftişlerde Şarki Türkistan
Hapishaneleri’nde sadece suçları “Sovyetler Birliği’nden kaçmak” olan insanların bulunduğu ortaya çıktı. Çin kanunları
gereğince Sovyetler’den kaçmanın suç teşkil etmemesi üzerine serbest bırakılma kararı alındı. Bu karar bir çok insanla beraber
Ali Han Töre Saguni’nin de serbest bırakılmasını sağladı.
Bununla birlikte Sovyetler Birliği’nin Şarki Türkistan Konsolosluğu buna karşı çıktı ve “Ali Han Töre sizin başınıza bela olur.”
dedi. Ama Merkezi Çin Hükümeti, -burası SSCB değil, Çin’dir-” diye talebi reddetti.
Çok az insanın sağlam çıktığı hapishaneden sağlam ve sıhhatli çıkan Ali Han Töre, halk tarafından büyük bir sevgiyle
karşılandı, evi günlerce ziyaretçiler tarafından dolup taştı.
İkinci Dünya Savaşı’nın çıktığı o günlerde Sovyetler Birliği kendi derdindeydi. Ali Han Töre hapishaneden çıkarılacağı sıralarda
Şarki Türkistan Valisi’nin gücü zayıftı ve halk yer yer ayaklanmaktaydı. Hapisten çıkan Saguni, bu fırsattan istifade ederek,
ayaklanmaları bir birlik altında toplamak ve halkı teşkilatlandırmak için gizli “Azadlık Cemiyeti”ni kurdu.
Cemiyetin ilk üyeleri, Ali Han Töre Saguni, Abdülkerim Abbas (sonra Şarki Türkistan’ın İçişleri Bakan yardımcısı oldu.),
Kasımcan Kamberi (Askeri Adliye Başkanı), …vb. oldu.
1944 yılına kadar teşkilatlanmaya ve güçlenmeye çalışıldı ve hürriyet için uygun şerait fırsatı kollandı.
Bolşeviklerin ayaklanarak ortaya çıktığı 7 Kasım’da (1917), “Biz İslam ve hürriyet bayrağını dalgalandıralım, aynı gün ortaya
çıkalım” diye Ali Han Töre, 7 Kasım 1944’te silahlı mücadeleyi başlattı.
Şarki Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin Kurulması ve İlanı:
İstiklal mücadelesi ve cumhuriyetin ilanı konusunda Kutluk Han Şakirov, “Babam, ilçe ve köylerdeki silahlı mücahitlere haber
gönderdi ve – aynı gün aynı saatte siz dıştan Gulca’ya hücum edin, biz de içte mücadeleye başlayacağız.- dedi. Bu plan
tamamen uygulandı. Üç gün içerisinde Gulca Şehri tamamen ele geçirildi. Aynı zaman da Şarki Türkistan İslam
Cumhuriyeti’ni ilan ettiler” dedi.
Ali Han Töre Vilayet Konağı’ndaki Çin bayrağını indirerek yırtmış ve ayağının altında çiğneyerek, “İşte İslam Bayrağımız”
demiş, daha önce hazırlanan ay yıldızlı ak bayrak dalgalandırılmış ve on iki bakandan oluşturulan hükümet ilan edilmiştir.
Ayrıca dokuz maddelik bir beyanat yayınlanmıştır.
Ali Han Töre bu Cumhuriyetin Cumhurbaşkanı kabul edildi. O da kadrosunu şöyle tespit etmiştir:
Hekimbey Hoca ve Ebul Hayri Töre (Kazak) Cumhurbaşkanı yardımcıları,
Rahimcan Sabiri: İçişleri Bakanı, Askeri Bakan Muavini
Enver Musabeyov: Maliye Bakanı
Habib Yunisi (Tatar): Maarif Bakanı
Muhammedcan Mahsun : Ali Adliye (Yargıtay) Bakanı
Abdurrauf Mahzum : Hükümet Başkatibi
Salihcan Bay : Toprak, Yer ve Su Bakanı
Cani Yoldaş: Devlet Müfettiş Bakanı
Zünun Tabib : Askeri Muavin
Palinov ( Rus ) : Askeri Bakan
Ömercan : Levazımat Bakanı
Kerim Hacı : Milli Banka Bakanı
Seyfuddin Aziz : Propaganda Bakanı ( Daha sonra Maarif Bakanı oldu)
Abdürkerim Abbas : Matbuat Başkanı
Kasımcan Kamberi : Askeri Adliye Bakanı
Ahmed Efendi Kasımi : Ali Han Töre’nin Tercümanı
Gulca Şehrinde hakimiyet sağlandığında 4 savaş uçağı, 618 tüfek, 56 makinalı tüfek, 12 havan topu, bir kaç ton cephane ve
bomba ele geçirildi. Bu sırada SSCB Japon ve Merkezi Çin Hükümeti’ne karşı tampon devlet olarak Şarki Türkistan İslam
Cumhuriyeti’ni gizli olarak desteklemek zorunda kaldı. Şöyle ki, mesela 30 koyuna bir tüfek verdi ve tüfekler de Birinci Dünya
Savaşı’ndan kalma tüfeklerdi.
Müslüman Türki halktan (Özbek, Kazak ve diğerleri) askeri uzmanlar gönderdi. Kısa zamanda şu işler yapıldı: Vergi %50
azaltıldı, demokratik hürriyetler verildi; oy verme, çalışma saati,… vs. Din ve dilde serbestlik. Çinlilerin ellerindeki mallar
müsadere edildi.
Mücadelenin Genişlemesi:
Milli Ordu 8 Nisan 1945 yılında kurudu. Seferberlik ilan edildiğinde 100 bin müracaat olduğu halde 30 bin silah olduğu için 30
bin insan silah altına alındı. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında 85 bin kişilik Çin Ordusu’na karşı savaşarak başarı kazanıldı.
İli, Terbegatay ve Altay vilayetleri azad edildi. Manas Deryası’na ulaşıldı. Şarki Türkistan Çin Ordusu ile savaşıldı. Sonra da
Milliyetçi Çin’den gelen ordu ile de savaşılarak, ona da galebe çalındı. ( 1945 )
1945-1946 yılları arası daima Çin askerleriyle vuruşmayla geçti. Çin askerlerinin elinden kışlayı, havaalanını Budistlerin
tapınağını ele geçirdiler. Gulca etrafındaki düşman yok edilinceye kadar 3 binden fazla mücahit şehit edildi. 6 bin mücahit
yaralandı. Şehit ailelerine yardım amacıyla “Şehit Meçruhlar Cemiyeti” kuruldu, ailelere yardım edildi.
Ordu içinde Gani Batur (Uygur), Fatih Batur (Tatar), Osman Batur (Kazak), Ekber Batur (Kazak), General Palinov (Rus) gibi
cesur komutanlar yetişip çıktı. Şarki Türkistan Hükümeti Ali Han Töre’ye önceki faaliyetlerinden ve bu savaştaki
başarılarından dolayı Maraşal ünvanını verdi. Şarki Türkistan Halkı Ali Han Töre’ye Maraşal Ata, (baba) diye hitap ederlerdi.
Şarki Türkistan Ordusu Urumçi’ye kadar yaklaşmıştı. Eğer Ali Han Töre iki üç gün daha Ruslar tarafından kaçırılmasıydı,
Urumçi’de azad edilecekti.
Ali Han Töre’nin Kaçırılarak Taşkent’e Getirilmesi:
SSCB’nin Gulca Başkonsolosu Dabaşin, Şarki Türkistan Cumhuraşkanı Ali Han Töre’ye gelerek: “SSCB’nin Hükümet Başkanı
Stalin sizinle antlaşma götürmek istediler. Ama Ali Han Töre konsolosların bu sözlerine inanmadı. “Eğer antlaşma yapmak
istiyorsa sınıra gelsin” dedi.
Konsolosluk daha sonra, “Kazakistan-Çin sınırı olan Korgaz Şehri’nde Stalin sizinle görüşecek, sizi orada şu gün, şu saatte
bekleyecek” diye daha önce kurulmuş tuzağa Ali Han Töre’yi davet etti. Ali Han Töre buluşma yerine geldiğinde askeri bir
uçakla karşılaştı. Yanında yeterli koruması olmadığı için her hangi bir çatışmaya giremeden silahlı Rus askerleri tarafından bu
askeri uçakla Taşkent’e getirildi. Ortada ne Stalin vardı, ne de antlaşma. Yeni bağımsızlık savaşını kazanmaya çalışan Şarki
Türkistan Halkı’nın Devlet Başkanı Ali Han Töre böylece kaçırılmış oldu.
Ali Han Töre Taşkent’te iki yıl halktan uzak bir şekilde şehir dışında Bozbazar’daki hükümet misafirhanesinde tutuldu. Bu
yıllar arasında Ali Han Töre’nin Taşkent’e getirilip tutulduğundan halkın haberi olmadı. Ailesi de daha sonra 1947 yılının
Haziran ayında gizlice Taşkent’e çeşitli yollarla bir bir getirildi. En son 1960 yılında Ekrem Han geldi.
Bu müddet zarfında dış dünya ile alakası kesik şekilde gözaltında tutuldu. Daha hiç bir iş yaptırılmadı. Daha sonra siyasetten
uzak durması şartıyla Taşkent Şehri’nin Oktyabır, Şeytan Tahar ilçesi, Kahata mahallesi, Kalhoznu 25 adresinde 1976 yılına
kadar yaşadı.
