Macaristan’da Neolitik Dönem Kültürlerin Genetik Yapısı


11062039_763345880429650_565198790287751858_n

Macaristan’da Neolitik (Yeni Taş Çağı) dönemi kültürlerinin genetik yapısını araştıran çalışma neticelendi. Buna göre, antik mezarlarda çok sayıda Y-DNA haplogrubu tespit edildi.  Bu araştırma Batı Karpatlar ve Macaristan’da bulunan arkeolojik alanları içermektedir. Araştırma neticesinde, G2a, I2a, I1, E1b, F, C, J2 ve R1b gibi haplogruplar tespit edildi. Neolitik ve Tunç çağlarında Macaristan ve çevresindeki haplogruplar ve yaklaşık tarihleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

 Kültür Adı & Dönem  Antik DNA Örnekleri
 Starcevo kültürü (MÖ 6200-5400)  G2a, G2a2b (2 tane), F* (3 tane), I2a1
 Vinca kültürü (MÖ 6600-4500)  G2a
 LBKT kültürü (MÖ 5600-4800)  G2a2b, I1
 Sopot kültürü (MÖ 5200-3800)  I2, I2a1, E1b1b1a, J2, C
 Lengyel kültürü (MÖ 5000-4300)  G2a(2 tane), F*(6 tane), I2, E1b1b1a, J2, C
 Balaton-Lasinja kültürü (MÖ 4300-3800)  F*, C
 Tunç Çağı kültürü (MÖ 3200-1000)  I2a2, R1b (2 tane)

1-starcevo-cultureStarcevo Kültürü: 

MÖ. 6200-5400’e tarihlendirilen Neolitik dönemdir. Macaristan’ın bir kısmını da kapsayan bu kültür daha çok Sırbistan’ı içine almakta ve Balkanlara doğru genişlemektedir. Bu döneme ait 3 tane G2a, 3 tane F* ve 1 tane I2a antik Y-DNA örneği bulunmuştur.

2-vinca-culture
Vinča Kültürü: 

Macaristan’ın güneyine sınır olan Vinca kültürü daha çok Sırbistan ve güneydoğuya doğru uzanan alanı kapsamaktadır. Bu kültür inanç biçimi ve yerleşim yeri yapısı bakımından çevre kültürlerden ayırt edilmektedir. MÖ 6600-4500’e tarihlendirilen bu kültürde G2a örneği bulunmuştur. 3-LBKT-culture

LBKT Kültürü: 

Daha çok Tuna nehrinin kuzeyinde yer alan LBKT kültürü, Macaristan’ın batısında Transdanubia bölgesinde de görülür. MÖ 5600-4800’e tarihlendirilen LBKT kültürü, çanak çömlek yapımındaki dekoratif yöntemleriyle diğer kültürlerden ayırt edilmektedir. Bu kültüre ait G2a ve I1 haplogrupları tespit edilmiştir.

4-Sopot-cultureSopot Kültürü 

Macaristan’ın Transdanubia bölgesinde görülen Sopot kültürü MÖ 5200-3800’e tarihlendirilmektedir. Daha çok G2 ve I2 haplogruplarının görüldüğü çevre kültürlerin aksine Sopot kültürü biraz daha karışık bir yapıya sahiptir. Nitekim G2 ve I2 haplogruplarına ilave olarak üç yeni haplogrup J2, C ve E1b1b1a da bu bölgede Sopot kültüründe görülmeye başlamaktadır. 2015’e kadar yapılan çalışmalar içerisinde en eski antik J2 örnekleri de Macaristan’da Sopot ve Lengyel kültürlerinde bu çalışma ile bulunmuştur.

5-Lengyel-cultureLengyel Kültürü 

Macaristan merkezli Lengyel kültürü, Slovakya, Avusturya ve Polonya’da görülmekte ve MÖ 5000-4300 yıllarına tarihlendirilmektedir. Bu kültüre özgü sit alanlarında bulunan antik Y-DNA örnekleri, ağırlıklı olarak G2a(2 tane) ve F*(6 tane) haplogruplarıdır. Bunlara ilave olarak, I2, E1b1b1a, J2 ve C haplogrupları da Lengyel kültüründe bulunmuştur. Tüm bu bulgular Lengyel kültürüne genetik çeşitlilik kazandırmaktadır.

6-Lengyel-cultureBalaton-Lasinja Kültürü

MÖ 4300-3800’e tarihlendirilen Lasinja kültürü günümüz ülkeleri Macaristan, Hırvatistan, Sırbistan ve Avusturya topraklarında görülmektedir. Bu kültüre özgü sit alanlarında F* ve C haplogrupları bulunmuştur. Kullanılan mimari teknikler nedeniyle çevre kültürlerden ayırt edilmektedir.

Avrupa’da Mezolitik ve Neolitik Dönem Antik Y-DNA Örnekleri (Daha Önceki Çalışmalardan)

Daha önce yapılan çalışmalarda Mezolitik (Orta Taş Çağı) ve Neolitik (Yeni Taş Çağı) dönemine ait antik DNA örnekleri şu şekilde idi.

mesolithic-neolithic-ancient-ydna-in-europe

Haritadaki sit alanları: 1. La Brana, 2. Motala, 3. Loschbour, 4. Derenburg, 5. Apc-Berekalja, 6. Tiszaszőlős-Domaháza, 7. Kompolt-Kígyósér, 8. Avellaner cave, 9. Tisenjoch Pass, 10, Eulau, 11. Kromsdorf, 12. Pierre Fritte, 13. Treilles.

Kaynaklar: 

1. Szecsenyi-Nagy, Anna (2015) Molecular genetic investigation of the Neolithic population history in the western Carpathian Basin

İlhan Cengiz Hakkında Kısa Bilgi

İlhan Cengiz, genetik (Y-DNA, mtDNA haplogrupları ve otozomal genler) hakkında araştırmacı yazar.

Yorum yaz

Y-DNA Haplogrupları Hakkında Bilgi


Y-DNA Haplogrup Nedir?

Y-DNA haplogrubu (baba tarafından), on binlerce yıl önce yaşamış atayı belirtir. Y-DNA haplogrupları, babadan oğula aktarılan y-kromozomunun binlerce yıl zarfında uğradığı mutasyonlarla meydana gelmiştir. Haplogruplar harflerle ifade edilir. Aşağıdaki resimde “babanın babasının babası…” şeklinde devam eden baba hattı (Y-DNA soy ağacı) görselleştirilmiştir.

y-dna

Tüm haplogrupların atası, A0-T olarak adlandırılmakta ve 235.500 yıl öncesine tarihlendirilmektedir. 66.000 yıl önce de A ve B haplogruplarına ilave olarak C, D, E ve F ata haplogrupları oluşmuştur. Günümüzdeki haplogruplar bu ata gruplarından türemiştir. Aşağıda ilk erkekten günümüze Y-DNA haplogrup soy ağacını özetleyen bir görsel yer almaktadır.

y-dna-haplogrup-agaci-haplogroups-tree

Şimdi sırasıyla Y-DNA haplogruplarını inceleyeceğiz. Aşağıdaki veriler FTDNA projeleri ile çeşitli makalelerden yararlanarak oluşturulmuştur.

A1 Haplogrubu: Bu haplogrup 145000 yıl önce muhtemelen Afrika’da ortaya çıkmıştır. Günümüzde doğrudan A1 haplogrubuna bağlı olan A1a ve A1b haplogrupları ve alt dalları bulunmaktadır. A1a, İngiltere, Norveç ve Finlandiya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde ve Afrika’da görülen bir daldır. A1b1b (M32), Etiyopya, Çad, Cezayir, Tunus, Mısır, Suudi Arabistan, Katar, İskoçya, Rusya ve İtalya gibi ülkelerde görülen bir daldır. A1b halogrubu, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da görülen kolu teşkil eder. A1a ve A1b haplogruplarının çok eski zamanlardan itibaren Avrupa ve Arabistan’a yayıldığı düşünülmektedir. Ancak bu haplogrup, Afrika dışında çok düşük oranlarda görülmektedir. Bu nedenle A1 haplogrubunun Afrika’dan Kuzey Avrupa ve Amerika’ya geçiş süreci, Avrupa’nın sömürgeci dönemi ile ilişkili olabilir mi sorusunu akla getirmektedir. Ancak Arap ülkelerinde görülen A1 haplogrubu büyük ihtimalle daha eski zamanlara dayanmaktadır. A1 haplogrubuna Türkiye’de çok az miktarda Ege bölgesinde de rastlanmaktadır. A1 haplogrubu, Akdeniz çevresinde rastlanan haplogruplar arasında yer almaktadır.

