DOĞU TÜRKİSTANDA KÜLTÜR KATLİAMI VE DİRENİŞ YOLU


 (3-Bölüm)

118555

Mehmet Emin HAZRET

Uygur Dilin Sarsılmaz Kalesi Uygur toplumudur

Bir milletin eğitiminde başka bir yabancı dilin sistemli bir şekilde eğitim dili olarak kullanılması,milli kültür katliamı uygulaması demektir.Katliam illa kan dökerek olması gerekmiyor.kültür katliamı kansız katliamdır.Yurdumuzda dil katilleri alkışlanmakta,parayla ödüllendirilmektedir.Ana dilini öldüren katil,öz annesini öldüren katilden farksızdır.O katiller toplumun vicdanında ölüme mahkum edilmiştir.Bugün biz Uygurların elinde son kalan ve düşman elimizden almaya çalışan varlığımız dil ve dindir.Dil ve din bizim kültürümüzdür,hayatımızdır,her şeyimizdir.bu iki hazinemiz için savaşmak kutsal bir görevimizdir.

Uygur halkının uluslar arasındaki geçerli markası Uygur dilidir.Uygurların etnik milliyet olduğunu kanıtlayacak patent de Uygur dilidir.Fakat Uygurca konuşabilen,yazabilen,Uygur dilini seven Uygurlar bu markanın,bu patentin tescilli sahibi olmaya hak kazanır.Uygur dili,biz Uygur toplumunu bir birimize bağlayan kardeşlik tutkalıdır.Bizim çocuklarımıza mal-mülkten önce bırakacağımız mirasımız anne babamızdan miras aldığımız ana dilimiz olmalıdır.Milli dilsiz milli duygu olmaz.Çünkü,duyguyu ifade edecek olan dildir.duygu düşünceyi etkiler.düşünceyi söze dönüştürecek,yazıya dökecek olan yine dildir.Allah bizi sevdiğinin kanıtı olarak farklı bir etnik kavme olarak yaratmıştır ve bizi etnik milliyetler bahçesine farklı bir gül olarak görmek istemiştir.Allah yaradan bir etnik grubu insan eli ile başka bir etnik gruba dönüştürme girişimi,Allaha baş kaldırıdır.Tabiat yasalarına karşı savaş açmaktır.

Uygur dili ve kültürünün ne anlama geldiğini teorik olarak açıklama yeteneği olmayan,ama diline,kültürüne sadık köy,kasabalarda yaşayan Uygur toplumu bu değerlerini bütün azim ve sevgisi ile korumaktadır.Onlar,yoksulluk,acı ve tehdit içinde yavrularına evlerinde akşamları ana dilinde okuma –yazmayı,kuran okuyup namaz kılmayı öğretmektedirler.Düşmanımızın kim,dostsumuzun kim olduğu konusunda bilinçlendirmektedirler.Çocuklarına evinde dil ve din öğrettiği için tutuklansalar da,ağır para cezasına çarptırılsalar da,kararlılıklarından taviz vermeden yolunu davam ettirmektedir.Onları himaye edecek,yaptığı işin kutsal olduğunu söyleyip moral verecek parmakla sayacak kadar az olan cesaretli vicdan sahibi aydınlarda vardır.

“Çift dilli eğitim”in Uygur toplumuna kurulmuş olan en tehlikeli bir tuzak olduğunu ilk fark edenlerin başında Pekin Milletler Üniversitesi öğretim üyesi Prof.D.r.İlham Tohti gelmektedir.İlham Tohti Çince eğitim görmüş,Üniversitede öğrencilere Çin dilinde ders veren,tüm akademik eserlerini Çince yazan bir akademisyendir.O 15 sene Uygur toplumunu “çift dilli eğitim” tuzağına düşmemesi için uyardı.Uygur öğrencilerin Uygur diline iyi  hakim olduktan sonra lisede Çince öğrenmeye başlamasını,ecele edenler,orta okuldan başlaya bileceğini,ilk ve ana okulda Uygur yavrularını Çin dili eğitimine vermenin tehlikesi konusunda akademik yazılar yayınladı. “Çift dilli” eğitim adı altında etnik asimilasyonu durdurması için Çin devletine defalarca rapor yazdı.Bu konuyu dünya kamuoyuna duyurmak için  Batı medyası aracılığı ile dış dünyaya yorulmadan haykırdı. “5 temmuz 2009 Urumçi olayı” sonrası Doğu Türkistanda  gençler sosyal medyada konuyu dile getirmeye başlamış olsa da,Çin yönetimi birkaç tutuklama ile halkın sesini susturmayı başardı.

İlham Tohti 5 ocak.2014.tarihinde Pekindeki evinde yakalanıp Urumçiye getirildi ve 18-23.eylül 2014.tarihlerinde mahkemeye çıkarıldı.Bu günlerde 50 ye yakın yabancı büyük elçi,gazeteci ve Çinli aktivistle Mahkeme önünde hazır olmuş ve protestolarını dile getirmiştir.Ancak Uygurlardan bir tek  İlham Tohti’nin “Eşim suçsuzdur” diye haykıran eşi Güzelnur Hanımdan başka mahkeme önüne gelen Uygur bulunmamıştır.D.r. İlham Tohti bölücülük suçlaması ile müebbet hapis cezasına çarptırıldı.Tabii ki,Mahkeme Çin polislerince çevrilmiştir.Ancak,Urumçi sokaklarında,yada sosyal medyada İlham tohti için iki kelime hak söz söylemeye cesaret gösteren Uygur aydını çıkmamıştır.(aynı gün yüzlerce Çin aydını sosyal medyada İlham Tohti,ye olan desteğini dile getirmiştir).Ben o gün,Uygur toplumunun hakiki aydınlar sınıfının henüz şekillenmediğini anladım.

Fakat Uygur dili ana okulu açtığı için ceza evine atılan diğer eğitimci Abduveli Eyup’tur.Uygur eğitimci ve dil bilimcisi Abduveli Eyup,Çinin Lanju Milletler üniversitesi öğretim görevlisi iken 2005-2006. Tarihleri arasında Ankara Ünivertesinde misafir öğrenci olarak Türk dili eğitimi gördü.2009-2011.tarihleri arasında ABD Kansas Üniversitesinde master yaptı.Bütün akademik imkan ve yaşam şartlarını bırakarak ailesi ile Doğu Türkistan’a döndü.Hedefi uğruna Üniversiteden istifa etti.Onun bir rüyası vardı; memleketi Kaşgar şehrinde bir Uygur dili ana okulu açmak ve birde Orta okullarda AQ su yüksek Uygur öğrencileri İngiliz dili kursu açıp,Liseyi bitirir bitirmez Uygur iş adamlarının bursları ile Amerika ve Avrupa’nın en seçkin Üniversitelerine göndermek.Tüm yasal prosedürleri tamamlayarak ,Çin’de olduğu gibi Kaşgar şehir eğitim müdürlüğünden izin aldı ve ilk özel kursları açtı.Bu haber rüzgar gibi Doğu Türkistan’a yayıldı. Özel Uygur dili ana okulu her bölgede istenmeye başladı.Uygur iş adamları içinde maddi destek sağlayıcılar,özel ana okul için ücretsiz ders vermek isteyen emekli öğretmenler kendi adlarını yazdırmaya başladı.Uygur toplumu tarihte az görülmüş kitlesel heyecan içindeydi.Urumçideki işgal yönetimi “çift dilli eğitim” maskesi ardından çıktı ve 20 ağustos 2013.tarihinde Abduveli Ayup ve ona  maddi destek sağlayan iş adamı Mehmet sıdık,Dilyar Ubul’u  yakalayarak ceza evine kapattı.Bu iki iş adamı tarafından Urumçide 2milyon yuan (323 bin dolar)a satın alınan ilk Uygur anaokulu binasına el konuldu. Bu mesaj tüm Uygur toplumunun tekrar susmasını sağladı.Özel Uygur dili ana okul kampanyası yapan internet siteleri bile kapatıldı ve ya parasal cezaya çarptırıldı.Önceden Uygur dili resmi dairelerin tabelalarında resmiyet için yazılı duruyordu.Şimdi Uygur dili tabelalardan da,beyinlerden de top yekun silinmek istenmektedir.