Eserleri:
siyasi ve tıbbi kitaplar yazmıştır: Tarih-i Muhammedi (2 cilt, 1991 yılında 100.000 adet basıldı.), Emir Timur Tüzükleri
(Kutlukhan Şakirov tarafından şuan İstanbul’da Türkçe baskısına hazırlanıyor), Türkistan Gaykusu”(2 cilt), “Şifayi İlan”
(Hastalıklar Devası), “Şiirler Toplusu”, “Ahmed Daniş”, “Nevadir ül Vekai” (Farsça’dan Tercüme) ve Herman Vamberi,
“Buhara veya Maveraünnehir Tarihi” (Tercüme).
“Türküstan Gaygusu”: “1960 sonlarında gizli yazılmış ve vakti geldiğinde neşrini varislerine vasiyet etmiştir. Hazırda oğulları
onu neşre çalışmaktadırlar. “Esasul İman” kitabı da gizli yazılmış, elden-ele gezerek muhtelif meclis ve toplantılarda
okunmuştur.
Ayrıca Ali Han Töre Taşkent’e getirdikten sonra Stalin tarafından Şarki Türkistan’da neler yaptıklarını her şeyi ile yazmasını
istedi. Netice de 60 sayfalık iki nüsha yazılan eser, müsvetteleri ile beraber elinden alınmış ve Moskova’ya gönderilmişti
. 1-Yılmaz Öztuna, İslam Devletleri, 1.Cilt, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989, s.685
2-Ali Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han Şakirov’la Mayıs 1993 Taşkent’te yapılan görüşme
3- Ali Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han Şakirov’la Mayıs 1993 Taşkent’te yapılan görüşme
4-Vincent Monteil, Sovyet Müslümanları, Pınar Yayınları, Tercüme Mete Çamdereli, Yıldızlar Matbaacılık, A.Ş. istanbul 1992,
s.188)
5- Ali Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han Şakirov’la Mayıs 1993 Taşkent’te yapılan görüşme
6- Ali Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han Şakirov’la Mayıs 1993 Taşkent’te yapılan görüşme
7- Abdulhakim Baki İltebir, “Marşal Ali Han Töre kalbimizde, Mübarize içinde olan bir hayat”, Doğu Türkistan Sesi Gazeti,
Doğu Türkistan Dayanışma Derneği Yayını, Özel sayı:1-1993, s. 14.
8- Ali Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han Şakirov’la Mayıs 1993 Taşkent’te yapılan görüşme
9-Ali Ali Han Töre’nin oğlu Prof. Dr. Asil Han Şakirov’la Haziran 1993’te Taşkent’te yapılan görüşme
10– Ali Han Töre’nin oğlu Prof. Dr. Asil Han Şakirov’la Haziran 1993’te Taşkent’te yapılan görüşme
11- Han Töre’nin oğlu Doç. Dr. Kutluk Han Şakirov’la Mayıs 1993 Taşkent’te yapılan görüşme
Tanrı Dağı Akademisi
MAGNYETİK HİPNOZ

Female ‚Amazon‘ warrior buried 2,500 years ago in Altai Mountains was… male
Female ‚Amazon‘ warrior buried 2,500 years ago in Altai Mountains was… male
New DNA findings alter the sex of one of most famous recent Siberian archeological finds of human remains.

Archeologists and anthropologists believed she was not only female – and a pig-tailed teenager – but a member of an elite corps of warriors within the Pazyryk culture. Picture: Marcel Nyffenegger, Natalia Polosmak
A Swiss taxidermy expert brought ‚her‘ to life, recreating the ‚virgin‘ warrior’s looks from facial bones, and some observers commented on her distinctly masculine appearance.
Yet archeologists and anthropologists believed she was not only female – and a pig-tailed teenager – but a member of an elite corps of warriors within the Pazyryk culture which suggested likenesses to the fabled Amazon warriors of known to the Greeks.
Entombed next to a much older man – perhaps father and daughter? – the remains lay beside shields, battle axes, bows and arrowheads, while the warrior’s physique indicated a skilled horse rider and archer.
Some observers commented on her distinctly masculine appearance. Pictures: Marcel Nyffenegger, Natalia Polosmak and Elena Shumakova for Science First Hand
Cowrie shells, amulets for female fertility but exceptionally rare in Pazyryk burials, were a tell-tale sign that this was a young woman, but so were various adornments to the grave – for example, the ‚coffin‘, the wooden pillow, the quiver, all smaller in comparison to usual male burials. In a singular honour, nine horses – four of them bridled – were buried with the skeleton, an escort to the afterlife.
But a major revamping is now underway. New DNA analysis indicates unequivocally that the remains were male and not female.
The pioneering research was conducted by the Institute of Archaeology and Ethnography, the Siberian Branch of the Russian Academy of Sciences, and Novosibirsk State University.
Entombed next to a much older man – perhaps father and daughter? – the remains lay beside shields, battle axes, bows and arrowheads, while the warrior’s physique indicated a skilled horse rider and archer. Pictures: Natalia Polosmak
This obtained ‚reliable molecular genetic data‘ indicating that the supposed female warrior ‚was male‘, according to a report released by Science First Hand co-authored by Dr Alexander Pilipenko, of the Institute of Cytology and Genetics, and Dr Natalia Polosmak, of the Institute of Archaeology and Ethnography, at the Siberian Branch of the Russian Academy of Sciences, in Novosibirsk.
The research also found that the relationship between the two people buried in the tomb at the Ak-Alakha 1Mound 1 was not father and son but perhaps uncle and nephew. The cause of death of the pig-tailed ancient youth was not established.
Swiss expert Marcel Nyffenegger was asked to recreate a likeness of the supposed female warrior for the Historical Museum of the Palatinate in Speyer, Germany. Pictures: Marcel Nyffenegger
The discovery of the remains was described in a 1994 book by Dr Polosmak as ‚unique‘ because of the way the female skeleton was dressed in male clothing and buried with weapons.
Swiss expert Marcel Nyffenegger was asked to recreate a likeness of the supposed female warrior for the Historical Museum of the Palatinate in Speyer, Germany.
Working with a 3D model of the skull, he spent a month painstakingly piecing together her facial muscles and tissue layers as well as reconstructing her skin structure, eyes and expression.
The resulting Plasticine model was then covered with silicone and a rubber-resin mixture before finer details such as eyebrows and eyelashes were added.
Please see our previous article about this remarkable burial.
Exmetjan Osmanning Shéirlari Terjime Eserler Mukapatigha Érishti
Exmetjan Osmanning Shéirlari Amérika Qelemkeshler Merkizining Terjime Eserler Mukapatigha Érishti
Amérika qelemkeshler merkizi özining 2015-Yilliq edebiyat mukapatigha érishken maqale, hékaye, roman, fantaziyelik eserler, biografiye, terjime shéirlarning tizimlikini élan qildi.
Mezkur organ kanadada olturushluq shair exmetjan osmanning «uyghur diyar: yiraq sürgüngah» namliq shéirlar toplimini bu yilliq terjime eserler mukapatigha layiq körgen.
Uning amérikiliq shair jéfréy yang teripidin inglizchigha terjime qilinghan «uyghur diyari: yiraq sürgüngah» namliq shéir toplimi bu yil amérikidiki «fonim médiya» namliq edebiyat orni teripidin neshr qilinghan idi.
Mezkur shéirlar toplimigha uning ereb, uyghur tillirida yazghan 40 nechche parche shéiri kirgüzülgen. «Uyghur diyari: yiraq sürgüngah» uning mezkur shéirlar toplimigha kirgüzülgen shu serlewhilik bir shéirining mawzusi. Shéirlar toplimigha yene uning «shehrizatning éghzidin ötken kéchiler», «baliliqtiki ay» qatarliq shéirliri kirgüzülgen.
1964-Yili ürümchide tughulghan exmetjan osman, 1980-Yillarda qozghalghan uyghur modérnizm edebiyat zhaniri-Gungga shéiriyitining asaschisi, dep étirap qilinghan shair. U uzun yil süriyede yashap kelgen. Lékin süriye baas hökümiti 2002-Yili uni chégradin qoghlap chiqarghandin béri, kanadada yashap kéliwatidu.
http://lithub.com/announcing-the-pen-longlists-pt-4/
Milletchilik We Wetenperwerlik Heqqide Chüshenche
-12 Dékabir yashlar bayrimigha béghishlaymen
-Aptordin
Beziler Milletchilikni wetenperwerliktin ayrip qarap, küchlük milletlerning kéngeymichilikini, téximu toghrisi tajawuzchiliq herkitini milletchilik dep xata chüshendürüshke orunghandek, mustemlike astidiki xeliqlerning milliy qarshiliq körsütüsh herkitinimu milletchilik katégoriyesige kirgüzüdu.Emeliyette küchlük milletlerning kéngeymichiliki milletchilk hésaplanmighandek, milliy zulum astidiki xeliqlerning meyli qaysi shekilde bolmisun élip barghan azatliq herketliri heqqaniy küresh bolup eriqchiliq yaki téror hésaplanmaydu.
Milletchilik insanliqning dunyada ortaq étirap qilinghan xususiyetliridin biri bolghachqa, dunyada milliy dewletler barliqqa kelgen.Milletchilik/Dewletchilik herqandaq bir milletning özige tewe bolghan jughrapiyiwiy rayonda, özi adetlengen til-yéziqtin paydilinip, etnik, siyasiy, iqtisadiy, diniy, medeniy we kultural alahiyidiliklirini saqlap qélish hemde tereqqiy qildurush zörüriyitidin bar bolghan bolidu.
Arimizdiki bezi kishiler bezide dinni bezide eksiyetchi peylasoplarning éyitqanlirini bazargha sélip, milletchilikni qandaqtur binormal nezeriyeler bilen xunukleshtürüp chüshendürüp,bizge tuydurmay milliy éngimizdiki milletchilik/dewletchilik iddiysini zeherlewatidu.Ular xitayning kengeymichilik herkitini milletchilik dep burmilap, xelqimizge milletchilikni xuddi wabadek qorqunchluq shekilde körsütüshke orunmaqta. Bizningche Xitay tajawuzchiliqi miletchilik emes, kengeymichilik, uyghurlarning weten qutquzush herkiti téror emes milletchiliktur.