B Haplogrubu: B1, B2 ve B3 şeklinde türevlere sahiptir. Yaklaşık 84000 yıl önce Afrika’da ortaya çıktığı kabul edilmektedir. B1 haplogrubu, Afrika’da Kamerun çevresinde görülmektedir. B2 ise daha kapsamlı bir dal olup, B2a ve B2b şeklinde iki kola ayrılır. B2a’nın Uganda ve Kenya’ya özgü bir haplogrup olduğu düşünülmektedir. B2a, Güney Afrika, Zimbabve, Tanzanya, Sudan ve Etiyopya boyunca Afrika’nın doğu boyunca güneyden kuzeye doğru uzanan bir haplogruptur. Ancak B2a haplogrubu Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Mısır, Suriye ve Tunus gibi Arap ülkelerinde de mevcuttur.  Haplogrup B, çok az miktarda İran, Afganistan, Hindistan ve İngiltere gibi ülkelerde de görülmektedir.

C Haplogrubu: C1 ve C2 şeklinde iki temel kola ayrılır. Yaklaşık 65.000 yaşındaki C haplogrubunun C1 ve C2 şeklinde ikiye ayrılması 48.000 yıl önce gerçekleşmiştir. Şimdi sırayla C1 ve C2’nin alt dallarını inceleyelim:

* C1a1, sadece Japonya’da görülen daldır. Bu nedenle Doğu Asya’ya özgüdür.
* C1a2 (V20) ve alt dalları ise, Ukrayna’dan İspanya ve İngiltere’ye kadar Avrupalılarda görülen daldır. Bu dalın Kuzeydoğu Asya ile ilgisi yoktur. Gamba 2014’ün alışmasına göre, Macaristan’da iki farklı arkeolojik sit alanında, M.Ö. 5000’lere tarihlendirilen iki adet C1a2 (V20) bulunmuştur. 47.000 yaşındaki C1a2’nin günümüzde Asya’da görülmeyip Avrupa’da görülmesi bu haplogrubun çok eski zamanlarda Avrupa’ya vardığını göstermektedir.
* C1b, Suudi Arabistan, Hindistan arasındaki bölgede görülen eski bir daldır.
* C1c, Yeni Zelanda ve Avustralya çevresinde görülen daldır.
* C1d, Avustralya yerlileri Aborjinlerde görülen daldır.
* C2b, Türk ve Moğol halklarında görülen daldır. Hem Asya’da hem Avrupa’da görülen daldır. C2b aynı zamanda Amerikan yerlilerinde de görülür. Ancak C2b’nin Doğu Asya’ya özgü olduğu kabul edilmektedir. Avrupa’da görülen C2b dalları genel olarak Hun, Türk ve Moğol akınlarıyla ilişkili tutulmaktadır.
* C2e, Çin, Malezya, Moğolistan ve Rusya gibi geniş bir alanda görülür.
* C2a, C2c ve C2d ile ilgili pek fazla veri bulunmamaktadır.

D Haplogrubu: Doğu Asya’ya özgür bir haplogrup olarak kabul edilir. 66.000 yıl önce Asya’da ortaya çıktığına inanılır. D haplogrubu, oran olarak en fazla Japonlarda görülür. Bu haplogrup bir miktar, Çin ve Orta Asya’da da mevcuttur. D haplogrubu, E haplogrubu ile ortak ataya sahiptir. D haplogrubuna Asya kıtası dışında rastlanmaz.

E Haplogrubu: Yaklaşık 66.000 yıl önce Afrika’da ortaya çıktığına inanılır. E1 ve E2 diye iki kola ayrılsa da E1 haplogrubu daha kapsamlı araştırılmıştır. E2, Afrika dışında pek görülmeyen bir dal olduğu için Orta Afrika’ya özgü kabul edilen bir daldır. E haplogrubu, Ural-Volga bölgesinde yaşayan Türki halklarda da yaklaşık %14’e varan oranlarda görülmektedir. Aslında bu oran azımsanamayacak kadar fazladır. E1b’nin hem İdil-Ural bölgesinde hem de Orta Asya’nın güney kesiminde Türklerde makul oranlarda görülmesi dikkate alınırsa bu haplogrubun da Ön Türkler arasında yer aldığı kabul edilebilir. Tahminlerimize göre bu haplogrubun Türklerin ata yurdu olarak kabul edilen Orta Asya ve İdil-Ural bölgelerindeki varlığı en az 2500/3000 yıl öncesine kadar gitmektedir.

* E1b1a, Kuzey Afrika ve Orta Afrika’da görülen daldır. Antik DNA örneği olarak, Mısır firavunu III. Ramses’in Y-DNA’sı da bu haplogrup olarak tespit edilmiştir (Hawass, 2012).

* E1b1b1, Akdeniz, Avrupa ve Orta Doğu özelliği gösteren haplogruptur. E1b1b1, Kuzey Afrika, Batı Avrupa, Batı Asya ve Güneydoğu Avrupa’da yaygın görülen eski haplogruplardan biridir. Nitekim E1b1b1a haplogrubu, Avrupa’da Sopot ve Lengyel antik kültürlerinde yapılan kazılarda bulunmuştur. Avrupa’da M.Ö. 5000’lere kadar tarihlendirilmektedir. Daha önceki antik çalışmalarda E1b, İspanya’da da bulunmuştur. E1b, Avrupa’nın en eski Y-DNA haplogrupları arasında yer alır.

* E1b1b1a1b2 (V22), Avrupa ve Orta Doğu genelinde görülen bir daldır.
* E1b1b1a1b1a (V13), Avrupa ve Orta Doğu’da görülen diğer bir daldır. Aynı zamanda Yunanistan’da %31,5 ile en fazla görülen Y-DNA haplogrubudur. Eski adıyla E3b1a2 olarak bilinir. Ancak bu dal İran, Afganistan ve Türkmenistan’da da bir miktar görülür.  7000 yaşında olması nedeniyle muhtemelen çok eski zamanlarda çeşitli coğrafyalara yayılmış ve farklı halkların oluşumunda yer almıştır.
* E1b1b1b2a1 (M34), Doğu Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Batı Asya’da da görülen bir daldır.
* E1b1b1a1b1a (L542/V36), Doğu Avrupa başta olmak üzere Avrupa genelinde görülür.

* E1b1b1 ve alt dalları (M34, L542/V36 ve V13 gibi dallar) Türk halklarında ve Orta Asya’da görülmektedir.

F Haplogrubu: 65.000 yaşındaki F haplogrubu, A, B, C, D ve E haplogrupları dışındaki tüm haplogrupların atasıdır. GHIJK’nin F’den ayrılma süreci 48.000 yıl önce gerçekleşmiştir. Bu daldan ilk ayrılan G haplogrubu olmuştur. Daha sonra diğer grupların ayrılma süreci gerçekleşir.

* Günümüzde F*, F1, F2 ve F3 gibi minör dalları mevcuttur. F haplogrubunun minör dalları günümüzde Hindistan, Vietnam, Tibet, Çin’in güney kesimleri, Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa’da düşük oranlarda mevcuttur. Bu haplogrup Afrika’da görülmez. Avrupa’da antik DNA örnekleri arasında F haplogrubu da G2a ve E1b ile birlikte yer almıştır.

G Haplogrubu: Yaklaşık 47.000 sene önce F’den ayrılmıştır. 26.000 yıl önce G haplogrubu, G1 ve G2 şeklinde iki kola ayrılır. G1 ve G2 haplogrupları Orta Asya’nın güneyinde ve kuzeyinde görülen haplogruplardır. G1 haplogrubu, Kazakistan’da Madjar ve Argınlarda çoğunluğu teşkil eden önemli bir haplogruptur. Kafkasya’nın belirli bölgelerinde  yüksek oranlarda görülen G2 haplogrubu ise Avrupa ve Orta Asya genelinde %2 ilâ %10 arasında görülen bir Y-DNA haplogrubudur. G1 ve G2 haplogrupları bir çok yerde %10’un altında seyretmektedir. Özellikle G1’in Kazakistan coğrafyasında %9 civarında görülmesi dikkate alınırsa, dünya genelindeki G1 oranları içerisinde en yoğun olduğu bölge Orta Asya’dır. Kuşkusuz G1 ve G2 haplogrupları da ön Türkler arasında yer alıyordu. Şimdi G’nin dallarını inceleyelim:

* G1, G2a1, G2a2, G2b dalları Orta Asya’da ve Türk halklarında görülen Y-DNA haplogrupları arasındadır.
* G2a haplogrubu, Avrupa’da Neolitik dönem antik DNA örnekleri arasında en fazla tespit edilen Y-DNA haplogrubudur.  G1 haplogrubu ise G2a’nın aksine Avrupa’da pek görülmez; daha çok Orta Asya ve İran’da Horasan çevresinde görülen bir daldır. G1 haplogrubu, dünya genelinde düşük oranlarda görülür. G1’in en yoğun görüldüğü bölge kuşkusuz Orta Asya’da Kazak bozkırlarıdır.