Çin devletinin kültürel soy kırım kararlılığı Uygurlar tarafında net anlaşılmıştı.susturulmuş toplum,sıkıştırılmış toplumdur.Suskunluk süreci lider arama,yön bulma sürecidir.Çıkış yolu bulanamayınca sıkıştırılmış toplum,tıpkı sıkıştırılmış gaz gibi belli bir aşamaya gelince patlar.Belirti, Doğu Türkistanda intihar saldırılırının yoğun bir şekilde artması olarak kendini gösterdi. İntihar saldırıları Doğu Türkistan’da artmakla beraber,bu defa Çinin iç kesimlerine taşındı.Abduveli ayup tutuklanan gün akşamında cevap olarak Kargalı Nahiyesi yılkıcı köyünde Çin polisi ile halk çatıştı.28.Ekim Pekin Tiyan’anmen meydanında Osman Hasan,eşi Gül kız ve 70 yaşındaki anneleri Kurban Han arabalı intihar saldırısı düzenledi.16.Kasım Maralbaşı Sarı boya karakoluna saldırı düzenlendi.30 aralık Yarken karakoluna saldırısı ve Çinin Güneyindeki Yünnen eyaliti baş kenti Kunming’de 02.mart 2014.tarihi sabahı  saldırı ve buna benzer çok sayıda direniş olayları oldu.Bu olaylar tabii ki,bir çok masum sivilinin ölümüne yol açtı.Pekin durumun gidişatından ders çıkarmamıştır.

Çin Devlet Başkanı Şi Jin peng nisan ayı son haftası.2014 da Doğu Türkistan’a gizlice gelmiş ve Pekine döndükten sonra bu ziyaret hakkında haber yayınlanmıştır.xinhua haber ajansı 28.nisan 2014.tarihindeki haberinde aynen şöyle yazıyor; “Reis Şi Kaşgar Yeni şehre bağlı Tok kazak belde merkezi “çift dilli eğitim “ ilk okulu ziyaret ederken iki Uygur öğrenci “Kaşgara misafire gelin” başlıklı yazıyı Çince okudu.Reis Şi,Çinli öğretmene ,öğrenciler Çinceyi çok iyi öğret” dedikten sonra Uygur öğrencilere “Çinceyi iyi öğrenirseniz gelecekte iş bulmanız kolay olacaktır…” dedi. (总书记说 “学好汉语将来找工作方便.”) Bu Çin Devlet başkanının Uygur yavrularına yaptığı öğütleridir.Bu Çin devlet başkanı tarafından açıkça,Çince bilmeyen Uygura iş,aş yoktur,diye ilan edilmiş ültimatom dur.Neden D.r. İlham Tohti,D.r. Abduveli Ayupların tutuklanıp ceza evine konduğunun şifresini Başkan Şi açıklamış oldu.Amaç,önce kapası çalışanların ve ardından isyankarların kökünü kazarak toplumu sindirmek sureti ile,Uygurların Çinliler olmadan yaşama şansı olmayan,Çinliler çizdiği çizgiden çıkmayan,dil,din,kültür yoksunu,köleliği severek kabullenen, düşük ırka mensup sürü olduğumuzu bilinç altımıza yerleştirmektir.Çinlilerin,kendi kontrolüne alabilen azınlıklara yönelik “Bünyene katarak erit,eriterek bünyene kat”(Tunghua tungyi,tungyi tunghua) ana politikası bin yıldan beri hiç değişmemiştir.Ancak, Uygur mücahit,fedailer bu devlet politikasını değiştirmenin yol ve yöntemini bulmuşlardır.

Şi jinpen Urumçiye döndüğü 30 nisan günü akşamı Urumçi tren garında intihar saldırısı oldu.Çin devlet kaynaklarına göre saldırıda 3 kişi öldü yaralı sayısı 79. Aksuda 8.temmuz çatışmasından sonra 22.mayıs 2014.tarihi sabahı Urumçi’deki kamyonlu intihar saldırısında 39 kişinin öldüğü 94 yarılandığı açıklandı.Ölenlerin çoğu masum sivillerdi.Tabi ki,Sorumlusu Pekindir.

1 Haziran 2014.tarihinde tüm Doğu Türkistan sınırları içinde yürürlüğe sokulan olağan üstü hal  ilanından yıl sonuna kadar 27146 Uygur’un eylem hazırlığında iken yakalandığı Çin güvenlik bakanlığı tarafından açıklandı. Şu anda Doğu Türkistan’da Çin polisi,askeri ölmeyen,Uygur fedailer şehit düşmeyen bir gün bile geçmemektedir.

Çin devlet başkanında ve Çinin tüm devlet kurumlarında böyle bir ırkçı zihniyet varken,Çince bilmeyen Uygurların kendi vatanlarında işe yerleşme imkanı devlet eli ile engellenmişken,Uygur toplumunun kendi imkanları ile özel Uygur dili kursları açma girişimleri Çin güvenlik kuvvetleri tarafından göz dağı vermek sureti ile engellenirken,Uygurların ne yapmasını beklerseniz?

Uygur dilinin sarsılmaz kalesi Uygur toplumudur.Kale dişten düşman tarafından kuşatılmıştır.Tüm diş dünyadan izole edilmiş durumdadır.Diş tehdit,sur içine kapatılmış Uygur halkının birleşmesini,kenetlenmesini sağlamaktadır.İçten hainlerin bozgunculuğu milleti tedirgin eden önemli etkendir.Uygur toplumu içindeki hainlerin zararını çok çekmiş olan bir halk olarak önlem ve tedbir almayı öğrenmiş olgunluktadır.

Uygurlar,şans rüzgarıyla rast gele  yöne savrulan kader mahkumu olma döneminden çoktan çıkmıştır.Milli kaderinin birlik beraberlik,dayanma,dayanışma gücü ve azımdan  geçtiğinin farkına varmaktadır.Dil ve din korundukça milletin yaşayabileceği,ruhu canlı tutulan toplumun kurtuluşunun kesin olduğu bilincinde hareket etmekte ve tarihi sorumluluğu üstlenmektedir.

Kaynak:  习近平总书记新疆小学问“双语”教学:学好汉语找工作方便 ( ÇKP genel sekreter Şi,Şinjiangda “çift dilli eğitim” bilgisi alırken,Çinceyi iyi öğrenirseniz iş bulmanız kolaydır,dedi-xinhua haber ajansı)

http://www.uyghurnet.org/dogu-turkistanda-kultur-katliami-ve-direnis-yolu-3/

DOĞU TÜRKİSTANDA KÜLTÜR KATLİAMI VE DİRENİŞ YOLU


(2.BÖLÜM)

118555

Mehmet Emin HAZRET

 Uygur Dilinin Eğitim Dili Olmaktan Kaldırılmasında Suskun Kalan Uygur Aydınları Ne Kadar Masum?

Dil sadece toplumun iletişim aracı değildir,toplumun geçmişini geleceğe bağlayan köprüdür.Toplumu bilgi ile donatma,geleceğe taşıma aracıdır.Bir milletin milli karakteri,etnik ve sosyal yapısı,kültür hazinesi dil temelinde oluşur.Tarihte,Türk dili,Arap,Farsı dillerinin baskısı altında yok olma tehlikesi altında kaldığında Kaşgarlı Mahmut “Divanü-Lügatit Türk”ü,Yusuf Has Hacib “Kutadgu Bilig”i Hoca Ahmet Yesevi “Divan-ı Hikmet”i Türk dilinin Uygurca lehçesinde yazdı ve Türk dilini yaşattı,sonraki kuşaklara aktardı.