Milletchilik shekillenmey turup wetenperwerliktin söz achqili bolmaydu…ikkisi bir-biri bilen sewep netijilik munaswetke ige…Biri yene birini teqezza qilidu…Tarixta herqandaq bir siyasiy millet qanche ming yillardin béri belgülük jughrapiylik rayonda yashap, oxshimighan dewletlerini qurup, xeliqarada muhim rollarni oynap kelgen.Siyasiy Millet ming yillap yashighan bir rayon dewlet yaki ishghal astidiki dewlet-weten- bolup, millet bu jughrapiyede apiride bolghan maddiy we meniwiy jewherlerning organik birikmisidin ayrilip bir tereplime halda özini qoghdiyalmaydu.Bu jehettin alghanda dewlet yaki milletni rayon, erq, itiqat, kultur, medeniyet qatarliqlardin ayrip qarighili bolmaydu.
Milletchilik sobiyektipliqqa mayil wetenperwerlik, wetenperwerlik obyektipliqqa mayil milletchiliktur…Xitayning S.turkistan/Uyghuristan tajawuzi milletchilikmu emes, wetenperwerlikmu emes eksinche sépi özidin pashizimdur…Fashizimning etnik, kultural we siysiy hedipide milletchilik we wetenperwerlik degen uqum inkar qilinghan bolidu.Eger tajawuzchilar din, eriq we medeniyet heqqide biljirlighan bolsa, otturgha chiqqini süyistimaldin bashqa nerse emes…
Xitaylarning Uyghur we ishghal astidiki bashqa xeliqlerge qaratqan assimilatsiye siyasitini xitay milletchiliki dep chüshünidighanlar bar…emeliyette bu Xitay milliy kimlikinining geligha sürtülgen ötkür pichaq bolup, esli tragediye bu yerdin kélip chiqidu.Uyghurlardek Obyekit qilinghuchimu,Xitaylardek obyekit qilghuchimu halak bolidu…Dunyada hazirqi zaman Fashizimi we Impériyalizimining birqanche örniki bar…biri Imperiyal sistemgha ayit bolghan Yaponiye modeli, ikkinchisi fashizim sistemisigha ayit bolghan eski sowitler ittipaqi modeli undin bashqa Xitay ultra kapitalizimi …Biri milliy kimlikni itirap qilghachqa küchlinidu…ikkinchisi we üchünchisi milliy kimlikni inkar qilighachqa yoqilidu…
Pelsepe nuqtisidin qarisaq xitayning mustemlike rayonlargha qaratqan siyasiti uning dunyagha xoja bolush shirin chüshini buzup tashlaydighan birinchi amil…Mustemlike arqiliq hökmaranliq qilish alla burun ebjiqi chiqip ketken aqmas mata, zorlap satadur…Xitaymu bizdin küchlük hésaplanghini bilen dunyada arqida qalghan qalaq bir millet bolghachqa Yaponiye, Germaniye we Fransiyening yolini tutalmaywatidu…Xitaylar eger Xitay dewliti Sherqiy Türkistan mustemlikisidin waz kechse, téximu küchiyidighanliqini oylap xiyalighimu keltürmeywatidu…Tarixta Asiyada qurulghan küchlük dewletlerning qaysisi uyghurlar bilen ittipaq tüzmigen?!Xitaylar buni chüshinemdu?!Chüshense nimishqa millitimiz bilen düshmenlishidu…Bu düshmenlik xitaylar teripidin körüklendikche, xitay dewliti ajizlap Uyghur milletchiliki küchlinidu…! Bu halette yeni igilik hoquqimizni qayturup almay turup, xitayning bizni dost sanighinidin düshmen sanighini téximu ewzel…
Xitayning Uyghuristanliqlargha qarita düshmenliki bizning milliy inqilap qoshunimizni berpa qilishimizning pütmes buliqi we milletchilik iddiymizge asas salidighan tunji mektep…wetinimiz Sherqitürkistan/Uyghuristanda tajawuzchilar bilen millitimiz ottursidiki ziddiyet alla burun xitay hökümiti hel qilalmaydighan basquchqa kirip boldi. Düshmen bolsa millitimiizning istixiyilik shekilde élip bériwatqan qarshiliq körsütüsh herketlirini, hür dunyadiki siyasiy herkitimizni melum derijide konturul qilghandek özi sizghan siziqqa chüshürelmey qattiq sarasimge chüshüp qaldi… Bu hadisini chüshenmigenler xitaygha aq bayraq kötürüp chiqishiwatidu, milletchi qiyapitige kiriwélip xitay bilen muresseleshmekchi boliwatidu…Ular alla-towa kötürüp, „xitaylar küchüyüp ketti, tuxumni tashqa urghanning paydisi yoq“, „xitaylar yashlirimizni bek qiriwetti, siyasiy qilmay medeniyet bilen meshghul bolayli“, „Tilimizni qoghdap qalsaq kéyin bir gep bolidu“, „Hazir weten bek yaxshi bolup ketti, bu yerde néme ish qilisiler“, „Bizning dewlitimiz we bayriqimiz bolup baqmighan“, „Biz xitay, xitaydin kelduq“, Uyghuristan yaki Sherqiy Türkistan emes Xinjiang, xitay emes xenzu, xitay dewliti emes zhunggo“, „Bir millet qet kötürimen deydiken awal ilim-pende qeddini tiklishi kerek“, „Siyasiy nishanimiz milliy musteqilliq dések xelqaradin bizge yardem qilmaydiken, öz teqdirini özi belgülesh desek bolghidek“…déyiship,milliy iradimizni közge ilmay, düshmenning nénigha qaymaq sürtiwatidu.Ular saqal-burutni qoyushup, doppa bilen etlesni kiyiwelip, hür dunyada yashap turupmu, nomus qilmay siyasiy teshkilatlirimizni yétim qaldurushqa orunmaqta.
Ular dewletning mustemlike astida ikenlikini tilgha almisa, siysiy herket qilmisa xitay itnik we kultural qirghinni toxtutidighandek, milliy kimlikimizni qoghdap qalidighandek tetenpete xiyallarda bolmaqta.Ular wetini we dewliti yoq milletning milliy kimlikini qoghdap qalalmaydighanliqini, ilim-pende hem qed kötürelmey üzil-késil halak bolidighanliqini bilmemdikine?!Ular siyasiy teqdirimizge köngül bölmestin herqanche milletchi we wetenperwer qiyapetke kiriwélip men uyghur dep warqirisimu, bizning nezirimde xitaydin better we xeterliktur!
Dunyada melum menidin éyitqanda üch türlük millet bar: biri itnik millet/Dewlet, ikkinchisi siyasiy millet/Dewlet, üchünchisi iqtisadiy millet/Dewlet…Uyghur bilen Xitaylar bu üchning ichide siyasiy milletke, Amerika, Japon we Germanlar iqtisadiy milletke, Tibet we mungghullar itnik milletke kiridu…Itnik milletler bilen siyasiy milletlerning arisidiki munasiwet bilen siyasiy milletler bilen siyasiy milletlerning arisidiki munasiwet, siysiy milettler bilen iqtisadiy milletlerning arisidiki her türlük munasiwetler oxshimighan rayon we milletlerde wetenperwerlik we milletchilik uqumida roshen perqlerni keltürüp chiqarghan…Gheripning milletchilik uqumini Uyghuristangha, Xitaylarning wetenperwerlik uqumini Uyghuristan xelqige qarisigha tedbiqlashqa bolmaydu…itnik, siysiy, iqtisadiy milletlerning milliy inqilawimizgha bolghan wastiliq we biwaste munasiwetlirini chongqurlap tetqiq qilmay turup, herqandaq import qilinghan idiologiye bilen weten/milletning azatliqi üchün élip bériliwatqan siyasiy küreshlerimiz ghelbe qilalmaydu…!
Milletsiz weten, wetensiz millet bolmighinidek, wetensiz dewletmu bolmaydu…Milletchilik/Dewletchilik bilen wetenperwerlik biri yene birini aldinqi shert qilghan sobyektip barliq bolup, hergizmu biri-birini chetke qaqmaydu hem ayrilalmaydu. Uyghurlarning milliy herkiti-wetenperwerlik-heqqaniy herket bolup, u ishghal astidiki dewletni yeni tehdit astidiki milletni qutuldurushni yüksek ghaye qilghan milletchiliktur!(K.A)
2013.Yil 6.Dikabér Gérmaniye
Tengri Bilen Ananing Diyalogi
Auotori:Mukerrem Qurban
Tengri anidin soraptu : sen hardingmu?
ana : yaq , harmidim
Tengri : sen aghirdingmu?
Ana : yaq ,aghirmidim
Tengri : sen qiynaldingmu ?
Ana : yaq , qiynalmidim
Tengri : nimishqa?
Ana : chünki men bir ana , hardim , aghirdim , qiynaldim ,charchidim deydighan salahiytim yoq .
Tengri : emse nimishqa yighlaysen?
Ana : chünki menmu adem , tesellige,küyünishke muhtaj , shundila barliq charchash , harghinliq hemmisi bir tamche yashqa aylinip chiqip kétidu xalas.
13.12.2015
47 Cities Join The UNESCO Creative Cities Network
Paris, 11 December 2015 – UNESCO Director-General, Irina Bokova, has announced the designation of 47 cities from 33 countries as new members of the UNESCO Creative Cities Network. The results of this year’s Call bears witness to the Network’s enhanced diversity and geographical representation with 22 cities from countries not previously represented.