H Haplogrubu: Güney Asya’da Hindistan, Afganistan ve Pakistan çevresinde yaygın olan H haplogrubu, 47.000 yıl önce F’den ayrılan diğer gruptur. Kısmen Orta Doğu ve Avrupa’da da görülen H haplogrubu, Çingenelerde en sık görülen Y-DNA haplogruplarından biridir. Bu haplogrup Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde de düşük oranlarda görülür.

I Haplogrubu: Oluşum süreci, 42.000 yıl öncesine dayanır. I haplogrubu, 27.500 yıl önce I1 ve I2 olarak iki kola ayrılmıştır. Bu iki koldan I1, en fazla İskandinavya ülkelerinde görülmektedir. I2 ise Karadeniz’in kuzeyi ve Balkanlarda yoğunluk kazanan Y-DNA haplogrubudur. Tatarlar ve Çuvaşlarda mevcut olan I1 haplogrubu, Orta Asya’nın güneyine inildikçe pek görülmez. Ancak Gagavuzlarda en çok görülen I2a haplogrubu, Orta Asya ve güneyinde belirli bölgelerde görülen haplogruplar arasında yer almaktadır.

J Haplogrubu: Oluşum süreci, 42.800 yıl öncesine dayanır. J haplogrubu, günümüzde Asya ve Avrupa genelinde görülmektedir. Bu haplogrubun Kuzey Afrika’ya sonradan gittiği düşünülmektedir. J haplogrubu, Ural-Altay ve Kafkasya halkları arasında en fazla görülen haplogruplardan biridir. Bu haplogrubun günümüzde en fazla görüldüğü üç bölge, Batı Asya, Kafkasya ve Orta Asya’dır. Yaklaşık 32.000 yıl önce J1 ve J2 şeklinde iki kola ayrılmıştır. Bu haplogrup ile bağlantılı antik DNA örnekleri, Allentoft 20015’in çalışmasında Altaylarda bulunmuştur. Şimdi J haplogrubunun iki önemli alt dalını inceleyelim.

J1 Haplogrubu: J haplogrubundan 32.000 yıl önce ayrılmıştır. J1 haplogrubu en fazla Kafkasya ve Dağıstan’da başta Avarlar olmak üzere çeşitli etnik gruplarda görülmektedir. 8000 yaşındaki J1a2b (P58) dalı Orta Asya’da Türkmenler, Özbekler, Tacikler ve Moğollarda %10’a varan oranlarda görülmektedir. Aynı zamanda Ural-Volga çevresindeki Tatarlar ve Çuvaşlarda da görülmektedir. Avrupa’nın çeşitli halklarında da görülen J1 haplogrubunun tümüyle 4000 yıllık geçmişi olan Semitizm’e mal edilmesi yanlıştır.

J1a aynı zamanda Doğu Avrupa ve yine Avrupa genelinde de çeşitli oranlarda görülmektedir. Orta Asya ve Ural-Volga bölgesinde de görülen J1, Orta Asyalı Türkmenlerde %9,5, Türkiye’de %9, Azerilerde %15,2 oranında görülür. Görüldüğü üzere J1, genel olarak Oğuz grubu Türklerde %10 civarında görülmektedir. Türk halklarında görülen J1 dallarının Semitik halklarla bir ilgisi yoktur.

J1’in çok sayıda dalı mevcuttur. Bu dallardan Z1828, L817, ZS241, YSC76, Z6440 gibi dallar, genellikle Orta Doğu dışındaki bölgelerde görülür ve 4000 yıllık geçmişi olan Semitik halklarla ilişkili değildir. Araplarda görülen J1 dalı 4600 yaşındaki FGC11 dalıdır. Dolayısıyla J1 haplogrubuna veya P58’e Semitik demek yanlıştır.

* CTS1267 (Z1828), Doğu Avrupa ve Kafkasya karakteristiğine sahiptir.
* L817, P58’den 5000 yıl önce ayrılan bu dal, Doğu Avrupa ve Rusya’da görülür.
* ZS241, Doğu Avrupa, Rusya ve Moğolistan’da görülen bir daldır. Bu dal, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da pek görülmez.
* FGC11, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da Arap ülkelerinde görülür. Araplarda görülen J1 dalı FGC11’dir. Ancak FGC11, az miktarda başka halklarda da görülür. Dolayısıyla bu dala da Semitik demek doğru değildir. Bir alt dalı olan FGC12 (FGC1722), sadece Suudi Arabistan, Katar ve Yemen’de görülmesi nedeniyle Semitik olarak sınıflandırılabilir.
* Z640, Avrupa’da görülen dallardandır.
* YSC76, Avrupa ve Batı Asya’da görülmektedir.

J2 Haplogrubu: J2, 32.000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bu nedenle J2’nin dalları günümüzde çok sayıda halkta görülmektedir. Aynı zamanda Türkiye ve Azerbaycan’da en fazla görülen Y-DNA haplogrubudur. J2 haplogrubu, genel olarak Orta Asya’dan Batı Asya (Azerbaycan ve Türkiye)’ye doğru yoğunluk kazanır. Türk halkları arasında en fazla Oğuz ve Karluk gruplarında mevcuttur. Nitekim J2 haplogrubu günümüzde nüfus olarak en fazla Türkiye, Azerbaycan ve İran’ın Güney Azerbaycan bölgesinde görülmektedir. J2’nin Ön Asya’da ortaya çıktığıyla ilgili somut bir delil henüz gün yüzüne çıkmasa da günümüzde en eski antik J2a örnekleri Altayların kuzeyinde ve Orta Avrupa’da Macaristan topraklarında bulunmuştur. J2’nin, Orta Asya’da Uygurlar, Özbekler ve Türkmenlerde en fazla görülen Y-DNA haplogruplarından olması ve antik DNA örneklerinin Altaylarda bulunması, bu haplogrubun da Orta Asya’da ön Türkler arasında yer aldığına işaret etmektedir. J2, Ural-Volga halklarında da görülmekle birlikte Kafkasya’da Çeçen, İnguş, Karaçay-Balkar ve Kumuk halklarında yüksek oranlarda görülür. Aynı zamanda J2, Kuzey Afrika’da %5 oranında görülür. Kuzey Afrika’daki J2’nin önemli bir kısmının, İslam Devleti zamanında Kafkasyalı ve Türki memlukler yoluyla; Osmanlı Devleti zamanında da Türkler vasıtasıyla getirildiği tahmin edilmektedir. Bu haplogrubun, Türk halklarında görülme oranları aşağıda yer almaktadır:

Uygurlar %34 (Shou 2010), Özbekler %30.4 (Shou 2010), Azeriler %30.6 (Nasidze 2006), Hazaralar %26.6 (Haber 2012), Kumuklar %25 (Yunusbaev, 2006), Balkarlar %24 (Battaglia 2008), Türkiye %24 (Cinnioğlu 2004), Azerbaycanlılar %24 (Di Giacomo 2004), İran Türkleri %22 (Grugni 2012), Türkmenler %17 (Wells 2001), Özbekler %16 (Di Cristofaro 2013), Tatarlar %15.1 (Trofimova 2014), Çuvaşlar %14 (Trofimova 2014), Özbekler %13.4 (Wells 2001), Kazaklar %7 (KZ Project, FTDNA).

J2 haplogrubu, 28.000 yıl önce J2a ve J2b şeklinde iki kola ayrılmıştır. Bu iki koldan J2a doğu kanadı (yani Orta Asya) ile ilişkili görülürken, J2b daha çok batı kanadı (yani Ön Asya) ile ilişkili görülmektedir. Türklerde her iki dal da görülmekle birlikte J2a oranı genel olarak J2b’ye göre daha fazladır. Ancak J2b’nin Tatarlarda daha fazla görüldüğünü belirtmekte fayda var.  J2’nin çok değişik varyasyonları, Ural-Volga, Orta Asya ve Ön Asya’daki Türk halklarında görülmektedir.

K Haplogrubu: Bu haplogrup, 46.000 yaşındadır. LT, NO ve P haplogruplarının atasıdır. K haplogrubunun minör dalları K* adıyla bilinir. K* haplogrubuna genel olarak Hindistan, Orta Asya ve Batı Asya’da rastlanmaktadır.

L Haplogrubu: 42.500 yaşındaki L haplogrubu, günümüzde en fazla Güney Asya’da Hindistan ve Pakistan çevresinde görülür. L haplogrubu, aynı zamanda Orta Asya’da görülen Y-DNA haplogrupları arasında yer almaktadır. Bu haplogrup çok düşük oranlarda Avrupa’da da görülmektedir. Ömer Gökçümen’in bir Avşar köyünde yaptığı çalışmada %57 oranında L haplogrubu çıkması Türklerin Orta Asya’dan gelirken bu haplogrubu da Küçük Asya’ya taşıdıklarına işaret etmektedir. Türkiye’de L haplogrubunun görülme oranı %4 civarında seyretmektedir.