Bu şaheserleri kendi bağrında dünyaya getiren ve bu ulu alimlerin türbeleri bulunan Türkistan coğrafyası,bugün Türk kültürü katliamının savaş meydanına dönüşmektedir.Uygur dilinin aşağılanması,ikinci sınıf dil konumuna düşürülmesinde Uygur aydın kesimi masum değildir.Doğu Türkistanda ilk okul öğretmeninden Üniversite hocalarına kadar devletten maaş alarak eğitim sektöründe çalışan Uygurlar ve devletin değişik kademelerinde maaşlı çalışan Uygur memurların toplamı,toplum,”Uygur aydını sınıfı” çerçevesi içinde değerlendirmektedir.Okur-yazarlığı olan her kes aydın değildir.Bizdeki,boynuna  maaş adlı tasma geçirilmiş bu kişilerin tamamına yakını devlet maaşından mahrum kaldığı günden itibaren geçimini sağlayabilme yeteneği olmayan kişilerdir.1980.yıllarda Çin ekonomik reformlar yapmaya,ticarette dünyaya açılmaya başladı.Parti ve memuriyette Çince iyi bilen Uygurlar makam sahibi olmaya,herkese iş yokken,Çince Üniversite,lise mezunu gençler kapış-kapış işe alınmaya başladı.Bölgedeki üst ve orta düzey makam sahibi Uygurlar,Uygur okullarda okumakta olan çocuklarını,torunları aldı,Çin okullarına yerleştirdiler.1990.Yıllarda Urumçideki memurlar,Üniversite ve orta okul hocaları arasında çocuklarının Çin okullarında okutma eğilimi yaygınlaştı.Urumçide ikamet eden bir kısım Uygur işçiler,şehir ahalisi bu rüzgara kapılarak çocuklarını Çin okullarına vermeye başladılar. 2000.Yılına gelindiğinde Uygur orta okul,liseler öğrencisizlikten kapatılmaya başladı veya Çin okullarına devredildi.Uygur ilk Okullarının çoğu Çin okullarına dönüştürüldü.Eğitim sektöründe ilk işsiz kalanlar Kendi çocuklarını dahil Çin okullarına gönderen Uygur öğretmenler ordusu oldu.Ben bir çok aydına neden çocuklarını Çin okullarına verdiğini sorduğumda,aşağı yukarı aynı  cevabı aldım; “ çocuğumun geleceği için”.Onlara “Uygurlar artık Uygur dilini kullanmayacak mıyız?” sorusuna “zaman değişti,Uygur dili ile çocuklar artık ekmek bulamayacak”. Dediler.

Çocuklarını,torunlarını büyük bir sevinç içinde Çin okuluna kendi elleri ile teslim eden “aydın”, “memur” denilen okumuş cahiller, aslında Çin sömürü düzeni tarafından dışlanmış,aşağılanmış insanlar idi.Çocuklarını Çin okullarına göndermelerinde,bilinç altındaki köleleşmeyi kabullenme duygusu yatıyordu.Çinlilerin karşısında değersiz olan Uygurlar kendisi idi.Ancak bu değer kaybına uğramış insanlar,evlatlarının Uygur dilinden kurtulması ile değer kazınacağını düşündüler.Bu okumuş cahiller içinde bilim adam,Profesör geçinenler arasında para karşılığında Çince eğitimin Uygurların modernleşmesi,bilgi toplumu olması yolundaki avantajları konusunda “akademik yazılar” yazanlar,televizyon,radyolarda nutuk atıp nefes tüketenler oldu.

Boynuna maaş adlı  kontrol tasması geçirilmiş olan Uygur “aydın takımı”  etkisi ile Uygur Toplumu kitle halinde yaşamakta olan ve işsizlik,yoksulluk hat safhada olan Hoten,Kaşgar,Aksu,Turfan,Kumul,Gulca gibi şehirlerdeki makam sahipler,memur,aydınlar arasında çocuklarını Çin okuluna gönderme eğilimi yaygınlaşmaya başladı.

Doğu Türkistanda hayat standardı ve milli bilinci en yüksek olan Gulca şehrinden bir örnek vermem yeterlidir; Eylül 2004.tarihinde yeni eğitim yılı başlaması nedeni ile Gulca şehri Aydön mahallesindeki  Uygur okulu  12.ilk okulun müdürü ve 10 küsur öğretmenden oluşan ekip kapı kapı dolaşıp anne babaları, çocuklarını Uygur okuluna vermesi için ikna turuna çıkıyor.15 günlük çaba sonucu 3 aileyi ikna edebiliyor.12.İlk okul 1.sınıfı 3 öğrenci ile ders başlıyor. Aydön mahallesine yakın olan Gulca tekstil fabrikası yanındaki Çin okulu olan 11.ilk okulun 1.sınıf kotası 60 kişidir.Bu Çin dili sınıfına 47 Uygur öğrenci yazdırmıştır. Çinliler kalan kota 13.Tekstil fabrikasında çalışan çoğunluk Çinliler olduğu için,ek bir sınıf açılmasını istemişler ise de şehir eğitim müdürlüğü Çinli ebeveynleri başka okullara yönlendirmiş.Sonuç şöyle oldu,3 öğrenci ile ders başlayan 12.ilk okula Çinli eğitim müfettişleri geldi,tutanak tuttu. Bir hafta sonra Gulca şehir eğitim müdürlüğü 12.ilk okulun 1. Sınıfı öğrenci yetersizliğinden dolay kapandığını ve  iki öğretmenin kadrosuzluk nedeni ile işten çıkartıldığını açıkladı.Diğer Çin okulu olan 11.ilk okulda 47 Uygur öğrenci ile beraber okuyan 13 Çinli öğrenci içinde 10 öğrenci 4 ay içinde sınıftan alındı ve başka okullara götürüldü. Çinli ebeveynler gerekçe olarak, çocuklarının huyları değişmeye başladığını,bu yüzden Uygur öğrenci olmayan okullara nakletmek zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Kalan 3 nefer Çinli öğrenci Müslüman Çinlilerin çocukları idi ve Uygur toplumuna karışmış  ailelerin çocukları idi. (bu verileri 1995-2001.arası Gulca şehrinde 20 bin Uygur işçinin hangi yöntemler ile işten çıkarıldığı konusundaki yazımda,dışlanma korkusuna kapılan toplumun milli kaderlerini nasıl ayaklar altına almakta olduğunu anlatmış ve 2006.yılı yayınlamıştım.)

Doğu Türkistan’ın diğer bölgelerinde durum daha da vahimdi.Ama,Doğu Türkistan daki göçmen Çinliler durumdan hoşnutsuzdu.Uygurların Çin okullarını istila ettiğini,bunun önlenmesi gerektiği,her etnik grubun kendi dilinde kendi okulunda okuması gerektiğini dile getirmeye başlamışlardı ki,tam bu zamanda Nur Bekri ortaya çıkarak Uygur dilini eğitim dili olmaktan kaldırma girişimine girişti.

Bugün Kazakistan’ın Almata Şehrinde Uygur dilinde eğitim veren 26 Uygur lisesi bulunmaktadır.Ancak Çine bağlı Uygur özerk bölgesinin başkenti olan Urumçide bir tek Uygur lisesi yoktur. (Uygur,Çinli karışık eğitim gören karma  bir kaç lise kalmıştır).Kazakistan’ın resmi verilerine göre tüm Kazakistandaki Uygur nüfusu 250bin.Çin resmi verilerine göre Urumçideki 3.5 milyon nüfus içinde Uygur nüfusu 600 bin.Nüfus oranına göre Urumçide en az 250-300 Uygur lisesi olması gerekmiyor mu?

Aynı yıllarda çocuklarını ellerinden tutup bizzat kendileri Çin ana, ilk okuluna teslim eden Uygur “aydın,yönetici,memur,yazar,saatçi”lar arasında,sonra lise,Üniversite bitiren o  çocukları Türkiye’ye gönderenler oldu.Öğrenci vizesi ile gelen o öğrenciler arasında uyuşturucu bağımlısı olanların sayısı şaşırtıcı boyutlarda idi.Bizim o “aydın”lar telefonun öbür ucunda ağlıyordu; “ Ne olur çocuğumu kurtarın,dini okullarda okursa eroin bağımlılığından daha kolay kurtulur.Burada ortam çok kötü,orada kalsınlar.Oturduğumuz daireyi satarız,ev eşyalarını satarız,onlara göndeririz.Yeter ki çocuklar kurtulsun!”. Benim Uruımçiden çok iyi tanıdığım o aydınların kız,erkek çocuklarından zehirlenerek,kriz geçirerek veya AİDS den dolayı mezar taşları Türkiye’de kalanlar oldu.Aynı şekilde Orta Asya Türk cumhuriyetlerinde,Avrupa’da ölen,ölmek üzere acı çekmekte olan Uygur gençler var. Hollanda,Danimarka gibi ülkeler bağımlıları hem tedavi ettiği hem uyuşturucu temin ettiği için, son yıllarda Uyuşturucu bağımlısı çocuklarını bir yolunu bulup o ülkelere göndermektedir bizim “aydın”lar.