The UNESCO Creative Cities Network is pleased to welcome the following cities within its seven creative fields (Crafts and Folk Art, Design, Film, Gastronomy, Literature, Media Arts and Music):
- Adelaide (Australia) – Music
- Al-Ahsa (Saudi Arabia) – Crafts and Folk Art
- Austin (United States of America) – Media Arts
- Baghdad (Iraq) – Literature
- Bamiyan (Afghanistan) – Crafts and Folk Art
- Bandung (Indonesia) – Design
- Barcelona (Spain) – Literature
- Belém (Brazil) – Gastronomy
- Bergen (Norway) – Gastronomy
- Bitola (The former Yugoslav Republic of Macedonia) – Film
- Budapest (Hungary) – Design
- Burgos (Spain) – Gastronomy
- Dénia (Spain) – Gastronomy
- Detroit (United States of America) – Design
- Durán (Ecuador) – Crafts and Folk Art
- Ensenada (Mexico) – Gastronomy
- Gaziantep (Turkey) – Gastronomy
- Idanha-a-Nova (Portugal) – Music
- Isfahan (Iran [Islamic Republic of]) – Crafts and Folk Art
- Jaipur (India) – Crafts and Folk Art
- Katowice (Poland) – Music
- Kaunas (Lithuania) – Design
- Kingston (Jamaica) – Music
- Kinshasa (Democratic Republic of the Congo) – Music
- Liverpool (United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland) – Music
- Ljubljana (Slovenia) – Literature
- Lubumbashi (Democratic Republic of the Congo) – Crafts and Folk Art
- Lviv (Ukraine) – Literature
- Medellín (Colombia) – Music
- Montevideo (Uruguay) – Literature
- Nottingham (United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland) – Literature
- Óbidos (Portugal) – Literature
- Parma (Italy) – Gastronomy
- Phuket (Thailand) – Gastronomy
- Puebla (Mexico) – Design
- Rasht (Iran [Islamic Republic of]) – Gastronomy
- Rome (Italy) – Film
- Salvador (Brazil) – Music
- San Cristóbal de las Casas (Mexico) – Crafts and Folk Art
- Santos (Brazil) – Film
- Sasayama (Japan) – Crafts and Folk Art
- Singapore (Singapore) – Design
- Tartu (Estonia) – Literature
- Tongyeong (Republic of Korea) – Music
- Tucson (United States of America) – Gastronomy
- Ulyanovsk (Russian Federation) – Literature
- Varanasi (India) – Music
Launched in 2004, the Network now comprises 116 cities worldwide. It aims to foster international cooperation with and between cities committed to investing in creativity as a driver for sustainable urban development, social inclusion and cultural vibrancy.
“The UNESCO Creative Cities Network represents an immense potential to assert the role of culture as enabler of sustainable development. I would like to recognize the many new cities and their countries that are enriching the Network with their diversity” declared the Director-General, as UNESCO celebrates in 2015 the 10th anniversary of the Convention on the Protection and Promotion of the Diversity of Cultural Expressions.
The 2030 Agenda for Sustainable Development adopted by the international community in September 2015 highlights culture and creativity as key levers for sustainable urban development. The Network serves as an essential platform to contribute to the implementation and achievement of this international agenda.
By joining the Network, cities commit to collaborate and develop partnerships with a view to promoting creativity and cultural industries, to share best practices, to strengthen participation in cultural life, and to integrate culture in economic and social development strategies and plans.
The next meeting of the Creative Cities Network is scheduled for September 2016 in Östersund (Sweden).
****
Media Contact: Lucía Iglesias, UNESCO Press Service.
Tel: +33 (0) 1 45 68 17 02 l.iglesias@unesco.org
Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü’nü aldı
Aziz Sancar, Nobel Kimya Ödülü’nü aldı
10 Aralık 2015 PerşembeTeknoloji

Türk Profesör Aziz Sancar, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen törenle Nobel Kimya Ödülü’nü İsveç Kralı 16’ıncı Gustaf’ın elinden aldı.
Nobel Kimya ödülünü kazanan Türk bilim adamı Aziz Sancar, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen törende ödülünü aldı.
Sancar, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile Nobel Kimya ödülünü kazanmıştı.
AZİZ SANCAR’DAN ÖDÜL SONRASI AÇIKLAMA
Nobel Kimya Ödülü kazanan Türk bilim adamı Aziz Sancar, ödülünün Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek,“ İnşallah bundan sonra daha büyük övgüler kazanırlar. Türkiye’de bilime çok büyük katkıda bulunurlar“ dedi.
Aziz Sancar, İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen törende ödülünü, İsveç Kralı 16. Carl Gustaf’ın elinden aldı.
Sancar ödülünü almaya, İsveç Akademisi Daimi Sekreteri Prof. Dr. Claes Gustafsson tarafından, „Sayın Sancar, İsveç Akademisi adına sizi kutluyorum ve Majesteleri Kralın elinden Nobel Edebiyat Ödülü’nü almanızı rica ediyorum“ sözleriyle çağrıldı.

Nobel Diploması ve altın madalya alan Sancar, 850 bin avro tutarında para ödülüne de hak kazandı.
Sancar, yaptığı açıklamada, „Memleketim adına sevindim, Mardin adına sevindim. Memleketim için hayırlı uğurlu olsun. İnşallah bundan sonra daha büyük övgüler kazanırlar. Türkiye’de bilime çok büyük katkıda bulunurlar“ ifadelerini kullandı.
Sancar, Tomas Lindahl ve Paul Modrich ile Nobel Kimya Ödülü’nü kazanmıştı.
Mardin’in Savur İlçesinde, okuma yazma bilmeyen ancak eğitime önem veren sekiz çocuklu bir anne-babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Aziz Sancar, İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirmiş, yurt dışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi’ne kabul edilen üç Türk’ten biri olmuştu.
Prof. Dr. Aziz Sancar, hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde, 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazanmıştı.
AZİZ SANCAR KİMDİR?
Halen ABD’nin Kuzey Karolayna Üniversitesi Tıp Okulu Biyokimya ve Biyofizik bölümünde öğretim üyeliği yapan Aziz Sancar, Mardin’in Savur ilçesinde 1946 yılında dünyaya geldi.
İlk ve ortaöğrenimini Savur ve Mardin’de tamamladı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Savur’da iki yıl doktor olarak çalıştı.
KANSERLE MÜCADELEDE DNA ONARIMI
ABD’ye giderek Dallas Teksas Üniversitesi’nde doktorasını yaptı. Moleküler Biyoloji dalında, DNA onarımı üzerindeki doktorasını 1977 yılında tamamladı. Yale Üniversitesi’ndeki doçentlik tezini yine DNA onarımı üzerine yaptı. 1982 yılında UNC Chapel Hill’de Biyokimya ve Biyofizik alanlarında çalıştı. Burada da DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve „biyolojik saat“ üzerinde çalıştı.
Nobel Kimya Ödülü’nü 3 bilim insanı kazandı. Bu isimlerin arasında Prof. Dr. Aziz Sancarda yer aldı. Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan diğer isimler İsveçli Tomas Lindahl ve ABD’li Paul L. Modrich oldu. Sancar, Orhan Pamuk’tan sonra Nobel alan ikinci Türk oldu.
MAKALELERİNDEN BİNLERCE ALINTI YAPILDI
300’e yakın makale ve 33 kitap yayınladı. Makalelerinden binlerce bilimsel yayında alıntı yapıldı. Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi ve Türk Bilimler Akademisi üyesi.
Kuzey Karolayna Üniversitesi Tıp Okulu Biyokimya ve Biyofizik bölümünün öğretim görevlilerinden Gwen Boles Sancar ile evli. Eşiyle birlikte Carolina Türk Evi’ni kurdu.
http://www.ntv.com.tr/teknoloji/aziz-sancar-nobel-kimya-odulunu-aldi,F10C10YMBEaCIMqnra3I2w
Milliy Dewlet, Emperiyalizim We Milliy Roh!
Dewlet eng bashta rohta qurulidu.Rohda qurulghan dewletni herqqandaq küchlük düshmen yiqitiwitelmeydu!Beziler Yehudiylar bilen bizni sélishturup, ular 2000 yilda dewlitini qaytidin qurup chiqti, bizge téxi baldur dégendek tétiqsiz sepsetini bazargha salmaqta. Bizni Yehudiylargha oxshutushqa bolmaydu.Chünki 200 yil awal bizning dewlitimiz yiqilishtin burunla rohimizdiki dewlet xurapatliq we nadanliqning mudhish qarangghuluqida allaburun gumran bolup bolghan. Yehudiylar 2000 yil dewletsiz qalghan bolsimu, rohidiki dewlettin ikki yüz esirde bir minutmu ayrilip qalmighan. Bizning rohimizdiki dewlitimiz jismimizdin awal yiqldi, Yehudiylarning rohidiki dewlet 2000 yil ichide xuddi derex yiltizidek derijidin tashqiri uzurap we küchlinip ketti.Hazir birla Israil emes pütün dunya Yehudiy dewliti bolup qaldi dégen paranglarmu yoq emes!
Dewletni eslige keltürimiz deydikenmiz, eng awal qaghjirap bir tire-bir ustixan bolup ketken milliy rohiymizni tirildürüshimiz kérek! Milliy rohiymizni tirildürüshning, riqabet we küreshte dayim tik turush tebiyiti yétildürüshning charisi asan:
*Awal kichik balidek kitap oqush, andin chong ademdek kitap oqush, andin yene yétishken alimlardek kitap oqushni pütkül jemiyitimizde xuddi her küni üch waq tamaq yigendek adetke aylandurush! Özimizning kitabinimu, yatlarning kitabinimu hetta düshmen milletlerning kitabinimu zirikmey oqush!