M Haplogrubu: Melanezya, Endonezya ve Mikronezya taraflarında görülür. Diğer coğrafyalara pek dağılım göstermemiştir.

N Haplogrubu: N haplogrubunun özelliği Kuzey Avrupa ve Kuzey Asya’da yoğun görülmesidir. N haplogrubu, Türki halkların hemen hepsinde görülen bir haplogruptur. Kuzey Asya’da Ural dağları çevresinde, Finlandiyalılarda ve Saka Türklerinde yoğunluk kazanmaktadır. Rusya’da Tatarlarda oldukça yüksek oranlarda görülmektedir. Kazan Tatarları %28.3, Çuvaşlar %27.9, Kuzey Altaylılar %10, Kazaklar %8, Özbekler %3,9 oranlarında N haplogrubuna sahiptir. N haplogrubu Türkiye’de %4 oranında görülmektedir. Tipik olarak Kuzey Avrasya özelliği taşıyan N haplogrubu, özellikle Kuzey Sibiryalı ve İskandinavyalı halklarda daha fazla yoğunluk kazanmaktadır. Ural kökenli Nenetlerde %97.3, Hantilerde %76.6, Finlerde %61.5, Litvanyalılarda %42, Eskimo kökenli Yupiklerde %50.6 oranlarında görülmektedir. N haplogrubuna Avrupa genelinde de az miktarda rastlanmaktadır. Kuzey kutbuna yaklaştıkça yoğunlaşan N haplogrubu, özellikle kuzeyli Türklerde önemli oranlarda görülmektedir. Orta Asyalı Türklerde N haplogrubu %1 ila %10 arasında seyreder. Türk halklarının hemen hepsinde görülen Y-DNA haplogruplarından biridir. Bu haplogruba Türkiye’de Avşar ve Kayı boylarında rastlanmaktadır.

O Haplogrubu: 36.200 yıl önce ortaya çıkan O haplogrubu en fazla Doğu Asya’da görülür. Bu haplogrup diğer haplogruplara nazaran biraz daha yaşlıdır. En fazla Çin, Japonya, Kore, Filipinler, Tayland gibi ülkelerde görülmektedir. Türk halkları içerisinde Uygurlar, Kazaklar, Türkmenler, Kırgızlar vb halklarda %1 ilâ %10 arasında görülmektedir. O haplogrubu, Uygurlarda %10.5 (Hammer 2005), Güney Altaylılarda %10 (Khar’kov 2007) oranlarında görülmektedir. 37.000 yıl önce oluşan O3a haplogrubu, Türk halklarının Kore ve Japonlarla ortak Y-DNA haplogrupları arasında yer alır. O3a2c1 gibi dallar, Türk, Japon, Kore ve Hanlılarda görülen ortak dallardandır. Ancak O3a2c1 dalının da 17.800 yaşında olduğu hesaba katılırsa, bu haplogrubun da ön Türkler arasında yer almış olabileceği açıkça görülmektedir. Cristofaro (2013)’ün çalışma sonuçlarına göre, Türk, Moğol ve İrani halklarda görülen O haplogrubu varyasyonları şunlardır: O3a1 (KL2), O3a2c1a (M117), O1a (M119), O3 (M122), O3a2c1 (M134), O (M175), O2b (M176), O2a1 (M95) ve O3a2 (P201).

P Haplogrubu: 43.800 yıl önce oluşan P haplogrubu, Q ve R grubu haplogrupların atasıdır. Günümüzde bu haplogrubun minör dalları çok az bulunur. Genellikle Orta Asya, Hindistan ve Pakistan çevresinde görülmektedir.

Q Haplogrubu: Bu haplogrup, Kuzey ve Güney Amerika yerlilerinde çok yüksek oranlarda görülmektedir. Avrupa ülkelerinde ise %0.5 ila %2.5 oranlarında görülmektedir. Orta Asya Türklerinde Q haplogrubu %1 ilâ %10 arasında görülmektedir. Ancak Q haplogrubunun Q1a1b (M25) dalı genel olarak Türkmenlerde yüksek oranlarda görülür. Q1a1a1 (M120) dalı ise Moğollar arasında belirginleşen diğer bir daldır. Yine bu haplogrup antik DNA örneği (Q1a) olarak Demir Çağı Altaylarda J2 ve R1a haplogrubu ile birlikte karşımıza çıkmaktadır. Tunguzlarda %4.2 gibi oldukça düşük oranlarda görülen Q haplogrubu, Ural grubu Selkuplarda %66.4 oranında görülürken, Sibirya’da yaşayan Dene-Yenisey dil ailesine bağlı Ketlerde %93.7 oranında görülmektedir. Q haplogrubu da N haplogrubu gibi Kuzeyli Türklerde belirli oranlarda görülmektedir. Q haplogrubu, Türk halkları içerisinde özellikle Türkmenlerde fazla görülmektedir. Critofaro (2013)’ün çalışmasına göre Afganistan Türkmenlerinde %33,8 gibi çok yüksek bir oranda görülmektedir. Q haplogrubu da ön Türkler arasında yer alan haplogruplar arasındadır.

R Haplogrubu: Bu haplogrup, Ural-Altay ve Hint-Avrupa halkları arasında en fazla görülen haplogruplardan biridir. Bu haplogrubun günümüzde en fazla görüldüğü bölgeler, Avrupa ve Orta Asya’dır. Bununla birlikte Güney Asya ve Batı Asya’da da makul oranlarda görülmektedir. R’nin alt dalları, Türk halklarında oldukça yüksek oranlarda görülür. 31.400 yaşındaki R haplogrubu, 27.600 yıl önce R1 ve R2 şeklinde iki ana kola ayrılmıştır. Daha sonra bu iki haplogruptan R1 haplogrubu, yaklaşık 22.000 yıl önce R1a ve R1b şekline iki kola ayrılmıştır. Batılı kaynaklar R haplogrubunun ilk olarak Orta Asya’da ortaya çıktığını ve oradan Doğu Avrupa’ya geçtiğini; R1a haplogrubunun ise Doğu Avrupa’da ortaya çıktığı ve buradan Orta Asya ve Avrupa’ya yayıldığı savını desteklemektedir.

R1a Haplogrubu: Yaklaşık 22.000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Yaşlı bir dal olması nedeniyle R1a’nın dalları günümüzde çok sayıda halkta görülmektedir. R1a haplogrubu, Orta Asya’da en çok görülen Y-DNA haplogruplarındandır. Belirli bölgelerde ve Türk halklarında (Kırgızlar gibi) en fazla görülen haplogrup olarak karşımıza çıkar. Ancak Orta Asya’dan Azerbaycan ve Türkiye’ye doğru R1a’nın yoğunluğunda azalma vardır. R1a, Türk halkları içerisinde en fazla Kıpçak grubu halklarda (Kırgız ve Altaylılar) görülmektedir. Altaylılar ve Kırgızlarda çok yüksek oranda görülen R1a, doğuda Moğolistan’da %2 oranlarına düşmektedir. R1a, günümüzde Kırgızlar, Çuvaşlar, Altaylılar ve Özbeklerde en fazla görülen Y-DNA haplogruplarındandır. Bu haplogrup, Araplarda ve Kuzey Afrika’da da görülmektedir. Ancak R1a’nın önemli bir kısmının o bölgelere sonradan memluk askerler yoluyla geldiği düşünülmektedir. Bu haplogrubun, Türk halklarında görülme oranları aşağıda yer almaktadır:

Kırgızlar %63.5 (Wells 2001), Afganistan Özbekleri %27 (Cristifaro 2013), Kazan Tatarları %20 (Trofimov 2007), Gagavuzlar %19 (Eupedia), İran Türkleri %19 (Grugni 2012), Uygurlar %16 (Shou 2010), Kazaklar %15 (FTDNA 2015), Çin Özbekleri %13 (Shou 2010), Türkmenler %7 (Wells 2001), Türkiye %7 (Cinnioğlu).

R1a ve R1b haplogruplarının Orta Asyalı ve İdil-Urallı Türk halklarında yoğun oranlarda görülmesi, bu haplogrupların da ön Türklerin atalarını oluşturan topluluk arasında yer aldığına işaret etmektedir.