2000.yılı idi.Tanıdıkların çocuklarından biri 18 yaşlarında idi.Türkçe öğrenmesi için verdiğimiz TÖMER de okumadı.Her gün para diye arıyordu.haftada 100 dolar veriyorum,hafta sonu yine,babacığım bana para ver,diye ağlıyor.Çocuk İstanbul’da bir sene çok acı çekti.Sonunda onu dini eğitim görmesi için Uygur öğrenciler çok olan Mısır El-Ehzer’e gönderdim.6 Ay sonra yine kapı önünde buldum.Çocukla dertleştim. –Oğlum,canım yavrum.Baban Uygur toplumu içinde çok saygın bir insan.Senin bu duruma düşmen aileni çok üzmüş.Mısırdan neden döndün? Seni bu kötü alışkanlıktan ancak iman arındırabilirdi.Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?

-Bütün suç anne babamda-dedi çocuk-“Beni Çin ilk okuluna vermişler.Çince harfleri iyi öğrenemediğim için derslerim kötü gitti.Sınıfta sevilmedim.Mahalle’de Uygur çocuklar ile oynamak istiyordum,onlar araya almıyordu.Hatta ara sokaklarda karşılaşırsak “dövelim bu Çinliyi” diye beni dövüyorlardı.Çinli çocuklar “sen Uygursun” diye benimle oynamak istemiyordu.Anne,babam hafta içi akşamlar,hafta sonu bana para veriyordu “çık oyna” diye,kendileri misafire,düğüne,toplantılara gidiyordu.Kimseden sevgi görmedim.Uygurlardan da,Çinlilerden de nefret ediyorum.Her kes beni aşağılıyor.lise yıllarında derslerim iyi idi,ama arkadaş edinemiyor,bunalımdaydım.Bizimle aynı sitede oturan bir çocuk uyuşturucu alıyormuş,bir defada bir şey olmaz dedim,denedim.öyle bir neşe,güzellik ki…alıştım,bırakamadım.Kara kola düştüğümde babam öğrendi.Kara koldan alıp eve getirdi.Babam o gece beni çok dövdü.annemde,babamı engelleyemedi.”Ben milletin yüzüne artık nasıl bakacağım?” diye sürekli bağırıyordu.Ellerimi iple bağladı.Ondan sonra babam bir daha yüzüme bakmadı.Bırakmak istedim bırakamadım.annem her şeyi satıp bana para veriyordu.Gene kara kolluk oldum.Babam rüşvetle bana pasaport almış,uçak biletini de almış. Havaalana götürdüler.İstanbul’a gideceksin,seni karşılayacak adam var.Bir daha döneyim deme,dedi.-” çocuk ağlıyor,ben ağlıyorum…

Bu aslında bir ailenin değil,bir milletin trajedisi idi.Babası,çocuk kara kola düştükten sonra durumu fark etmiş ve çocuğunu “ben milletin yüzüne artık nasıl bakacağım?” diye hiddet içinde dövüp yorulmuş.Uygurlar arasında ün kazanan,yüksek derecede saygı gören bu zat,Çocuğu okul yaşına geldiğinde elinden tutup Çin okuluna teslim etmiş. “Uygur ve Müslüman doğmuş çocuğumu neden  kendi elimle Çinliye dönüştüreyim?” diye düşünmemiş.Uygur dilini imha edecek ordunun askeri olmayım, tarihte adım kötü anılmasın” dememiş.Ağzında milliyetçilik edebiyatı yapıp,pratikte Çin yönetimi çizdiği çizgi içine toplumu sürükleyip hayatını tamamlayan Bu tür aydınlar az değildir.Onlar işi  kendi evlatlarına,kendi itibarlarına zarar vermekle başlamaktadırlar.Devlet maaşı onları, dinden uzak durmaya,kendi halkını küçük görmeye,Çinlilerin gözüne girerek mevki,makam,akademik unvan sahibi olma yolunda bilgi,yetki,etkisini Çin yönetiminden yana kullanmaya zorlamışlardır.Para da aynı zamanda bir uyuşturucudur.Alıştın mı, bırakamıyorsun.Bizin Uygurlar içinde nice yetenekler,dehalar ne yazık ki,para,makam adlı uyuşturucu tarafından sürüklenerek halkın gözünden düşürüldü,tarihin kara listesinden yer aldılar.

Çocuk İstanbul’da yene 6 ay gibi bir zaman kaldı.Bünyesi çok zayıflamış,sağlık durumu kötüleşmişti.Uçakla Urumçiye yolladık. Çocuk birkaç ay sonra vefat etmiş. Bir seneye varmadan babası kalp krizinden  vefat ettiğini duydum.Toplum bireylerden oluşur.Ancak,toplumun çıkarı olmayan yerde bireyin çıkarı olmaz.Kurtuluş ancak toplumun kenetlenmesi ile gerçekleşir.Kendi topluluğundan koparak mutluluğa erişme girişimi hüsranla sonuçlanır.Tek başına kurtuluş, kurtuluş değildir.Her beyini bir bilgisayar dersek,beyin adlı bilgisayarın yazılım dili,o beyin ait olan toplumun dilidir.Ana dilinde değil,yabancı dilde düşünen bir kişi,kendi kültürünün değersiz olduğu kanısına varır.Kendi dili,kültürüne sevgi beslemez.Kendi kültürünü düşük görerek,yabancı kültürü benimseyen kimse kendi toplumuna sevgi beslemez.Dilden kopan milletten kopacaktır. Dile ait olmayan millet yoktur.dil yok olursa millet yok olacaktır.

Tanıdığım o aydın gibi sevdiği evladına sevgi vermek yerine,sevilmeyen ortama terk ederek,kendi yarattığı ailevi acılara boğularak bu dünyadan göçüp giden,veya acı çekerek ölümünü bekleyen mutsuz kardeşlerimiz hala az değildir.Ölen acıdan kurtulur.Acıdan kurtulmak,tehlikeden kurtulmak değildir.Çünkü,siz getiren tehlike toplumun peşini bırakmıyor.Basit bir problemi çözeyim derken,içinden çıkılmaz karmaşık hale getirerek problemin kurbanı olmak akıl dışı bir aptallıktır.Şansızlık aptalların gölgesidir.

Aklı ve bilgisi,yabancı bir hakimiyet tarafından kiralanmış olan okuma-yazma bilen bir takım Uygur,Uygur kültürünü katletme savaşında Uygur toplumunun karşısında yer almıştır.Mutluluğun kaynağı sevgidir.Kalbinde sevgi olmayan insanlar mutluluğa kavuşamaz.Çocuk ailenin mutluluk kaynağıdır.Sen,mutluluğu başkasının eline verirsen er ve geç kıracaklar dır. Bu insanlar,kendilerinin en değerli varlığını,mutluluğunu yabancı,hatta düşman ellere teslim etmişlerdir.”Çift dilli eğitim” tuzağına düşen bu zavallı aydınlarımız,Uygurlar üzerinde oynanan oyunların farkındalar.Hepsinin kalbi cerahatlidir.Bazen kendi aralarında Uygur toplumunun kaderine göz yaşı dökerler.Zaten kendileri her gün dışlanıyor,aşağılanıyorlar.Çin yönetimine nefret edenler çoğunluktadır.Onlar vicdan ile cüzdan arasında sıkışıp yaşıyorlar.Uygur elitlerinin vicdanı cüzdanına yenilmemiş olsaydı,Uygur toplumu bu durumlara düşmezdi. Onlar,sahibinden hoşlanmayan,ama köleliği kader olarak benimsemiş kölelere benziyorlar.Yavrularının geleceğini garantiye almak için beşikteyken,modern köle yetiştirme ana okullarına teslim etmekle kalmadılar, halkı bu yola teşvik ettiler.