*Ömür boyi birla kitapni oqup, bolishigha dua qilip, bir ishek hem sütlük kala, issiq öy, xotun bala üchünla yashawermey, Matimatika, pelesepe, qanun, iqtisadshunasliq, astirnomiye, edebiyat-sennet, tibabet, Jughrapiye, siyaset, eskeriyet, biologiye, ximiye, pizika, tiologiye we sotsologiye… penlirige ayit bilimlirimizni bashtin axirghiche yéngilash.
*Milliy enene we medeniyitimizdiki bizge yük bolup qalghan waqti ötken, konirighan, küchtin qalghan jisim we dewletchilik éngi qatarliqlarni baturluq bilen ming yil ilgirkisige sadiq bolghan halda zamanisigha layiqlashturup islaha qilish !
Insanning jahalet qaplap ketken jismi insan tebiyitining türmisi.Waqti ötken dewletchilik Insaniyetning türmisi! Jisim we rejim shunche qélin, shunche égiz we shunche soghaq tört tamdek esir-esirlep qénimizni ichip keldi! Insaniyetning jümlidin millitimizning pelesepe, edebiyat we sennet tarixi insan rohigha zindan bolghan jisim we insaniyetke türme bolghan dewletchilikke qarshi turup rohni azat qilish tarixidur.
Peqet pelesepe, edebiyat we sennet arqiliqla bizning qénimizni ichip, rohimizni qetli qiliwatqan eshu mudhish tort tamgha qarshi urush qilalaymiz! Milletning dunya qarashi, qimmet qarishi we istitik istekliri bilimning éshishigha egiship tediriji zamaniwiyliship ilghar milletlerning sewiyisige yétidu.Bu waqit küchimeyla dewletke yene kélip sünniy we saxta emes heqqiy bir dewletke ige bolup qalghan waqtimiz bolidu!
Közüngni ach! Qilghanliring, qiliwatqanliring we qilmaqchi bolghanliringgha munasiwetlik yollar xata lahiylengen! Pilanlar bashqilar teripidin tüzülgen, nishan bashqilar teripidin békitilgen.Shundaq bolghachqa azatliq tangliri ikki yüz yildimu atmidi, qénimiz sharqirap éqiwatidu, mislisiz derijidiki mal-barliqimiz we waqtimiz israp bolup kétiwatidu.Bu millet yoq bolmisun, qéni sharqirap aqmisun, waqit we mal-bisatimiz shamalda sorulmisun, ademdek yashisun, dunyaning bashqilardek rahitini körsun, özining eskiri, özining saqchisi, özining türmisi bolsun, özining dewliti, özining bayriqi bolsun déseng Özengni, düshminingni, dunyani hazirdin bashlap toluq chüshinishni bashla!
Sen ichingdin yétiship chiqqan hökümdarliringgha asiyliq qilghan Ikki esirdin béri Aldanding, kemsitilding, qul qilinding! Düshmenler uzaqtin milliy teqdiring, milliy tepekkuring we diniy itiqadingni sanga paydisiz shekilde kontrul qilip keldi.Shu seweptin köp hallarda sen bir terep, pütün dunya bir terep bolup qaldi! Bu dunya ghaliplarning, sen ularning sépidin yer élishqa layiq isil milletsen! Ular bilen qarshilashsang düshmining bilen birliship yene séni basturidu! Ular eslide bizning her türlük küreshlirimizni hémaye qilishni oylaydu.Biz dayim ularning zitigha tigidighanlargha aldinip, ishni buzup qoyiwatimiz! Özingge kel, sen tégiddin isil bir milletning ewladisen. Sanga qarap turghanlargha jasaritingni bir körsütüp qoyghin. Sanga qarap turghanlargha küchüngni bir tonutup qoyghin. Sanga qarap turghanlargha iradengni bir namayan qilip qoyghin!
Sanga qarap turghanlar séni körüp xatirjem bolmastin teshwishke chüshsün! Ular séni körüp mensitmeslik keypiyatide bolmastin özini asta daldigha alsun! Ular séni körüp qorqqinidin wetiningge xatirjem kelelmisun!
Ular séni körse bu bélining astini toxtimay tolghaydighan zeypane bir milletken dep qalmastin, Arislannning buqisidek jinsi iqtidari urghup turidighan, shan-sheripi we nomusi üchün ölümdinmu qorqmaydighan, jéni chiqip ketsimu düshmendin xeyrixaliq kütmeydighan heqiqiy erkek bir milletken déydighan bolsun! Mana bu meniwiy dewlettur!
Hür yashay déseng rohingni xuddi düshmendek siqmay, pelesepe, edebiyat we sennet penjiresi arqiliq hayatliq we dunyagha qarashni ügüniwal! Jahalettin uzaq tur! Insanlarning medeniyet jehettiki oyghunishida tarix boyi pelesepe yol, edebiyat yolbelgüsi we sennet dayim köwrük bolup keldi! Bu qanuniyet özgermeydu!
Insanlar eng kamida besh ming yidin béri jisimdin qutulush üchün jisim, dewlettin qutulush üchün delwlet qurushtin ibaret bésip ötmise bolmaydighan qarangghuluq dewridin halqip kételmidi.Biz uyghurlarmu shuning ichide.Meniwiy bir dewliting bolmay turup hichnimini étirap qildurghili bolmaydu.
Dewlet qurmay turup milletke tehdit boliwatqan yat milletning dewletchilikige qarshi küresh qilghili bolmaydu.Küresh qilish üchün eng bashta meniwiy dewlet kérek! Dewlet qurush üchün bashta tömür tesek we mal-dunya emes zamaniwiylashqan pelesepe, edebiyat we sennet kérek! Dunyada hemme kishi dewlet yaki dewliti üchün küresh qiliwatidu, bizmu shu, emeliyette kilassik dewletning alla burun waqti ötüp ketti! Dunyaning qeyiridila bolimisun irade, bilim we téxnika kimning qolida bolsa dewlet uning bolidu! Nurghun dewlet we milletler yoshurun dewlet yaki yoshurun xandanliqlarning qanunluq mülikide aylinip qaldi. Dunya 21-yüz yilgha kelgende intayin kichiklep, insanlar alla burun tarixta hich körülmigen bashqa bir dewirning ichige kirip ketti!(K.Atahan)
*****
06.12.14 Gérmaniye
Bhagavad Gita we Mahatma Gandi
Autori: Hebibulla Ablimit

Qolumda “Tengrining naxshisi” digen manani bilduridighan “Bhagavad Gita” namliq Hindi xelqining buyuk muqedes kitabliridin biri turatti.
“Bhagava Gita” namliq bu eserde jenggiwar pelwan Arcunaning ilahi Krishma bilen jeng meydanida élip barghan söhbetlirini hékaye qilghan Dastan idi. Mana mushu Dastan arqilqi Hindunizimning alemshumul ulughlughini, Hindunizimning zorawanliqqa qarshi pelsepesini we hékmitini chushendurgen idi.
Muhatma Gandi özi bu ulugh Kitab “Bhagava Gita” ni terjume qilghan we uninggha tepsir yazghan. Bu kitap 20-esirde Hindistandiki eng yuquri qimmetke ige bolghan eser bolup hisaplinidu. Gandi bu kitabni sap we iniq bir til bilen ipadilep, öz nöwitidiki shu insanlarning meniwi dunyasi bilen zich munasiwetlik bolghan mesillerni baghlap, téximu yuquiri sewiyege kötergen.
Kitab mundaq jümliler bilen bashlanghan idi.
”Mahabharata tarix emes. Mahabharata dini we exlaq mesiller toghrisida yézilghan bir eserdur. Eserde teswirlen´gen urush, dharma(toghruluq) bilen adharma(dharmagha qarshi herqandaq nerse Mesilen: rezillik) otturisida meydangha kelgen bir küreshtur. Bezi chaghda pezilet bilet rezilet bolup körulse bezide cheksiz yaxshiliq küch bilen eskilik arisidiki bir urushtur. Zorawanliqqa bilen Zorawanliq herketlerge qarshi turush mexsitide yézilghan eserdur…..”
Bu Kitabta zorawanliq qet´i meni qilinghanliqi üchün, men xundi yutturup qoyghan isil bir nersemni tipiwalghandek nahayiti zor bir xoshalliq bilen oqushqa bashlidim, hetta bu Kitab mining pütün hayatamni özgertiwitidighandek bir tuyghuda idim. Kitabtiki söz we jümlilerning hemmisi men yutturup qoyghan nersilerdek, xuddi ular yene yoqap kétidigghandek, ensiresh ichidiki sap tuyghulurum bilen oqushni dawamlashturmaqta idim. Uzluksiz oqushtin charchighan közlirim birdinla munu jümlilerge chushtide, qaytidin roshenlishishke bashlidi, hetta bu jümliler zorawanliq qaplighan bu qarangghuluqni yorutush üchün öz nürlirini chichiwatqandek qilatti.
“Heqiqetke peqet Nepsimizge bolghan baghliqliqimizdin qutulghandila andin riaye qilalaymiz!”
“Bugun bu dunyaning siyasitide héch bir yaxshiliq yoqtur, birmunche eskilik, meynetlikler mewjuttur, chünki xoshametchilik, usxenchilik we insanlarni apetlerdin qoghdimay eksinche apetlerge yuzlenduridighan hallar mewjuttur. Eger mashundaq kitiwiridighan bolsaq ruhumizni yoqutup qoyimiz, yaxshi ishlarni qilish iqtidarimizni yoqutup, hem bu hem u alemlikimizdin mehrum qalimiz”
…………………
Birdinla köz aldimgha urushning xani weyranchilighidin qichip, yol-yollarda musapir bolup, öz öy makanliridin ayrilip yolgha chiqqan musapirlarning simasi namayen boldi.