R1b Haplogrubu: Mevcut antik DNA verilerine göre R1b haplogrubu Ural dağlarının güneyinde bugünkü Başkurt toprakları çevresinde doğmuştur. R1b’nin önemli bir kısmı yaklaşık 4000 yıl önce Avrupa içlerine göçerken, bir kısmı da Güney Kafkasya, Orta Asya ve Moğolistan taraflarına göçmüştür. Avrupa’daki kavimler göçüyle R1b’nin önemli bir kısmı Batı Avrupa’ya kaymıştır. R1b haplogrubu, yaklaşık 22.000 yaşında olması nedeniyle bir çok halkta görülmektedir. R1b haplogrubu, en fazla Başkurtlarda görülmektedir. Bir çok Türkolog, Sibirya’nın aksine ön Türklerin çıkış yeri olarak Karadeniz’in kuzeyinden Hazar denizi ve Ural dağlarına kadar uzanan bölgeye işaret etmektedir. Bölgenin günümüz haplogrup dağılımına bakıldığında R1b’nin Karadeniz’in kuzeyinde ve Ural-Volga’daki ön Türkler arasında G, I, J, N, Q, R1a gibi haplogruplarla bir arada yer aldığı anlaşılmaktadır. R1b haplogrubu, Başkurt halkında, Trofimov (2007)’un çalışmasına göre %45 oranında, Lobov (2009)’un çalışmasına göre %35.2 oranında en fazla görülen haplogruptur. R1b haplogrubu Türkiye’de %16 oranında görülmektedir. R1b, Türkiye’de R1a’dan daha fazla görülür.  R1b ile ilgili ayrıntılı yazımızı okumak için buraya tıklayınız 

R2 Haplogrubu: Güney Asya’da daha fazla görülse de Orta Asya’da da düşük oranlarda mevcuttur. Bu haplogrup Türkiye’de %1 gibi düşük bir oranda görülmektedir. R2 haplogrubu, R’den 27.600 yıl önce ayrılarak Hindistan’a göç eden kolu teşkil eder.

S Haplogrubu: Okyanusya, Melanezya, Mikronezya ve Endonezya taraflarında M haplogrubuna paralel görülen diğer bir Y-DNA haplogrubudur. Güneydoğu Asya dışındaki coğrafyalara pek dağılım göstermemiştir.

T Haplogrubu: Orta Doğu, Güney Asya ve Avrupa genelinde düşük oranlarda görülen genel bir haplogruptur. Mezopotamya, İran’ın güney kesimi, Hindistan’ın doğu kıyıları, Arabistan’ın doğu kısmı, Mısır’ın güneyi, İtalya ve Sicilya’nın güneyinde T haplogrubu oranlarında artış görülür. T haplogrubuna Orta Asya’nın bir kaç bölgesinde, Karadeniz’in kuzeyinde, Türkiye’nin doğusunda ve Azerbaycan çevresinde de %1 ilâ %2 civarında rastlanmaktadır.

Önerilen Yazılar: 

Anahtar kelimeler: A haplogrubu, B haplogrubu, C haplogrubu, D haplogrubu, E haplogrubu, F haplogrubu, G haplogrubu, H haplogrubu, I haplogrubu, J haplogrubu, J1 haplogrubu, J2 haplogrubu, K haplogrubu, L haplogrubu, M haplogrubu, N haplogrubu, O haplogrubu, P haplogrubu, Q haplogrubu, R haplogrubu, R1a haplogrubu, R1b haplogrubu, S haplogruıbu, T haplogrubu, A geni, B geni, C geni, D geni, E geni, F geni, G geni, G1 geni, G2 geni, H geni, I geni, J geni, J1 geni, J2 geni, K geni, L geni, M geni, N geni, O geni, P geni, Q geni, R geni, R1a geni, R1b geni, S geni, T geni, ön Türk genleri, ön Türk haplogrupları, Hint-Avrupa genleri, Hint-Avrupa haplogrupları, Y-DNA haplogrupları, hakkında bilgi, haplogrup nedir, haplogroup ne anlama gelir, haplogrubun anlamı.

Kaynaklar:

[1] Zerjal et al (2002), A Genetic Landscape Reshaped by Recent Events: Y-Chromosomal Insights into Central Asia, Volume 71, Issue 3, p466–482, September 2002; Web: http://www.cell.com/ajhg/abstract/S0002-9297(07)60328-0
[2] Shou et al (2010), Y-Chromosome distributions among populations in Northwest China identyfiy significant contribution from Central Asian pastoralists and lesser influence of western Eurasians.
[3] Wells, Spencer et al (2001), The Eurasian Heartland: A continental perspective on Y-chromosome diversity
[4] Miroslava Derenko et al (2005), Contrasting patterns of Y-chromosome variation in South Siberian populations from Baikal and Altai-Sayan regions
[5] Xue, Yali et al (2006) Male demography in East Asia: a north-south contrast in human population expansion times
[6] Trofimov, the variability of mitochondrial DNA and Y-DNA in populations of Volga-Ural region, 03.02.07, P.111, Institute of Biochemistry & Genetics, Russia
[7] Eupedia, Distribution of European Y-chromosome DNA (Y-DNA) haplogroups by country in percentage
[8] Di Giacomo, F.; Luca, F.; Popa, L. O.; Akar, N.; Anagnou, N.; Banyko, J.; Brdicka, R.; Barbujani, G. et al. (2004). “Y chromosomal haplogroup J as a signature of the post-neolithic colonization of Europe”. Human Genetics 115 (5): 357–371. PMID 15322918
[9] Julie Di Cristifaro, Afghan Hindu Kush: Where Eurasian Sub-Continent Gene Flows Converge, See Table S5.
[10] Battaglia, Vincenza; Fornarino, Simona; Al-Zahery, Nadia; Olivieri, Anna; Pala, Maria; Myres, Natalie M; King, Roy J; Rootsi, Siiri et al. (2008). “Y-chromosomal evidence of the cultural diffusion of agriculture in southeast Europe”.European Journal of Human Genetics17 (6): 820–30.
[11] Wells RS, Yuldasheva N, Ruzibakiev R, Underhill PA, Evseeva I, et al. (2001) The Eurasian heartland: a continental perspective on Y-chromosome diversity. Proc Natl Acad Sci U S A 98: 10244-10249.
[12] Omer Gokcumen, “Ethnohistorical and genetic survey of four Central Anatolian settlements” (January 1, 2008)
[13] Khar’kov, VN; Stepanov, VA; Medvedeva, OF; Spiridonova, MG; Voevoda, MI; Tadinova, VN; Puzyrev, VP (2007). “Gene pool differences between Northern and Southern Altaians inferred from the data on Y-chromosomal haplogroups”.Genetika43(5): 675–87.
[14] Michael F Hammer et al 2005, Dual origins of the Japanese: common ground for hunter-gatherer and farmer Y chromosomes Journal of Human Genetics (2006) 51, 47–58; doi:10.1007/s10038-005-0322-0
[15] Tambets, Kristiina et al 2004, The Western and Eastern Roots of the Saami—the Story of Genetic “Outliers” Told by Mitochondrial DNA and Y Chromosomes
[16] Michael F Hammer et al 2005, Dual origins of the Japanese: common ground for hunter-gatherer and farmer Y chromosomes Journal of Human Genetics (2006) 51, 47–58; doi:10.1007/s10038-005-0322-0
[17] Y-DNA Haplogroup F and Its Subclades, 2015
[18] Cinnioğlu C, King R, Kivisild T, Kalfoğlu E, Atasoy S, Cavalleri GL et al. (January 2004). “Excavating Y-chromosome haplotype strata in Anatolia”. Proc Natl Acad Sci U S A. 114 (2): 127–48. doi:10.1007/s00439-003-1031-4. PMID 14586639.
[19] Brook, Kevin A. (2014), The Genetics of Crimean Karaites, Karadeniz Araştırmaları, N: 42, p.69-84
[20] Nasidze et al., (2004)Mitochondrial DNA and Y-Chromosome Variation in the Caucasus
[21] Yunusbayev, Bayazit et al 2006, Genetic Structure of Dagestan Populations: A Study of 11 Alu Insertion Polymorphisms
[22] PLoS One. 2012; 7(3): e34288. Published online Mar 28, 2012. doi:10.1371/journal.pone.0034288 Afghanistan’s Ethnic Groups Share a Y-Chromosomal Heritage Structured by Historical Events,
[23] Lithuanian Tatars Nobility Project, FTDNA, 37 samples in groups have been retrieved for the pie chart, 12.01.2015.
[24] Dulik, Matthew C. et al 2011, Y-Chromosome Variation in Altaian Kazakhs Reveals a Common Paternal Gene Pool for Kazakhs and the Influence of Mongolian Expansions
[25] Zhong et al, (2011) Extended Y Chromosome Investigation Suggests Postglacial Migrations of Modern Humans into East Asia via the Northern Route, Mol Biol Evol January 1, 2011 vol. 28 no. 1 717-727, See Tables.
[26] Balaresque et al (2015), Y-chromosome descent clusters and male differential reproductive success: young lineage expansions dominate Asian pastoral nomadic populations, Supplementary Table 2
[27] Kazakhstan DNA Project, FTDNA
[28]  Szecsenyi-Nagy, Anna (2015) Molecular genetic investigation of the Neolithic population history in the western Carpathian Basin
[29] Allentoft et. al, (2015). Population genomics of Bronze Age Eurasia, Nature 522, 167–172 (11 June 2015) doi:10.1038/nature14507
[30] Oghuz Turks DNA Project, FTDNA
[31] Hawass, Z.; Ismail, S.; Selim, A.; Saleem, S. N.; Fathalla, D.; Wasef, S.; Gad, A. Z.; Saad, R.; Fares, S.; Amer, H.; Gostner, P.; Gad, Y. Z.; Pusch, C. M.; Zink, A. R. (17 December 2012). “Revisiting the harem conspiracy and death of Ramesses III: anthropological, forensic, radiological, and genetic study”. BMJ 345 (dec14 14): e8268–e8268. doi:10.1136/bmj.e8268. Retrieved 6 July2013.