Kendilerini “cahil halkın uyanık aydınları” olarak gören bu insanlar nasıl bir başarıya erişti? 2014.Yılı ilk birkaç ayda 200 Uygur anne Karamay belediyesi önünde oturma eylemi düzenlediler.Bu anneler,Karamay şehrinde 2-8.yıl içinde Üniversite mezunu 5000 öğrencinin işe yerleştirilmesini istiyordu.Bu 200 anne 5000 Uygur anne içinden gönüllü olarak öne çıkmış ve organize olmuşlardı.Onların dosyalarında  o 5000 öğrencinin diploma foto kopyaları,notları vardı.Bu öğrencilerin tamamı çocuktan başlayarak Çince okullarda okumuştu,aralarında 8 sene iş arayıp yorulanda,2 seneden beri iş aramakta olanda vardı.

Karamay,Doğu Türkistan’nın en büyük petrol şehridir. Congarya havzasından çıkarılan ham petrol boru hatları ile burada toplanır.Kazakistandan boru hatları ile gelen petrollerde boraya gelir.Tanrı dağın kuzeyindeki ve Türkmenistan’dan gelen doğal gazlarda boru hatları ile buraya gelir.Karamay petrol rafine ve aktarma merkezidir.Karamay Çinin en büyük petrol,doğal gaz depolama,aktarma merkezidir.Karamay,maytağ ve  bölgedeki kuyu işletmeleri ile beraber bir milyondan fazla nüfusa sahiptir.Bölgeye her yılı yeni rafine tesisleri kurulmaktadır.Her yılı ortalama 20-30 bin iş gücüne ihtiyacı bulunmaktadır.Ama 5000  Uygur öğrenci,üstelik Çin Üniversitelerinde okumuş,aralarında kimya,fizik,elektronik,makine,jeoloji mühendisliği okuyan öğrenciler vardır.Karamay belediyesi önünde  oturma eylemi yapan Uygur annelerin sayısı çoğalmaya başlayınca “kamu düzenini bozma” suçlaması ile Çin polislerince tartaklanarak tutuklu evine kapatıldı.çoğunluk serbest bırakılmış olsa da,bir kısmı hala ceza evindeler.Bu anneler çocukları okul yaşına girer girmez ellerinden tutarak Çin okullarına teslim eden annelerin ta kendisidir.Bugün biz o annelerden “Yavrularımız Çince okullarda okurlarsa iş,kare yer sahibi olacak “diyordunuz? Nerede o iş?  Hani o kare yer? Diye sorarsak,yaralanmış yüreklere tuz basmış olmayacak mıyız? Bu yüzden onların yüzüne vurmuyoruz,bundan sonra aynı hatayı yapma eğilimi olan anne babaları uyarıyoruz.

Urumçi’de durum daha vahimdir.”5 temmuz 2009 olayı” sonrası Çin devlet kaynakları “Uygur özerk bölgesinde Üniversite mezunu öğrenciler arasında işsiz olanların %85 i Uygurlar” olduğunu itiraf etmek mecburiyetinde kalmıştır.Bugün,Uygurca okuyana iş yok.Çince okuyanda farksız.Urumçi’de taksi şoförlüğü, restoranlarda garsonluk,market,mağazalarda satıcı,devlet dairlerinde kapı güvenlikçisi…olarak çalışan Çin dilinde lise,Üniversite bitirmiş gençler kendilerini şanslı sayıyorlar.Çünkü onların çalışabilecek saygın bir işi var.Üniversite mezunu olup mezbahada kasap, maden ocaklarında kamyon şoförü olarak çalışanlar var.Siz Urumçideki toptan mal satış merkezlerine gidin.Oralarda Çinli patronların mallarını kamyonlardan indirip,yükleyen genç ve dinç Uygur hamalları göreceksiniz.Onlar Çinceyi pekin lehçesinde akıcı bir şekilde konuşuyorlar.Çünkü,ilk okuldan başlayarak Çin okullarında okumuşlar.Urumçide hamallık dahi bulamayan on binlerce Üniversite mezunu,yüz binlerce lise mezunu vardır.Çünkü,Üniversite bitirip diğer bölgelerden iş arayıp Urumçiye toplanan Uygur gençler çoktur.Onların hepsi Çinlilerden güzel Çince biliyorlar.Neden onlara iş yok? Çin’de Çince konuşan 1.5 milyar Çinli nüfus vardır da,ondan.

Çin komünist yönetimi,bizi dilinden,dininden kopmuş,geçmişi hatırlama hafızası olmayan,bugünden habersiz,geleceği düşünme yeteneğinden mahrum olan bir mankurt toplum yaratmayı amaçlıyordu.Beyinleri yıkanmış,ezilen halkını küçümseyen,ezene hayranlık besleyen okur-yazarlarımız bu kadım kültür ağacının dibine asit dökme işine bizzat katılmıştır. O asit ilk olarak onların ellerini,sonra canlarını yakmaya başlamıştır.

Kendi dillerinin,kendi kültürünün değersiz olduğunu düşünerek,aşağılanmışlık duygusundan kurtulmak için,evlatlarını Çince okula veren ve onların saygın bir makam,meslek sahibi olmasını umman anne babalar bugün, hem evlatlarını,hem kendilerini,hem milleti tüketmektedirler.”Sonraki pişman, kendine düşman” Uygur  ata sözünü tekrarlayıp durmakla acılar dinecek mi?

Uygur lehçesinde, ziyalı, diyoruz aydını.Ziyalı,Arapça kelimedir. Uygurca’da,ay ışığı aydınlatan geceyi,aydın,diyoruz.Uygurca’da “aydın gece” başlıklı şarkılar,şiirler,hikayeler,romanlar vardır.Yanı,Anadolu Türkçesindeki  anlamı ile Uygur Türkçesindeki anlamı aynıdır,kullanma yeri farklıdır.Demek ,aydın,gece karanlığını ışıklandıran ay ışığı demektir.Doğu Türkistan karanlık içindedir,aydınlığa ihtiyacı vardır.Karanlık içinde yön bulamayan toplumların rehberi aydınlardır.Kendi aydınlarının himayesinden mahrum kalan halk,haydutların ganimet sürüsü olmaya adaydır.Yurdumuzda durum tam tersi.Uygur toplumu,hakları gasp edilen kendilerini,onurları çiğnenen Uygur aydınlarını korumak için ölüm kalım savaşı vermektedir.Ancak,Uygur aydınlar içindeki çoğunluğun sessiz kalması,ilgisizliği,ihaneti çok üzücüdür.Dıştan saldırı toplumu birleştirir.İçten saldırı toplumu dağıtır.Uygur toplumunun kan kaybını durdurmak için içten gelen saldırıyı durdurmamız şart.Uygur aydınları içinde çok iyi yetişen aydınlar vardır.Ama her kes korkunun esiri olmuştur.Korkup yaşamanın acısı ölümden yamandır.Artık bir kısım aydın risk alarak ortaya çıkmalı,uyumuş numarası yapan arkadaşlarını uyandırmalı.Onlarla beraber,Uygur milletinin diline,dinine,kültürüne zarar vermekte olan arkadaşlarını sosyal baskı altına almalı.Uygur aydınlarının,Uygur milletine vermekte olduğu zararı minimuma indirmeli.Eğer bunu da yapamazlarsa,tarih onları af etmeyecektir.(2.bölümün sonu- devam edecektir

Kaynak: En zengin Toprakların sahibi İli bölgesi Uygurlarının “kadrosuzluktan İşten Ayırma” politikası yüzünden Ödemiş olduğu Bedeller- Çine makale -M. E. Hazret (最富饶的土地上的伊犁维吾尔人的下岗代价)

http://www.uyghurnet.org/dogu-turkistanda-kultur-katliami-ve-direnis-yolu-2/

DOĞU TÜRKİSTAN’DA KÜLTÜR KATLİAMI VE DİRENİŞ YOLU


                                                      (1.BÖLÜM)