Xuddi Perwanining kichikkine bir umut, kichikkine bir yoruqluq üchün özining nazuk bedinining otta köyushige qarimay, lawwildap yiniwatqan chiraq otigha özining yumran qanatlirini urushigha oxshash, Millionlighan musapirlar ashu kichikkine pildirlighan bir umud, kichikkine bir yoruqluq, bir burda Nan, bir uchum Su we özini daldigha alghidek bir yer üchün, halsighan bedenlirige qoshup, köturwalghan bowaq balliri bilen yolgha chiqan ashu bichare charisiz musapir anilar köz aldimgha keldi.
Ashu anilarning yirttilghan iteklirini nazuk qolliri bilen chiq tutqan, halsizlighan putlirini aran yötkewatqan, partlighan bombilarning dexshetlik zerbiside yurekliri bighishidin uzulup qalay digen, qorqush, wehim ichide tatarghan yuzlirige chokup ketken nursiz közlirini, insanlar topidin apqishiwatqan nariside ösmurler köz aldimda namayen boldi.
Hemmige qadir ulugh Allah biz insanlarni “qarangghuluqta” qalmisun dep, “wujutqa kel” dep 1-bolup yuruqluqni yaratqan iken, andin dunyani, andin kéyin biz insanlarni bu dunyagha apiride qilghan iken.
Biz insanlar bir-birlirimiz öz wujudumizning bir parchisidin köpuyup, Hz.Adem bilen Hz.Hawa Anining illiq muhebitining netijisi bolsaqmu emma lékin Insanning tepekkuri, his –tuyghulirining bashlinishi yenila “Aldashning” mexsuli bolghan yene iniq qilip éytqanda Sheytanning hélisi netijiside insanlar “1-gunah” ni ötkuzush arliq insanda tuyghu, hésyat barliqqa kelgen. Insan öz mahiyiti tonughan.
Shundin muqeddem ta xazirghiche insanlar héle-neyreng, saqtipezlik, körelmeslik, sexsiyetchilik, heset, achközluk …..ler netijiside ta Hz.Adem bilen Hz. Hawa anining sap muhebetlirining mexsuli bolghan oghulliri Qabilning Habilni ölturushi bilen insaniyet dunyasida 1-qan tökulup, jinayetler arqa –arqidin dawamliship,ta bügünge qeder bu dunya qan bilen boyalmaqta.
Ejaba rastinla insanlarning insani mahiyti bolghan “Yaxshiliq” tin haywani mahiti bolghan “yawuzluq” ustun turamdu ?
Yawuzluq üchün qollanghan eqil- paraset insanning dawamliq yatliship bérishigha yol bashlighuchi ézitqugha aylanghanma?
1-Qanning tökulushi sewepchi bolghan 1-qatilliq.
Hz. Nohning dewridiki Topan balasi.
Hz. Salih zamanidiki Chaqmaq apiti.
Hz. Lut Zamanisidiki yer teweresh.
Hz. Ibrahimning otqa tashlinishi we öz oghli Hz.Ismailning boynigha pichaqni tenglishi (yaki Saredin bolghan oghli Hz.Is`haqni boghuzlap, köydurush üchün qurbaliq supisigha yatquzushi —Tewratta shundaq diyilgen iken).
Hz. Yaqupning öz mempeti üchün akisi Eswani aldishi we xeyrilik duani ilish üchün Dadisi Hz. Is`haqni aldishi—Tewratta shundaq yézilghan iken).
Hz. Yusupning quduqqa tashlinishi we xarlinip Misir qul bazarlirida sétilishi, Zindangha tashlinishi.
Hz. Musaning yol bashchilighida, Allahning yardimi bilen yérilghan qizil Déngizdin ötup, Zalim Frawundin qutulup, Sina téghi baghrigha kelgen insanalarning bir-birlirini ölturshi.
Hz. Eysaning Kréstke miqlinishi.
Hz. Muhemmet(s.a.v) ning Mekkidiki Mushiriklar teripidin nahayiti éghir jebir-japalargha uchrishi we amalsizliqtin öz yurtini tashlap Medinige hijret qilishi.
Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Eli, Hz. Hesen, Hz. Husen qatarliqlarning qes bilen nahayiti ichinishrliq ölturlishi.
Öz tarixihlirimizdiki Padishaqlarning hoquq, iqtidar taliship bir-birlirini ölturushi (Meselen: Qaraxanilar dewride Mehemmed Bughraxan bilen öz akisi Sulayman Arslanxanning texti taliship qanliq jeng qilishi, gerche Muhemmed Bughraxan ghelbe qilip hoquq tutqan bolsimu axirida öz oghli Huseyin (Mexmud Qashqirining dadisi) bilen orda ichide zeherlinip ölturlgen)…….
Chingizxanning Yer yuzude Kök yuzidiki “quyashtek parqiraymen” dep pütün Asiye we yawropani öz atlirining qanliq tuyaqliri bilen pitiqlishi.
Appaq xojining öz iqtidari üchün wetenni munqerzge boghushi we bu yolda nurghun meripetperwer insanlarning ölturulishi.
Osmanliy Padishaxlirining öz iqtidari, selteneti üchün öz qini, janidin bolghan ewlatlirini bughup ölturushi we shuningdek nurghunlighan imperaturluqlarning ayighi uzulmigen urushliri.
Tajawuschi Zo zungtangning ana diyarimizni qangha boyushi.
1-2- Dunya sawashlirida millionlarche insanlarning ölushi.
Hazirqi urushlarda bigunak insanlarning, kéchik bowaqlarning qanliri bilen boyalaghan Aq Déngiz, Qara Déngiz , Qézil Déngizlar.
Chöl bayawanlardiki insan söngekliri bilen hasil bolghan töpilikler, Achliqtin, Ussuzluqtin, makansizliqtin nelerge birip, makanlinishni bilmey nishansiz yolgha chiqqan millionlighan Musapirlar.
Rehimsiz qeqritan Qishning kilish harpisida kök yuzini dalda qilip, ashu titilip-chugulup ketken chidirlarda yatqan Millionlarche urush Musapirlirining ah –zarliri …..
Yawropadiki partilghan bombilar, itilghan oqlarning sewebidin bigunah ölgen insanlar we ularning aili-tabatlirining ah-zarliri we nelerdindu biz hewersiz qalghan zulumlar, bu zulumlarning destidin ölgen bigunah inaslarning qanliri…. nale-peryatlar….
Köz aldimdin bir-birlep ötti.
Dimek Ulugh Allah Hz. Ibrahimgha Qoshqar ewettim, mexset bilen wastining chékini ayan qilghan bolsimu, emma insan öz nepsi üchün, özining “ulugh” luqi üchün yawuzluqtin ibaret bolghan haywani mahiyiti dawamliq bu dunyada ustunlukni igenlep kelmekte .
Ulugh Allah biz insanlargha yol bashlighuchi Peyghemberlerni ewetish arqiliq bizni özining nizamlirigha boy sunushni telep qilghan bolsimu, biz insanlar dawamliq yene shu “1- gunah”ning sewebi bolghan “aldinish” bilen dawamliq gunah ishlep, sheytanning yolini tutup, bu güzel dunyani, dozaqqa aylandurwatimiz.
Men ene ashundaq “Yaxshiliq” tepekkurliri ichide, Insanliqni terghip qilip, Zorawanliqqa qet´i qarshi turidighan “Bhagava Gita” namliq kitabni qolumdin birlirining kilip, tartiwilishidin qorqqandek chiq tutup turattim.
Kitabni yene oqushqa bashlidim, herbir zorawanliqqa qarshi sözlerni bir-birlep huddi qichip kétidighandek, hélila öchup kitidighandek ensiresh tuyghuliri ichide hatiremge bir-birlep, xuddi özemning sözliridek qilip, kechurushke bashlidim, chünki mining hés-tuyghulirimda, pütün tepekkurumda we hetta pütün bedinimde herturluk zorawanliqqa qarshi bir uqumning törelmisi yétiliwatatti.
Men bu dunyadiki pütün qan tökulushning sewebi, mashu atalmish “güzel” dunya tertiplirini qurghan ashu perde arqisidikilerning; radikal sexsiyetchiligidin, ach közligidin kilip chiqqan arzu-istekliri, muddualiri we kibirlik debdebiliri üchün , insanning haywani tebieti bolghan zorawanliq wastisini qollunush sewebidin bolghan dep qaraytim.
Heqiqeten “güzel” bir dunya qurush üchün nime üchün insanlar özlirining esli mahiyiti bolghan “yaxshiliq, muhembet” ni qollaymaydu?
Eslidila bu dunya pütün insanlar üchün yartilghan idighu?
Maddi jehettiki zoqlinish heqiqeten ruhtin ustin turamda?
Pütün insanlarning itiqat qiliwatqan dinlirida, muqedes kitablirida ruhning muqedesligini terghip qilattighu?
Shunga ruh kökte, madda yerditighu?
Shuning üchün güzel ruhlar yerde xarlinamda? Shuning üchün maddini dep ruhni kirlitimizma?
Nime dep bu güzel dunyani öz qinimiz bilen bulghaymiz?
Öz waxtida Habil akisi Qabilgha mundaq digentighu: “Eger sen mini ölturushke qolungni sozidighan bolsang, men sini ölturushke qolumni sozmaymen. Men heqiqeten alemning perwardigari Allahtin qorqimen” (Kur´an kerim Maide-süresi 28-ayet).
Bu dunyada Qabillar nime digen tola, ular nimandaq küchluk? Rastila Tewratta diyilgendek Qabilni kishiler ölturushke pitinalmamda? Qabilarnining pishanisida rastinla Allah salghan belge barmu?
Adalet bu dunyada shundaq ajizma?