İlhan Cengiz Hakkında Kısa Bilgi

İlhan Cengiz, genetik (Y-DNA, mtDNA haplogrupları ve otozomal genler) hakkında araştırmacı yazar.

R1b Haplogrubu (M343, M269, L23)


R-M343 olarak da bilinen R1b haplogrubu, Türk halklarında görülen Y-DNA (baba hattı) haplogruplarından biridir. R1b haplogrubu, çok eski zamanlara dayanması nedeniyle günümüzde doğal olarak çok sayıda millette görülmektedir.

R1b’nin Yaşı ve Kolları

R1b, 22200 yıl önce R haplogrubundan ayrılan koldur. R1b’nin yaklaşık 22200-18700 yılları arasında yaşayan ataları M343 olarak adlandırılmaktadır. R1b haplogrubunun büyük çoğunluğunu tahmini olarak 16700 yıl önce ana koldan ayrılan R1b1a (L389 veya bir alt dalı P297) oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra R1b1b ve R1b1c adlarıyla diğer minör kollar da mevcuttur.

R1b1a’nın çok fazla kolu olması nedeniyle bu kollar hakkında fazla detaya girmeyeceğiz. Ancak R1b1a’nın 15900 yıl öncesinden itibaren kollara ayrıldığı ve yaklaşık 6000 yıl öncesinde bu ayrışmanın daha da çeşitlendiği görülmektedir. Aşağıdaki görselde R1b’nin ana kollarını gösteren bir soy ağacı yer almaktadır.

R1b-haplogrubu-haplogroup-tree

R1b haplogrubu, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarında görülmektedir. Bu haplogrubun yaklaşık 16700 yıl önce belirginleşen üç farklı dalı belirli bölgelerde daha fazla görülmektedir.

R1b1a, hem Asya’da hem Avrupa’da görülen bir daldır. R1b1a’nın alt kollarından L23, hem Batı Avrupa’da hem Orta Asya’da en çok görülen R1b dalıdır. Bu dal aynı zamanda Türkiye’de de görülmektedir. L23’ün Batı Avrupa’da görülen alt dalları genel olarak P312 gibi Türklerde pek görülmeyen dallardır. L23’ün alt dallarından Z2103’ün türevleri hem Asya hem Avrupa’da görülebilmektedir.

R1b1b, pek yaygın olmayan bir daldır. Bu dal ile ilgili pek fazla veri bulunmamaktadır. Ancak bazı çalışmalara göre Türkiye’de ve Orta Asya’da mevcuttur.

R1b1c, genel olarak Afrika’da Nijerya, Çad, Kamerun, Sudan gibi ülkelerde görülen R1b dalıdır, ancak bu dal Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’da da az miktarda görülmektedir. V88 olarak da bilinen R1b1c ile ilişkili SNP’ler, genel olarak PF6279, PF6281, F3867, PF6289, M18, V35, V69 şeklinde sıralanabilir.

Türklerde R1b’nin Kolları 

Haber et al (2012), Cristofaro et al (2013) ve Balaresque et al (2015)’in yaptıkları çalışmalarda, Orta Asyalılarda R1b1a’nın P297, M478 ve M269’un dalları görülmektedir. L23, U106, U152 gibi dallar da yine Orta Asya’da görülen M269’un alt dallarındandır. Yine Trofimov(2007)’un ve Lobov(2009)’un çalışmalarına göre Rusya’da Başkurtlar ve Tatarlarda görülmektedir. FTDNA Kazakistan DNA projesinde R1b1a’nın iki ana kolu olan M73 (R1b1a1) ve M269 (R1b1a2)’un alt dalları (L23 gibi) çeşitli Kazak, Kıpçak ve Tatar boylarında görülmektedir.

R1b, Türk halkları arasında en fazla Rusya’da yaşayan Başkurtlarda görülmektedir. R1b haplogrubu, Başkurt halkında, Trofimov (2007)’un çalışmasına göre %45 oranında, Lobov (2009)’un çalışmasına göre %35.2 oranında en fazla görülen haplogruptur. Bu haplogrup, Rusya’da Tuymaznskyli Tatarlar’da %16 oranında görülmektedir (Trofimov, 2007). Yine Cristofaro (2013)’nun çalışmasına göre Afganistan Özbeklerinde %11 oranında görülmektedir. R1b, Balaresque (2015)’in çalışmasına göre Orta Asya’da Özbekler, Karakalpaklar ve Taciklerde mevcuttur. Bu çalışmada özellikle Karakalpaklarda görülmesi dikkate değerdir. Cristofaro (2013)’nun çalışmasına göre R1b haplogrubunun çeşitli alt dalları Özbekler, Türkmenler, Kırgızlar, Moğollar, Tacikler ve Hazaralarda mevcuttur.

R-U106, 4900 yaşındadır ve L23’ün alt dallarındandır. Bu dal hem Orta Asya’da hem Doğu Avrupa’da görülmektedir. Özbeklerin yanı sıra Tacikler ve İranlılarda da kısmen görülmektedir.

Aşağıdaki bağlantıda çeşitli genetik makalelerden derlediğimiz 248 adet R1b örneği, ülkeleri, etnik kimlikleri ve 12 marker y-str bilgileri ile tablo halinde sunulmuştur. Tabloda Asyalı halklar mavi zeminde, Avrupalı halklar ise farklı zeminde gösterilmiştir. Ayrıca y-str sıralaması, FTDNA projelerindeki y-str marker sıralaması temel alınarak yapılmıştır. Listede Orta Asyalılarda R1b’nin çeşitli dalları ve L23’e bağlı dallar mevcuttur. Tabloyu ayrı bir pencerede açmak için buraya tıklayınız.

Antik R1b Örnekleri 

Antik R1b örnekleri içerisinde en eskisi Haak (2015)’ın çalışmasından M.Ö. 5650-5555 yıllarına tarihlendirilen Tataristan’daki R1b1a örneğidir. Bu örnek taşıdığı kültürün izleri nedeniyle Mezolitik (Orta Taş Çağı) dönemine tarihlendirilmektedir. R1b’nin Afrika’da yaygın görülen dalı R1b1c (V88) ise İspanya’da Neolitik döneme ait bir alanda tespit edilmiştir. Bu örnek ise M.Ö. 5178-5066 yıllarına tarihlendirilmiştir. R1b1c, muhtemelen çok daha eski çağlarda ana kol R1b1’den ayrılarak İspanya’ya gitmiştir. Bu noktadan hareketle R1b1c’nin Afrika’ya geçmiş olabileceği üzerinde durulabilir.

R1b1a’nın bir kısmı Ural dağlarının güneyinde kalırken bir kısmı M.Ö. 2000’lerde İç Avrupa’ya, bir kısmı M.Ö. 700 -1500 civarında Kafkasya’nın güneyine inmişlerdir. R1b’yi bugünkü Türkiye topraklarına taşıyan halklar arasında İskitler, Kimmerler ve Türkler etkili olmuştur. Tataristan ve Başkurdistan çevresinde bulunan antik R1b verilerinden anlaşıldığı üzere, R1b’nin bir kısmı da aynı dönemlerde veya daha eski zamanlarda Orta Asya’ya yayılmıştır. Orta Asyalı ve Urallı R1b’ler Ön Türklerin oluşumunda yer alan gruplardandır. Bir miktar R1b de yine M.S. 11. ve 13. yüzyıllarda Moğol istilasına paralel olarak kitlesel Türk göçünde yer alarak Orta Asya’dan Güney Asya ve Ön Asya’ya göç etmişlerdir.