118555Mehmet Emin Hazret

DOĞU TÜRKİSTAN’DA GÜNÜMÜZDE MEVCUT DURUM

Küreselleşmenin gün geçtikçe hakim olduğu 21.yüz yılda, dünya ekonomisi bütünleşirken,milli ,kültürel,etnik farklılıklar bariz bir şekilde önem kazanmakta ve ön plana çıkmaktadır. Çin yönetimi,Doğu Türkistan’da kapsamlı ve sistematik bir şekilde kültür katliamına girişmiş bulunuyor. 2003’ten itibaren, aşamalı olarak Üniversite,lise,ilk Okullarından itibaren “Çift Dilli Eğitim” adı altındaki Çince öğretiminin esas alındığı ve Uygur Türkçesinin öğretilmeyip terkedildiği bir eğitim sistemine geçilmiş bulunuyor. 2011’de başlayarak 3-5 yaşlar arasındaki Uygur çocuklar evlerinden alınarak ana okullarda zorunlu Çin dili eğitimine tabı tutulmaktadır.65 Seneden beri hiçbir devlet yatırımı görmeyen Yoksul Uygur köylerinde devlet eli ile Lüks ana okullar bahar’da bitiveren rengarenk mantarlar gibi bir biri ardı sıra açılıp çoğaltılmaktadır. 3 Yaşından gün alınmış bebekler evinden alınıyor, ana okula götürülüyor.Evinde süt içemeyen körpe çocuklar gittiği ana okulunda süt içebiliyor, eski elbisesi çıkarılıp,banyo yaptırılıp yeni elbise giydiriliyor. Hayatında çikolata görmeyen çocukların eline lezzetli çikolata tutuşturuluyor, enva-i çeşit oyuncaklar, yataklar, ve lüks döşenmiş sınıf ve oyun odaları ve onlara sunulan diğer cezbedici imkanlar ile Uygur Çocuklar birkaç gün içinde ana okula alışıyor. Annelerin çocuklarını gündüzleri gelip görmesi serbest. Ana okul öğretmenleri bir kelime bile Uygurca bilmeyen,Çin’den getirilmiş Çinli öğretmen kızlardan oluşmaktadır.Bu yatırımların hepsi tek bir amaç için yapılmaktadır; Çocuğun beynindeki Uygur dili ve kültürünü hafızalarından silmek, yerine Çin dili ve kültürünü yerleştirmek
Üç yıl bu şekilde Çince öğretilen ve öz ana dili olan Uygur dili ve kültüründen arındırılmış Uygur yavruları dönüştürülmüş ürün halinde Çince ilk okullara veriliyor. Tüm Doğu Türkistan’da Hiç taviz verilmeyen “çift dilli eğitim” adı altındaki kültür katliam makinelerinin “Çince Öğretim Veren Okulların” seri üretimleri işte böyle işlemektedir. Eve getirildiğinde annesinin öpmesine izin vermeyen, evinde fazla kalmak istemeyen çocuklar bahaneler ileri sürerek sevdirildiği okuluna bir an önce kaçıp gitmek istiyor. Şu anda Uygurca bilmeyen ve dil engelinden dolayı çocukları ile iletişim kuramayan anneler mevcuttur.Yavrularının eski giysilerini koklayarak teselli bulmaya çalışan, göz yaşlarını içine akıtarak uyumadan geceyi geçirmekte olan yüz binlerce Uygur anneler topluluğu oluşmuş durumdadır.
Uygur Özerk bölgesi Maarif (eğitim) Nazırlığı internet sitesi’nde açıklanan rakamlara göre , 2014 yılı itibari ile Çin dili okullarında eğitim görmekte olan Uygur öğrencilerin sayısı 2 milyon 830 bin kişidir. Son 5 sene içinde, sadece Tanrı Dağlarının güneyinde kalan ve Uygur nüfusun çoğunluğu oluşturduğu Altışeher bölgesinde, özellikle kalabalık kırsal kesimlerde Çin dili ana okulu için Çin devletinin ayırdığı bütçe 5 milyar yuan (820 milyon dolar) olarak açıklanmıştır. 2011 -2014 yılları arasında Çin dili ana okulunda eğitimden geçirilen Uygur çocukların sayısı 450 bin kişidir.

Çin’in Gerekçesi ve Uygulaması

Son 35 yıl içerisinde Çin gelişmesine paralel olarak sanayileşme ve şehirleşme yolunda hızla ilerledi. Çin toplumunda tarihten beri sürekli devam eden açlıktan kaynaklanan kitlesel ölümler sona erdi. Barınma ve beslenme sorunu çözüme kavuşturuldu. .Çinin sanayi ham madde ve enerjiye olan talebi arttıkça, Doğu Türkistan’in stratejik önemi de aynı oranda artmaktadır. Tanrı dağın kuzeyindeki Kazakistan sınırındaki Korgas şehrinden başkent Urumçi ye kadar uzanan Uygur’suz(Bir tek Uygur’un olmadığı ve yerleşmesine izin verilmediği) şehirler dizisinde, Cunggar ve Tarım havzalarındaki petrol ve doğal gaz sahalarında büyük ekonomik gelişmeler meydana geldi .Doğu Türkistan’daki 10 milyon göçmen etnik Çinli toplumunu refah ve huzura kavuştu, ve bu Çinli toplum güven içinde mutlu olarak yaşayan modern bir toplum olarak ortaya çıktı. Doğu Türkistanın asıl sahipleri olan Uygur toplumu sanayileşmeden,iş imkanlarından sürekli ve bilinçli olarak dışlandı ve böylece ekonomik gelişme ve refahtan mahrum bırakıldı. Uygurların Toplum olarak kendi iç dinamikleri ile doğal gelişim ve dönüşümü engellendi. Doğu Türkistandaki iki büyük etnik grup iki ayrı zit kutuplara ayrıştırıldı ve zorla bölündüler.Bu etnik ayrımcılık ve Uygurları dışlama uygulamaları sonucunda “ 05 Temmuz 2009. Urumçi olayı” patlak verdi. Çıkan olayalar,karşılıklı Etnik çatışmalar sonucu binlerce masum insan hayatını kaybetti.

Sorunun esas kaynağı ve sebebi ise, Çin işgal yönetiminin etnik Çin ırkçılığına dayanan, sömürü düzeni üzerine kurulmuş etnik politikalarında yatıyordu. Pekin, sorunun kaynağını “Uygur toplumunun Çin toplumuna entegre olmaması” olarak gördü. Entegre olamamanın önündeki en büyük engel ise, “ Uygurların geleneksel feodal yapısı ” olarak teşhis konuldu. Bu “feodal yapı”nın  belirti ve sebepleri ne idi? Çin yönetimi derhal ve hemen keşfetti; dil ve din.
Çin komünist Partisi’nin diktatörlüğünde yönetilen bir devlettir. Çin anayasasında “ Bütün Toprakların devlet aittir” diye belirten bir madde bulunmaktadır.Çin anayasasındaki bu tanıma göre, soyulup soğana çevrilen Uygurların oturduğu evin arsa tapusu bile Çin devletine aittir. Uygur toplumunun elinde kalan tek varlık konuştuğu dil ve inandığı islam dini’dir. Din ve dil için ayrı ayrı resmi programları düzenlenmiş ve Uygurların bu iki varlığının yanı, dili ve dininin imhası ve yok edilmesi için dev bütçeler ayrılmıştır.
Doğu Türkistan’da mevcut 24 bin Cami, Mescit ve benzeri ibadet mekanları 24 bin komünist partisi üyesi denetçi tarafından denetlenmekte ve kontrol edilmektedir. Devlet memurları, Komünist Partisi üyeleri,18 yaşından küçükler ile kadınların camiye girmesi çıkarılan bir yasa ile tamamen yasaklanmıştır. Ailelerde çocuklara din eğitimi vermek suç kapsamına alınmıştır. Erkeklerin sakal bırakmaları,kadınların tesettürlü kıyafetler giymeleri dini içerikli objeler ve aksesuarlar takmaları Çin ceza kanunda “Terör kanıtı” olarak tanımlanmış ve işlem görmektedir. Çin’in Doğu Türkistan’daki din politikası iki ucu de keskin bıçaktır.