Mana mushu soalrning jawabini izdesh üchün uzun bir yolgha chiqtim belki bu soallargha hayatim boyiche jawap tapalmasliqim mumkin, emma men yenila ajiz, mezlumlar terepdari, söygu, muhembet terepdari chünki men özemmu ajiz bir mezlum, Allahning ajiz qulimen dep bilimen.
Lenet bolsun Qabillargha!
Men yenila Kitabni oqushqa bashlidim we dawamliq xatirlewattatim.
Zorawanliqni terghip qilmaydighan “Bhagavad Gita” namliq kitapqa eng yaxshi teswir yazghan we pütün emeliy ish-herketliride we siyasi küreshliride bu kitabni qiblename qilghan bu muberek zad Muhatma Gandhining hayatighimu qiziqip qaldim.
Muhandas Kanamchand Ganhi (1869 – 1948) bolsa Hindistan xelqining we Hindistan musteqqilliq herkitining siyasi we ruhani dayisi.
Gandi hem Adulkant, Ustaz we Sofi we eskilikke qarshi aktip emma zorawanliq ishletmey qarshi turush bilen munasiwetlik bolghan Satyagraha felsefesining ustazidur (yeni men oquwatqan bu Bhagavad Gita namliq kitab asasidiki Hindi Pelsepesi).
Gandi bolsa yene Hindistanda we dunyada Tagore terepidin birilgen we ulugh ruh menasida kelgen “Mahatma” we Ata menasida kelgen “Bapu” digen namlar bilen atilidu.
Gandi Hindistanda resmi Hindi xelqining atisi dep tonulghan we tughulghan kün(10-ayning 2-küni) ni resmi tetil kün qilip bikitken. Shuningdek yene 2007-yili 6-ayning 15-küni Birleshken Milletler teshkilati Gandining tughulghan künini “Dünya zorawanliq cheklengen Kün” qilip ilan qilghan.
Gandi 1869-yili 10-ayning 2-küni bir sodiger ailiside dunyagha kelgen. 12 yashqa kelgende ailisining orunlashturushi bilen Hindi qaydiliri boyiche toy qilghan. 19 yashqa tolay digende yeni 1888 –yili 9-ayning 4-küni Ata –anisining arzusi boyiche Adulkant bolush üchün Engileyege birip “Universty College London” gha qanun oqush üchün kirgen. Bu buyuk Impératorluqning paytexti Londondiki chaghlirida Gösh, Haraq we jinsi munasiwetlerdin uzaq turushtek Hindi dinning qaydilirige boysunushqa munasiwetlik bolghan ishlarda Apisigha bergen wediliride ching turghan. Derisxanilarda ötulgen derisler arqiliq gheripning medeniyetidin xewerdar bolghan bolsimu lékin ijarige alghan öyining igisi teripidin Qoy göshi bilen mizilik qilip, pishurulghan tamaqlargha zihar éghiz tegmigen. Yalghuz anisining digenliri bilenla cheklinip qalmay yene göshsiz yémeklikler toghrisida yézilghan ilmi maqalilarni oqush arqiliq özini ilmi usulda pelsepewi bilimler bilen qorallandurup, yétildurgen. Gösh yémeslik uyushmilirigha qatniship, u teshkilatlarda heyet ezasi bolup saylanghan. Shuning bilenla qanaetlinip qalmay yene öz aldigha bir shöbe teshkilatmu qurwalghan, buning bilen özini teshkilatchanliq jehettiki qabilyetlirini yétildurgen. Shu chaghlarda 1875-yili qurulghan Buddis we Hindi edebiyatti tetqiqati bilen shughullindighan “Teosifi” namliq teshkilatqa eza bolup, ularning tewsiyesi bilen birinji qitim “Bhagavad Gita” namliq eser bilen yuz körushke muyesser bolghan.
Gandi buning bilenla qanaetlinip qalmay yene Hindunizim, Xiristianliq, Buddizim, Islam, Yehudi dinlirigha ait pütün muqedes Kitablarni bir-birlep oqup chiqqan.
Oqush putkendin kéyin Hindistangha qaytip adulkantliq qilghan bolsimu ishliri taza aqmighan.1893-yili Hindistanning jenubi Afriqidiki bir shirkitige xizmetke kirip, Afriqigha seper qilghan.
Gandi jenubi Afriqida Hindi yallanma ishchilirining uchrawatqan naheqchiligi we irqi kemsitishlirini öz közi bilen körgen we özimu bu kemsitishlerge uchrighan.
Buning bir misali: özi bir qitimliq Poyuz sepiride qolida 1-derijilik wagonning biliti tursimu bilet teshurguchi aq tenlikler uni mejbur 3-derijilik wagunda olturushgha mejburlighan. Buninggha qarshi kelgen Gandini qoltuqidin köturup poyuzdin tashliwetken. Bu seweptin Gandi sepirini bir At harwusi bilen dawamlashturushqa mejbur bolghan.
Yene bir qitim yolluchilar Aptowuzida Aq tenlik bir yashqa orun boshatmiding dep, aqtenliklerdin tayaq yégen we nurghun seperliride yataqxanilarda kemsitilishke uchrap yataqxanilarda yatalmay kök asmanni dalda qilip, dalarda tangni kutiwalghan.
Mana mushuningdek bir qatar irqi kemsitishler sewebidin öz aldigha bu adaletsizlik qarshi küreshke atlinip, 1894-yili “Natal Hindi Qurultiyini” qurup chiqqan. Bu teshkilat arqiliq jenubi Afriqidiki Hindilarni ommomi bir siyasi küchning astigha yiqqan.
1906-yildin bashlap Johannesburg sheride 1-bolup özi ügengen we öz qoli bilen teswir yazghan “Bhagavad Gita” ning pelsepewi idiyesini, emeliyet bilen birleshturup, Passiv qarshi turush usulini qollunup, paaliyet élip barghan.
Bu arqiliq Hindi millitining téximu yaxshi, pakiz we toghra bir hayat yashishi üchün we ularni bir yerge jem qilip, itipaqlashturushta zor netijilerge irishken.
Zorawanliq , heqsizliq we yalghanchiliqni oxshash bir eskilik dep bilip, heqiqi bir yolni tépishning yalghuz yoli birla, u bolsimu zorawanliq qilmasliq ikenligini otturgha qoyghan. Bu yolning mujdiliri düshmenni bichchida qilish emes, belki ghelbe qazinishta dep jezimleshturgen.
Gandi zalimlargha qarshi küreshte üch qoralni ishlétishning muhimlighini otturgha qoyghan.
- Ular bilen ish birligi oruntush we bille bolush, bille ishlesh.
- Düshmenlirige zulum qilmasliq we ulargha jismani jehettin dehli-tewruz qilmasliq. Eger zalimlargha qarshi zalimliq qilsa, u halda ular bilen bir perqimizning bolmaydighganliqi, shunga hertürluk wehshilikke qet´i qarshi turush.
- Reqiplirige zörul tipilghanda insani yardem qollirini sunush.( Afriqida Hindi xelqining mujadilisini qiliwatqanda Vaba késili tarqilidu. Mana mushu chaghda Gandi pütün küreshlirini toxtutup, qarshi tereptikilerge yardem qilish üchün öz xelqini seperwerlenduridu).
Uzluksiz 7 yil Passiv qarshi turush kürushi jeryanida Ish tashlash, téchliq bilen Namayish qilish, achliq ilan qilishtek usullardiki qarshi turush herketliride minglighan insanlarning qanliri tökulgen, minglighan insanlar Türmilerge tashlanghan, her-xil qiyin-qistaqlargha uchrap, éghir ten jazaliri bilen xarlanghan. emma Hökumet qanche qilip bolsimu bu Passiv qarshi turush herkitini jimiqturalmighan. Axiri shu chaghdiki qarshi tereptiki Geniral Jan Christian Smuts mundaq digen :” Hindilarni qet´i yaxshi körmeymen, biraq silerge qarshi amalsizmen. Biz silerni shunche qattiq bashtursaqmu likin ihtiyajimiz tughulghanda siler bizge yardem qiliwatisiler, emdi silerge qandaqmu qoral ishliteleymiz. Siler bizge qarshi qoralliq bir küch ishletken bolsanglar, silerni qandaq jimiqturushni omdan bilettuq, lékin siler öz düshmininglarghimu zinhar mush atmaysiler, özenglar azaplinish arqiliq ghelbige érishmekchi boluwatisiler, bu seweptin aldinglarda charisiz qiliwatimiz”
Gandining bu Passiv qarshi turush usuli jenubi Afriqida ghelbige érishken. Mana mashu küresh jeryanida ,Özining idiyesi piship yitilip, Passiv qarshturush pelsepesi tekemullashqan. Shuning bilen Gandi bu usulni öz ana wetini Hindistanning musteqqiliqi üchün ishlitish qararigha kélip, 1915-yillirida Hindistangha qaytidu. U chaghda Híndistan engiliyening mustemlikisi idi.
1-dunya urushida Hindistanning erkinlikke irishish bedilige 985 ming Hindi eskiri Engiliye üchün urushqa qatniship, zor bedel töwlidi. Emma urushtin kéyin engiliye wedisidin yiniwaldi hemde Hindi xelqi ustidiki zulumni téximu éghirlashturdi. Del mana mushu chaghda yeni 1919-yili Gandi Hindistan erkinlik herkitining yol bashchisi boldi.
Buning bilen Gandi öz pelsepesini shehirlep:” Hindistanda qan tökulmeydu emma Hindistan musteqqilliqqa érishidu. Her türluk ish we paaliyetler memliket miqyasida ommi yuzluk toxtilidu. Peqet qol hünerwenchilikkila tayinip we bu mexsulatlarni sitish arqiliq hayat dawamlishidu” dep otturgha qoydi we emelleshturdi.