R1b Göç Yolları 

R1b-migration-R1b-gocleri

Jean Manco’nun çeşitli makalelerden derlediği antik R1b örneklerinin konumlarını gösteren bir harita hazırladık. Bu haritada mavi yıldız bugüne kadar bulunan en eski R1b1a örneğidir. Turuncu kareyle gösterilen antik örnekler M.Ö. 1000-3000 arasına tarihlendirilen örneklerdir. Görüldüğü üzere bir kol Ural Dağlarının güneyinde kalırken diğer kol Avrupa içlerinde yer almıştır. Her iki kolda da L23 dalı görüldüğü için, ayrılma M.Ö. 4000’lerde gerçekleşmiş olabilir.

ELEŞTİREL BAKIŞ AÇISI

R1b, diğer haplogruplar gibi çok sayıda alt dala sahiptir ve bilinen dalları bir çok halkta görülmektedir. 6000 yıllık geçmişe sahip olan L23 dalı da hem Türki halklarda hem de Ermeniler ve Avrupalılarda görülen ortak dallardan biridir. Ancak burada vurgulanması gereken husus şudur. Antik DNA verileri R1b’li Ermenilerin atalarının kuzeyden, yani Ural bölgesinden veya Kafkasya’nın kuzeyinden geldiğine işaret etmektedir. Bu da Ermenilerin önemli bir kısmının aslında Türklerle aynı kökenden olduğunu açıkça göstermektedir.

Ancak Türkiye’de genetik konusunda yeterli bilgisi olmayan bazı kimseler, genetik test yaptırdıklarında sonuç R1b çıktığında maalesef kendilerini Ermeni kökenli zannedebilmekte veya kökenleriyle ilgili şüpheye düşebilmektedir. Oysa ki bu yazımızda da ifade ettiğimiz gibi R1b haplogrubu, Orta Asya’da Türk halklarında yaygın görülen bir haplogruptur; ancak Orta Asya’dan yeteri kadar test yaptıran olmadığı için bunu ancak bilimsel çalışmalardan takip edebilmekteyiz. Nitekim dünya genelinde genellikle Ermeni, Yahudi, Arap ve Avrupa kökenliler genetik testlere yoğun rağbet göstermektedir. Diğer taraftan Orta Asya ve Rusya’da yaşayan Türkler, bu konulara pek meraklı olmamaları nedeniyle veya yeterli mali güce sahip olmadıkları için test yaptıramamaktadırlar. Bunun neticesinde test yaptıran nadir bir Türk vatandaşı 20.000 ilâ 3000 yıllık haplogrup dallarında Ermeniler, Avrupalılar, Yahudiler vb ile 12-25 marker bazında eşleşebilmektedir. Oysa ki bu eşleşmeler test yaptıran kişilerin 4000 ilâ 30.000 sene önce, henüz günümüz etnik gruplarından çok daha eski zamanlarda, ortak ataya sahip olduklarına işaret etmektedir. Bir kimsenin Ermeni veya başka kökenli olduğunu kanıtlayabilmesi için yakın dönem 67 ilâ 111 marker bazında bir Ermeni ile eşleşmesi gerekir. Çünkü Ermeni toplumunun oluşum süreci M.S. 500’lere dayanmaktadır.

Dikkat edilirse R1b olan Ermenilerin büyük bir çoğunluğu da R1b olan Orta Asyalı ve Türkiyeli Türklerle yaklaşık 6000 yıl öncesinden aynı kökten gelmektedir. Nitekim Güney Kafkasya’da bulunan iki adet antik R1b örneği M.Ö. 1000’lere tarihlendirilmektedir. Aynı dönem Kimmerlerin Kuzey Kafkasya’da faal oldukları dönemdir. Bu dönemi müteakip Kimmerler, Anadolu ve Azerbaycan’ı istila ettiler. Ancak R1b’yi sadece Kimmer ve İskitlere bağlamak da doğru değil. R1b, Güney Kafkasya’ya daha eski zamanlarda da gelmiş olabilir. Fakat mevcut antik DNA bilgileri R1b’nin Türkiye, Azerbaycan ve İran coğrafyasında M.Ö. 1700 senesinden daha eski zamanlara gitmediğine işaret etmektedir. Ancak ileride daha eski R1b örnekleri bulunursa bu bilgiler güncelliğini kaybedebilir.

Kafkasya’nın kuzeyinden gelen Kimmerler (belki İskitler veya her ikisi) kuşkusuz, Ural’ın güneyinde yaşayan Türk halklarıyla ortak haplogruplara sahipti. R1b haplogrubu zaman içerisinde Orta Asya’nın bir çok köşesine, belki daha eski devirlerde Altaylar ve Moğolistan’a kadar çok geniş bir alana yayılmışlardır. Kuşkusuz bundan 3-4 bin sene önce de insan grupları tek bir haplogruptan değil, çeşitli haplogruplardan oluşuyordu. Nitekim Neolitik ve Bronz dönemlere özgü arkeolojik alanlarda birden fazla haplogrup çeşitlerine rastlanmaktadır. Bu da farklı ata soylarından insanların Paleolitik devirlerden beri bir arada ortak dil ve kültür çevresinde yaşadıklarını göstermektedir.

R1b haplogrubu, Türkiye’de %16 gibi yüksek bir oranda görülmektedir. Tarihsel bağlamda değerlendirme yapıldığında, R1b haplogrubunun Orta Asya ve İdil-Ural bölgesinde mevcut olması bu haplogrubun tamamı olmasa da büyük bir kısmının Türkiye topraklarına yaklaşık 800 yıl önce Orta Asya’dan geldiğine işaret etmektedir. Kendini Ermeni, Laz, Rum vb olarak tanımlayan gayri-Türk R1b’ler ise yine aynı topraklardan (Kafkasya’nın kuzeyinden) 3000 sene önce bu topraklara gelen Kimmer veya İskitlerin torunlarıdır. Özetlemek gerekirse R1b’nin Orta Doğu’ya varışı, M.Ö. 1700’den itibaren ve akabinde M.Ö. 1. milenyumda İskit-Kimmer aracılığıyla ve M.S. 6.-13. yüzyıllar arasında ise kitlesel Hun-Türk göçleriyle gerçekleşmiştir.

Anahtar Kelimeler

R1b nedir, R1b haplogrubu, R1b geni, R1b haplogroup, antik R1b örnekleri, Türklerde R1b, Orta Asya’da R1b…

Kaynaklar: 

1. Haber et al (2012). Afghanistan’s Ethnic Groups Share a Y-Chromosomal Heritage Structured by Historical Events. PLoS One. 2012; 7(3): e34288.

2. Cristofaro et al (2013). Afghan Hindu Kush: Where Eurasian Sub-Continent Gene Flows Converge.

3. Balaresque et al (2015). Y-chromosome descent clusters and male differential reproductive success: young lineage expansions dominate Asian pastoral nomadic populations.

4. Trofimov, (2007) Variability of Mitochondrial DNA and Y-DNA in Populations of Volga-Ural Region, 03.02.07, P.111, Institute of Biochemistry & Genetics, Russia.

5. Artyom Sergeevich Lobov (2009). Structure of the Gene Pool of Bashkir Subpopulations, Russian Academy of Sciences, Institute of Biochemistry and Genetics, Ufa Scientific Center.

6. Kazakhstan DNA Project, FTDNA, 2015.

7. Haak et al (2015), Massive migration from the steppe is a source for Indo-European languages in Europe, Web: http://biorxiv.org/content/early/2015/02/10/013433

8. Ancient DNA Samples, Jean Manco, http://www.ancestraljourneys.org

İlhan Cengiz Hakkında Kısa Bilgi

İlhan Cengiz, genetik (Y-DNA, mtDNA haplogrupları ve otozomal genler) hakkında araştırmacı yazar.

MT – DNA Haplogrupları Hakkında Bilgi


mtDNA hücrelerin mitokondri organelindeki DNA dır. Tüm insanlar mtDNA larını annelerinden alırlar. Erkek bireyler çocuklarına mtDNA larını aktaramazlar. mtDNA yı yalnızca kadınlar bir sonraki nesle aktarabilir. Yani bir kişinin mtDNA haplogrubu annesinin annesinin annesinin annesi ….. şeklinde geçmişe uzanan direkt anne hattını temsil etmektedir.

mtdna

mtDNA haplogrupları harflerle temsil edilirler. Aşağıdaki mtDNA ağacı görselinde  haplogrupların bir birleri arasındaki soy ilişkisi görülmektedir.

mtDNAPhylogeny

mtDNA L haplogrubu en yaşlı haplogrup olup 150-230 bin yaşında olduğu tahmin edilmektedir. 80-100 bin yaşındaki L3 haplogrubundan 70 bin yıl önce N haplogrubu, 60 bin yıl önce de M haplogrubu türemiştir. N haplogrubundan ise 66 bin yıl önce R haplogrubu türemiştir. L, M, N ve R haplogruplarına makrohaplogruplar denilmektedir ve diğer haplogrupların hepsi bu dördünden ortaya çıkmıştır.