Sözde Uygur özerk bölge Başsavcısı Nişan Habibullah 2014 yılında bölgede dini referanslı suçlardan dolayı 27 bin 146 kişini hüküm giydiğini açıklamıştır. Halen Doğu Türkistan’da dini inancından dolayı tutuklu ve ve hükümlü olarak 200 bin Müslüman Uygur Türkü ceza evlerinde meşhur Çin usulü fiziki ve manevi işkenceye tabi tutularak ölüme gönderilmektedir.

Dil politikasında ise, durum üzerine şeker serpilmiş zehirli bir pasta veya zehirli bir içecek gibidir. Çin,bu konuda geleneksel sinsi,kökünden çözüm elde edebilecek yöntemlerle, Uygur annelerin kocaklarındaki yavrularını toplayarak hepsini birden birer etnik Han Çinliye dönüştürme projesini uygulamayı tüm hızıyla sürdürmektedir.
Çin medyası, Çinin propaganda mekanizması,Uygurların gelişmesi,refaha kavuşması önündeki doğal ve tarihi engelin “toplumun feodal yapısı” olduğu,Uygur toplumu Çine entegre olması ile kabuk değiştirerek refah içinde yaşayan çağdaş,modern bir topluma dönüşeceği konusunda bas-bas bağırmakta,diziler,sahne oyunları,şiirler, hikayeler,söyleşiler, çeşitli yarışmaları düzenleyip bunu öven taraftar ve çomaklarına bol-bol para ödülü dağıtmaktadır.
Çin yönetimi,bir avuç Uyguru,kalabalık Çin nüfusu ve dev Çin kültürü içinde eritip bitiremediği için çok öfkeli ve çok hiddetlidir. Çünkü Çin’i 300 yıl yönetimi altında tutan Mançurları Çin potasında eriterek yok etmişlerdir. 1931’de Çin’in kuzeydoğu bölgesinde Japonların himayesinde Mançuku devleti kurulduğunda Çin de 100 milyon etnik Mançur vardı.2010’da ise, bir Mançur kökenli Sosyolog 3 yıl Çini gezip dolaştığını, Mançur dilinde konuşabilen 100 kişiyi bulamadığından yakınıyordu.

Uygurlar Çin anayasasında Çin halk cumhuriyeti kurucu üyesi olarak yer almıştır. Bu yüzden Çin banknotu olan Yuan’ın arka yüzünde Çince yazı ile eşit konumda Uygurca yazı da yer almaktadır. Uygur dili Çin’in “Bölgesel Milli Özerklik “yasasında bölgenin resmi dilidir. Ancak,günümüzde Uygur dili bölgedeki resmi idarelerin tabelasında göstermelik olarak yer almış olsa da,devlet dairelerinde,resmi yazışmalarda,pasaport,kimlik bilgilerinde Uygur dili kullanımdan tamamen kaldırılmıştır. Doğu Türkistan’daki 91 ilçe kaymakamlığı, İl ve İlçe belediyesi’nin 70 ten fazlasının Uygur dilinde internet sitesi bile yoktur. Çin dili imtihanından geçemeyen her hangi bir Uygur kendi doğduğu topraklarda belediyenin temizlik işçiliği dahil hiçbir işe kesinlikle alınmamaktadır.

“Çift Dilli Eğitim” Kavramını Kim İcat Etti?

Doğu Türkistan’ı zorla işgal ederek yöneten bütün Çin yönetimleri tarihi boyunca,işgal altındaki Doğu Türkistanlıların aydınlanmasını hiç biri zaman istememişlerdir. Hatta Türkiye’den Kaşgar’a bir eğitim gönüllüsü olarak giden idealist eğitimci Ahmet Kemal 1913 yılında Doğu Türkistan’ın Kaşgar’a bağlı Artuş şehrinde ilk modern (Usuli Cedit) Darulmuallimini İttihadı Osmanı adında bir çağdaş  okul açmıştır. Doğu Türkistan’ın yeni Uygur Maarif(Eğitim) tarihi Ahmet Kemal’in açtığı bu Okul ile başlamaktadır. Ahmet Kemal kısa zamanda büyük Başarılara imza atmasına rağmen,Çin’in bölge valisi Yang zengşing Ahmet Kemal’ı mahalli işbirlikçilerini kullanarak yakalatıp Urumçiye getirtirmiş ve ardından polis nezaretinde Şanhay’e gönderip sınır dışı etmiştir.Kendisini Şanghay’dan zorla gemiye bindirerek Türkiye’ye göndermiştir.Doğu Türkistan’da genelge yayınlayıp,Müslüman Uygurların medrese eğitimini devam etmesini,cedit usulü yeni okul açanların sert cezaya çarptırılacağı emredilmiştir. Çin komünist partisi bölgeyi işgal ettikten sonra da,Uygur Arap alfabesini Rus kırıl alfabeye,sonra kırıl alfabeyi kaldırıp,Latin alfabeye,23 yıl Latin alfabesini kullandırdıktan Uygur eğitim sisteminde  tekrar Latin alfabesini yürürlükten kaldırıp,eski Arap alfabesini Uygurların kullanmasını zorunlu hale getirmiştir. Böylelikle Uygurların çağı yakalamasını engellemiş,Uygur kültürünün gelişmesini engellemiş aksine, gerilemesini temin etmiştir. Bütün bunlara rağmen Çin yönetimi,Uygurların Çince öğrenerek milli kapasitesini geliştirmesi konusunda herhangi bir telkin veya girişimde bulunmamıştır. Uygurlar kendi ihtiyaçları için liseden başlayarak bir çok öğrenci Çince öğrenmeye başlamış,bir çokları Üniversitelerde bir yıllık hazırlık sınıfta Çince öğrenmek sureti ile Çin Üniversitelerini kazanmıştır. Bir kısmı ise, Urumçi’ de Üniversitede Çinli öğrenciler ile aynı sınıfta okumayı tercih etmiştir.Uygur memur,aydınları içinde dil sorunu olmamıştır.durum böyleyken “çift dilli eğitim” kavramını kim icat etti? Nasıl ortaya çıktı?
Bu sözün ilk icat eden kişi sözde Uygur Özerk Bölgesinin kukla başkanı Uygur asıllı Nur Bekri’dir. Nur Bekri Doğu Türkistan’ın   Börtala Moğul Özerk bölgesinde göçmen Çinlilerin toplu yerleşim bölgesinde doğmuştur. ,Çin okulunda Çince okumuş,Üniversiteyi Çinde bitirmiştir. Uygurlardan,Uygur toplumu ve kültüründen tamamen kopmuş,Mankurtlaşmış bir işbirlikçidir. Çinliler onu Üniversite yıllarında iken fark etmiş ve yetiştirmeye başlamıştır. Nur Bekri aralık 2001 tarihinde Uygur özerk bölge komünist partisi merkez komitesine üye olarak atanmıştır. Bölgesel parti komitesi yönetim kurulu toplantısına ilk katılan Nur Bekri,gündemde olmamasına karşın “ çift dilli eğitim” kavramını ortaya atmış ve Uygurların büyük Çin ulusuna entegre olması için Üniversite,lise ve orta okullarda Uygurların Çince eğitim görmesini öne sürmüş ve teklif etmiştir. Çinli yöneticileri içinde,etnik temelli kargaşa çıkabileceği endişesi ile bu teklife karşı çıkanlar olmuştur.Nur Bekri toplantıda “ geçici etnik kargaşa tehlikelimi,yoksa Çin devletinin bölünmesi tehlikelimi?” diye  kükremiştir. Bölgesel yönetim Nur Bekri’nin önerisini kabul etmiştir.Nur Bekrinin “zeka”sına hayran kalan Çin yönetimi bir ay sonra yeni ocak 2001.tarihinde onu Uygur özerk bölge parti komitesi daimi üyeliğine getirmiş, “çift dilli eğitim” projesini uygulama görevini ona teslim etmiştir.
Nur Bekri 2 sene içinde yüz binlerce Uygur öğretmeni işten çıkarmış,yerine Çin’den yeni gelen Han asıllı Çinli öğretmenleri atamıştır. Doğu Türkistan genelinde Uygur okulları Çince okula dönüştürme devrimi gerçekleştirmiştir.Pekin onun cesaretini ödüllendirmek için nisan 2003.tarihinde Nur Bekriyi Uygur özerk bölge parti komitesi sekreter yardımcılığı görevine atamıştır.Ödül olarak Emniyet,adalet(Yargı) başta bir çok kurumun idaresini onun yetkisine vermiştir. Nur Bekri bir elinde Uygur milli eğitimini Çinceleştirme adımını hızlandırıyorsa, diğer bir eli ile polis ve yargıyı kullanarak,Dili ve dinini kurumak girişiminde bulunan Uygurları “bölücü”lük ile suçlayarak ceza evlerine doldurmuştur. Çin işgal yönetimi her sene onlarca yeni ceza evi inşa etmek sureti ile İşbirliği yaparak Nur Bekrinin ihanetinin hızına yetişememiştir. Buna rağmen,Çin yönetimi 2005’te yargı,polis kurumlarını yönetimini Nur Bekri’nin elinden geri almıştır.
Çinlilerin karşısında telaşa kapılan Nur Bekri bu defa “Çift dilli eğitim” adı altındaki Çince eğitimi Uygur ilk okullarına kadar indirme çağrısında bulunmaya başlamıştır.Pekine bu konuda uzun ve kapsamlı bir rapor yazmıştır.Bununla de yetinmeyerek bir yıl içinde defalarca Pekine gitmiş ve üst düzey Çin yetkililerin(Patronlarının) gözüne girmeye çalışmış ve bu hain emelini uygulamaya sonunda “başarmıştır”.