1924-yili Gandi égir kisel bolup qaldi shundaqtimu türmige tashlandi we shuchaghdiki hindistan valisi Gandini emdi bu öludu, buningdin qutulimiz dep oylap turmidin chiqirwetti. emma Gandidiki yuksek meniwi quwet uning ajiz bedini saqlap qaldi. Buning bilen yene Gendige ageshidighan yashlar hessilep ashti mana mushu chaghda Gandi pütün meliket boyiche bayqut herkitini bashlidi. Gandi yene Türmige tashlandi. Birnechche yildin kéyin qoyup birilip, 30-we 40-yillirigha kelgende Gandi yene Türmige tashlandi, lékin özining prinsipidin qet´i waz kechmey öz meqsidi üchün passiv qarshi turush usuli bilen mujadilesini dawamlashturup, düshmenlirige söygu bilen, wujumlirigha shepqetlik bilen qarshi turdi.
Düshmenliri mushundaq bir exwalda nime qilishini bilmey ganggiraydu chünki aldida turghan küresh usuli yip-yingi bir küresh usuli idi.
Axiri 1947-yili Engiliye mustemlikichiliri Hindistanning musteqqilighini itirap qildi.
Héchqandaq bir ghelbe asasliqche qolgha kelmeydu, muwepiqiyet qazinish üchün aldi bilen insan uninggha layiq bolush lazim. Muwepiqiyet qazinishning yolini aldi bilen héyal qilishimiz, nishanni toghra belgilishimiz bu nishan, mexset üchün umudke tolgha yurek bilen herketke ötushimiz lazim. Bu yolda uchrighan qiyinchiliqlargha hergiz bash egmeslikimiz, horunluq, kalwaliq bilen emes belki tirishchanliq , eqilliq bilen küresh qilish iradisini yétildurushimiz lazim.
Gandi 1948-yili 1-ayning 30-küni axshamda yéngi Delhidiki baghchida kéche beden chiniqturush üchün kitiwatqanda, Hindi radikali bolghan bir yash teripidin üch pay oq bilen yarilinip, hayatidin ayrildi. Eyni chaghda hindistan bilen pakistan arisida urush partlighan bolup, bu urush sewebidin Hindistan tereptiki Musulmanlar mejbur digudek pakistangha köchurulgen idi. Bu musulmanlar öy makanliri tashlap, yolgha chiqan mana mushundaq ichinishliq bir aqiwette, Gandi emdila musteqqil bolghan Döwlitining ichki urush otida qalmasliqi üchün, hemde Musapir musulmanlarning Pakistanda makanlishishi üchün Hindistan parlamitining qarshi chiqishi qarimay 550 Milion Rupini Pakistangha töleshni qarar qilghan we töwligen idi. Mana mushu ilinghan qarargha qarshi kelgen küchlerning qoli bilen ölturuldi.
Shuchaghda Hindistanning périzinti Nehru özining Radio teziye nuqtiqida mundaq sözligen idi: “ Doslar, yoldashlar, yoruqluq bizni tashlap ketti we heryerni qarangghuluq qaplidi. Silerge nime diyishimni we yaki qandaq sözlushimni bilmeymen. Söyumluk dahimiz, Bapu, döwletninga atisi emdi yoq. mundaq dimeslikim kirek idi, emma shunche yillardin biri körup turghandek uni körelmeymiz, nesihetlirini anglash , tessellisige irishish üchün uning aldigha baralmaymiz. Bu peqet mining üchünla emes, bu döwletimizdiki millionlarche insanlar üchün millionlarche bir zerbe.”
Mahatma Gandhi Hindistanni musteqilliqila irishturup qalmay yene Hindi xelqige we pütün dunyadiki téchliq perwer insanlargha téchliq ülgisini tiklidi we ajayip ésil hékmetke tolghan sözlerni qaldurdi we qolumda turghan Bhagavad Gita namliq Kitab we uning teswirini qaldurup ketti.
Gandi bu Kitab toghrusida mundaq digen: “Gumanlar ichide qiynalghan, umudsizlikke chömgen chaghlirimda we qarangghuluq qaplighan yollirimni yoritidighan bir yoruqluqni körelmigen ashu künlirimde, qolumgha “Bhagavad Gita” ni élip, betlirini achqan chaghlirimda herwaqit manga tesselli bergen, umud bighishlighan bir Béyitni oqudum we pütün wujudumni qaplighan ashu dertlerge qarimay yuzumde külkining julalisini kördum”
Mahatma Gandhining Hékmetlik sözliridin uzunde:
- Heqsizlikke béqinip pütün dunyani özengge qaratqandin, Adalet yoluda méngip yalghuz qalghining yaxshi.
- Addi yashighinki bashqa nersilermu sende bar bolsun.
- Altun késhenler, Tömur késhenlerdin téximu eskidur.
- Adaletsizlikni, adalet bilen yémirip tashlap, chawak chalghanlar aldigha qanyuqusiz qolunglar bilen chiqinglar.
- Küchsiz insanlar kechurushni bilmeydu, kechurwitish peqet küchluklerge has bir halettur.
- Shexsiyetchi késhilerning közliri kördur.
- “Qangha-qan, jangha-jan” deydighan késhilerning chushenchisi pütün dunyani weyran qiliwatidu.
- Heqiqet bezide tashtek qattiq, bezide Mamuqtek yumshaq.
- Heqiqi küch sining jismani jehettiki küchingdin kelmeydu, belki Boyun egmes iradengdin kélidu.
- Tertiplik, pakiz we shereplik birsi bolushta pulning héchbir roli yoqtur.
- Bir Milletning hayati üchün késhlik erkinlik we musteqqilliq shert.
- Héchkimning paskina putliri bilen öyumde yurishige yol qoymaymen.
- Özimizdin yiraq tutidighan nersiler:
Asassiz siyaset, Wijdanini bulghaydighan köngul ichishler, ejirsiz bayliq, özini bilimlik”Insan” dep yuruydighan harektirsiz insanlar, exlaqsiz bir tijaret dunyasi, insan söygisini ayaq-asti qilidighan atalmish bilimler, dingha eqil-parasiti bilen sadaqet körsetmeydighan késhiler.
- Eger heqiqi anglaydighan bir qulaqqa ige bolsang, Tengri bizge öz tilimiz bilen nida qilidu.
- Yerni aghdurup uni tirimisaq, özimizni unuttuq dimektur.
- Erkinlik héch bir zaman her oylighinimizni qilimen digenlik emestur.
- San jehettiki köpluk küchluklikning ipadisi emestur, esli küchluk bolghini yénida Allah bolghan késhidur.
- Dinlar eslide oxshash bir nuqtida kisishken, periqliq yollardur. Oshash bir nuqtigha yetmechi ikenmiz, nemishke yatlishimiz.
- Bizning bedinimizdi halet qandaq bolsa bu kainatning halitimu shundaqtur. shunga biz pütün dunyaning yukini yukleshke hazir bolushimiz lazim.
- Insanlar bashqilargha eskilik qilip turup, özige yaxshiliq telep qilmisun. İnsanlarni bir kachat üchün ikki kachat urushqa heqqing yoq.
- Bir insanning ichini ilimning nüri qaplap, jahaletning qarangghuluqini ilim nüri yorutqanda, Tengrining mubarek nüri uninggha körinidu.
- Altun, Kömush, Almas, Yaqutlar hemmisi eslide tupraqtin kelgendur, emma héchbirining qimmiti yoqtur, herbiri tozughan tupraqtin ibarettur. Ach közluktin qutulghan chaghda pütün bulargha ene ashundaq qaraymiz.
- Heddidin ziyade tamaq yégen we heddidin ziyade uxlighan késhi bu dunyada héch bir ishta ghelbe qilalmaydu.
- Her türluk arzularning sewebidin ilimdin mehrum qalghan insanlar peqet dunyanila köridu, emma dunyada yoshurun bar bolghan Tengrini körelmeydu.
- Heqiqet mengguluk bolsa, u halda yalghanchiliqmu shundaq. Shuninggha oxshash Nür mengguluk bolsa, qarangghuluqmu shundaq. Emma bizler peqet mengguluk bolghan nürluq heqiqetni baghrimizgha basimiz.
- Dunyani qandaq körushni arzu qilsingiz özingizmu shundaq bolung.
- Qollirini qan bilen boyughanlar, héchqandaq wijdan azabi tartishni bilmigenlerdur.
- Eger bir insan heqiqeten uxlawatqan bolsa uni oyghutush mumkindur, eger u yalghandin uxliwalghan bolsa , pütün küchimizni serip qilsaqmu uni oyghutush mumkin emestur.
- Bu dunyada shundaq ach insanlar barki, Hetta Tengrimu ularning közige bir parche Nan shekilde körunidu.
- Söygu insanlargha, wehshilik haywangha xastur.
- Söygu bar yerde, hayatliq bardur.
- Turulgen mushlar bilen qol ilishmaymen.
- Zorawanliq qilmasliq mining itiqatimning birinji maddisidur u hem eng axirqi maddisidur.
- Bu dunyada wijdanimdin bashqa héchkimdin qoruqmaymen.
- Pikirliringlargha diqqet qilinglar, hés-tuyghuliringlargha aylinip qalmisun.
Hés-tuyghuliringlargha diqqet qilinglar, ish-herkitinglarda ipadilinip qalmisun.
İsh herkitinglargha diqqet qilinglar, adetke aylinip qalmisun.
Adetliringlargha diqqet qilinglar, qedirlik nersiliringlargha aylinip qalmisun.
Qedirlik nersiliringlargha diqqet qilinglar, mijez-xarektiringlargha aylinip qalmisun.
Mijes-xarektiringlargha diqqet qilinglar, Teghdiringlarni belgilep qoymisun!
01.12. 2015 Germany
Hebibulla Ablimit
- .