Aşağıdaki resimde ise çok kaba bir biçimde haplogrupların bulundukları coğrafya genel hatlarıyla gösterilmiştir.

mtDNA harita

Şimdi mtDNA haplogruplarını tek tek inceleyelim.

mtDNA L haplogrup

Sahra altı afrika halklarında görülen en baskın haplogruptur. L0 dan L6 ya kadar yedi ana alt dalı bulunmaktadır. Etiyopya ve çevresi haricinde kalan sahra altı afrikada L den başka haplogrup hemen hemen bulunmamaktadır. Kuzey afrikada %25, Yemende %40, Arap yarımadası ve Levant-Irak bölgelerinde %10 civarı görülmektedir. Kürtlerde %2.44, Türklerde %1.76 oranlarında tespit edilmiştir. İspanya ve Portekizin güneyinde %10 civarı hatta Portekizin güneyindeki bir bölgede %18 civarında bulunduğu ortaya çıkartılmıştır. İspanya ve Portekizin kuzeyinde %3-5, İtalyada %2-3 dolaylarında tespit edilmiştir.

mtDNA M haplogrup

M den türeyen diğer haplogruplar dışında M nin alt dalları Doğu ve Güney asyada yoğun bir biçimde bulunmaktadır. Yalnızca M1 alt dalı doğu afrikada ve M23 alt dalı madagaskar adasında tespit edilmiştir. M2-M6 arası alt dallar ile M18, M37, M38 güney asyada,  M18 hariç M7-M21 arası alt dallar doğu asyada yoğun olarak bulunmaktadır. Türklerde ve Azerilerde %4 civarında tespit edilmiştir.

mtDNA N haplogrup

N den türeyen diğer haplogruplar dışında kalan N nin alt dalları görece düşük oranlarda olmak üzere tüm Avrupa, Asya, Okyanusya ve Doğu Afrikaya yayılmış durumdadır. Türklerde ve Azerilerde %6 civarı, Türkmen ve Özbeklerde %2.5 civarı tespit edilmiştir.

mtDNA R haplogrup

66 bin yaşındadır. R den türeyen diğer haplogruplar dışında R nin alt dalları (R0 hariç) güney asyada çok yoğun bir şekilde bulunmaktadır.

M den türeyen haplogruplar:

mtDNA C haplogrup

60 bin yaşındadır. Sibiryada ve Amerika yerlilerinde görülen bir haplogruptur. Türki halklarda da düşük oranlarda bulunmaktadır.

mtDNA Z haplogrup

Kore, Kuzey Çin, Orta Asya, Rusya ve Kuzey İskandinavyada düşük oranlarda bulunan bir haplogruptur.

mtDNA E haplogrup

16-40 bin arası yaştadır. Malezya, Endonezya, Filipinler bölgesinde görece düşük oranlarda bulunmaktadır.

mtDNA G haplogrup

35 bin yaşındadır. Kuzeydoğu sibiryada önemli oranlarda görülmekle birlikte, Japonya, Kore, Kuzey Çin ve Orta Asyada da bulunmaktadır.

mtDNA Q haplogrup

50 bin yaşındadır. Okyanusya ve Avustralya yerlilerinde görülen bir haplogruptur.

mtDNA D haplogrup

48 bin yaşındadır. Kuzeydoğu Sibiryada yüksek oranlarda görülen bu haplogrup Orta Asyadan Kuzey Çin, Japonya ve Amerika yerlilerine kadar çok geniş bir coğrafyada bulunmaktadır.

N den türeyen haplogruplar:

mtDNA I haplogrup

20 bin yaşındadır. Çok dağınık bir biçimde tüm batı avrasyada ve doğu afrikada düşük oranlarda görülen bir haplogruptur.

mtDNA W haplogrup

24 bin yaşındadır. Avrupa, batı ve güney Asyada görece düşük oranlarda rastlanan bir haplogruptur.

mtDNA Y haplogrup

12-33 bin arası yaştadır. Doğu sibiryadaki kimi halklarda yüksek oranlarda tespit edilen bu haplogrup doğu ve güneydoğu asyada çok düşük oranlarda bulunmaktadır.

mtDNA A haplogrup

30-50 bin arası yaştadır. Eskimolarda çok yüksek oranlarda görülen bu haplogrup Amerika yerlilerinde yoğun biçimde, sibirya ve doğu asyada ise düşük oranlarda görülmektedir.

mtDNA S haplogrup

Avustralya Aborjinlerinde görülen bir haplogruptur.

mtDNA X haplogrup

30 bin yaşındadır. Tüm batı avrasyada ve kuzey amerika yerlilerinde görece düşük oranlarda bulunan bir haplogruptur. Türklerde ve Azerilerde %4, Türkmenlerde %2.5 civarında bulunmaktadır.

R den türeyen haplogruplar:

mtDNA F haplogrup

43 bin yaşındadır. Doğu ve Güneydoğu Asyada görece yüksek oranlarda görülen bir haplogruptur.

mtDNA B haplogrup

50 bin yaşındadır. Güneydoğu Asyada yoğun olarak görülen bu haplogrup Doğu Asya, Sibirya ve Amerika yerlilerinde de bulunmaktadır.

mtDNA P haplogrup

50 bin yaşındadır. Avustrayla Aborjinleri, Filipinler ve Papua yerlilerinde görülen bir haplogruptur.

mtDNA U haplogrup

55 bin yaşındadır. Tüm batı avrasyada, güney asya ve kuzey afrikada önemli oranlarda görülen bir haplogruptur. U1 den U9 a kadar alt dalları bulunmaktadır. Türklerde %16, Azerilerde %15, Tatarlarda %23, Türkmenlerde %5, Özbeklerde %12 civarında bulunduğu tespit edilmiştir.

mtDNA K haplogrup

12 bin yaşındadır. Tüm batı avrasyada, güney asya ve kuzey afrikada önemli oranlarda görülen bir haplogruptur. Türklerde, Azerilerde ve Tatarlarda %5 oranında bulunmaktadır.

mtDNA J haplogrup

45 bin yaşındadır. Tüm batı avrasya ve kuzey afrikada önemli oranlarda bulunmaktadır. Türklerde, Azerilerde ve Türkmenlerde %10, Tatarlarda ve Özbeklerde %7 civarında bulunmaktadır.

mtDNA T haplogrup

25 bin yaşındadır. Tüm batı avrasyada yaygın olarak görülen bir haplogruptur. Türklerde %9, Azerilerde %15, Tatarlarda %12 Türkmenlerde %7, Özbeklerde %5 olarak tespit edilmiştir.

mtDNA R0 haplogrup

23-55 bin arası yaştadır. Yemen ve Sokotra adası başta olmak üzere Arap yarımadasında ve Pakistandaki Kalaş halkında yoğun biçimde bulunmaktadır. Kuzey ve Doğu Afrika ile İran-Anadolu-Balkan hattında da görülmektedir.

mtDNA HV haplogrup

25-30 bin arası yaştadır. Tüm batı avrasyada görece düşük oranlarda bulunmaktadır. Türklerde ve Türkmenlerde %5, Azerilerde ve Özbeklerde %7 oranında tespit edilmiştir.

mtDNA V haplogrup

10 bin yaşındadır. Batı avrasyada düşük oranlarda görülen bir haplogrup olup yalnızca kuzey iskandinavyada yoğun biçimde bulunmaktadır.

mtDNA H haplogrup

25 bin yaşındadır. Tüm batı avrasyada ve kuzey afrikada ciddi oranlarda  bulunmaktadır. H1 den H100 e kadar çok fazla sayıda alt dalı ortaya çıkartılmıştır. Avrupada %40 ve üzerinde, Türklerde, Azerilerde ve Tatarlarda %30, Türkmenlerde ve Özbeklerde %20 civarında tespit edilmiştir.

KAYNAKLAR: 

1- https://en.wikipedia.org/wiki/Human_mitochondrial_DNA_haplogroup

2- https://en.wikipedia.org/wiki/MtDna_haplogroups_by_populations

3- http://www.eupedia.com/europe/european_mtdna_haplogroups_frequency.shtml

4- http://www.nature.com/ejhg/journal/v12/n6/full/5201160a.html

5- http://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0054616

6- http://s155239215.onlinehome.us/turkic/60_Genetics/TurkicGeneticsGraphs.htm

Seyhun Sugnak Hakkında Kısa Bilgi

Otozomal DNA, Y-DNA ve mtDNA gibi konularda araştırmacı yazar.