Uygur çocuklarının daha ilk okullardan başlayarak asimile edilerek Çinlileştirilmesi için devletin bütçe ayırmasını sağladı.27 Aralık 2005’de Xinhua ajansı muhabiri Zhou shengbing(周生斌) Nur Bekri ile yaptığı söyleyişi’de şöyle yazıyordu; “Nur Bekri, Ocak /2006 başlayarak tüm azınlıklar okullarında “Çift dilli eğitim” uygulaması sürecinin başlayacağını ilan etmiştir. Nur Bekri, 6-10 yaş arası çocukların dil öğrenmesi için en uygun ve altın çağıdır.Çocuklarımızın bu altın devrini Çin dili eğitimi ile değerlendirmek gerekir.Çin dili, eğitimini kabul eden her öğrenciye günlük 1.5 yuan (0.60 kuruş),Çin den bölgemize gelip Uygur öğrencilere Çince ders vermeyi kabul eden Çinli Öğretmen’e ise ayda 400 yuan ( 70 $ ) ek yardım verilecektir. Bu teşviki almak için öğrenciler,Veliler ve Çinli Öğretmenler ecele etsinler.”
Nur Bekri, bölge’deki bütün Uygur ilk okullarını Çince okula dönüştürmek için büyük seferberlik ilan etti. Yine yüz binlerce Uygur ilk okul öğretmenini “dil engeline takıldığı için – Çince bilmediği için – işten çıkardı. Uygurların en çok istihdam ettiği sektör eğitim sektörü idi. Bu sektörde Çinlilerin eline altın tepsi’de sunulmuş oldu. Pekin yönetimi Aralık/ 2007’ de Nur Bekri’yi sözde Uygur Özerk bölgesi Hükümet başkanlığına atayarak onu ödüllendirmiş oldu. Ayrıca, 2008’de ise, Çin komünist parti merkezi komitesi yedek üyeliğine atadılar.
“0 5 Temmuz 2009’daki kanlı Urumçi katliamında,Çinlilerin yaptığı kanlı etnik çatışma olayı” sonrası Pekin, Nur Bekri’nin “Uygurlar bir sürü gibidir. Her şekilde yönetilebilirler.” tezinin doğru olmadığı kanısına vardı ve kendilerini aldatılmış hissetti. Uygur Özerk bölge parti genel sekreteri Vang loçuan’nı Pekine geri çekti. Nur Bekri’ye dokunulursa Uygurca okulların tekrar açılması, ceza evinde bulunan 200 bine yakın Uygur’un serbest bırakılma konusu gündeme geleceğinden, görevden uzaklaştırmadı,ama ön plana da çıkarmadılar.
Nur Bekri Pekin’in gözüne girme ve gönlünü almada yeterli derecede tecrübe kazanmış birisidir.O, bu kez Doğu Türkistan’daki Uygurlar ile göçmen Çinliler arasındaki etnik nefretin patlamasının nedenlerini “İslam dinini kontrol etmemek,Uygur çocuklarına Çince eğitimi uygulamasını ana okula kadar indirmemek” olarak gördü ve bu tezi ile Pekin’in tekrar gözüne girmek için büyük çabalar harcadı. Bir kaç bölgede 3-6 yaş arası Uygur çocuklarına Çince ana okulda eğitme tabi tutarak yeni bir deneme süresini başlattı.2011’dan başlayarak tüm Doğu Türkistan genelinde Uygur yavruları Çince ana okulda sistematik bir şekilde eğitimden geçirme stratejik planın uygulanması için Pekin’i büyük miktarda bütçe ayırmaya ikna etti. Bu asimilasyon süreci günümüzde de acımasız bir şekilde devam ettirilmektedir.
Nur Bekri ismi Uygur Türkleri arasında bir hakaret, kin ve nefret kelimesine dönüşmüştür. Biri başka birine hakaret etmek isterse diğeri için  “Hey, Nur Bekri” diye hitap etmektedir. Her hangi birine “Nur Bekri” demek adama yapılan en büyük hakaret sayılıyor. Pekin,Nur Bekri’yi daha fazla Doğu Türkistan’da tutmanın bir anlamı kalmadığının farkına vardıktan sonra Ocak/ 2015’te . Pekin’e terfi ettirdi ve Çin Tabii Kaynaklar idaresi başkanlığına atayarak onun Doğu Türkistan ile olan tüm ilişkisini kesmiş kesmiş oldu. Uygurların boğazına zorla ve baskı ile geçirilmiş olan “Çift dilli eğitim “ tasması ise Uygurların nefes almasını her gün bir az daha fazla zorlaştırmaktadır.
Çin işgal yönetimi Uygurların dili ve kültürüne yaptığı katliam girişiminde Nur Bekri gibi bir ihanet sembolü bir mankurt Uygur’u öne çıkararak kullanmıştır. Nur Bekri gerçekten böyle yetkili ve etkili birimi dir? Anlatayım ; Hoten’in Kirye ilçesinde bir Uygur köylünün tarlası Çinli göçmenler tarafından gasp edilmiştir. Adam bir çok defa Urumçiye gelip hükümete şikayette bulunmuş,yetkili kişiler,elinde 20 senelik tarlayı işletme sözleşmesi bulunan köylüyü haklı bulmuş ve Nur Bekri’ ye bu sorunu çözmesi için yönlendirmişlerdir. 2011’de Nur Bekri Kirye ilçesi parti sekreterine köylünün tarlasını geri vermesi konusunda bir talimat yazarak imzalayıp davacı köylü’nün eline vermiştir. Bu yaşlı Uygur davacı adam geçenlerde ABD. merkezli Hür Asya radyosuna şöyle konuşmuştur , “ “Nur Bekri’nin imzalayıp verniş olduğu evrak’ı teslim aldığımda sevincimden başım sanki bulutlara değmiş gibi sevindim, Memlekete döndüm ve yol boyu Nur Bekri’ ye dua ettim. İlçe parti genel sekreteri Çinli mektubu aldı ve işlemlerini yaparak beni köy parti sekreterine gönderdi. Köy parti sekreteri yazıyı okudu ve bana şöyle bir baktı. Hiç konuşmadan kağıdı buruşturdu.Daha sonra yırtarak parçaladı ve hışımla yere attı. Daha sonra bana gülerek şöyle dedi ; “ Nur Bekri’ nin sana verebileceği tarla eğer bu köyde varsa gelsin kendisi versin.” Köy parti sekreteri Çinli benim tarlamı alıp Çin den gelen akrabalarına vermişti. Tekrar Urumçiye gittim.Nur Bekri’ye ulaşmak çok zordu.Yardımcılarına ulaşarak durumu anlattım. Aradan 3 yıl geçti hiçbir sonuca ulaşamadım.”
Nur Bekri, Uygurlara böyle kötülekler yaparken ve zarar verirken, diğer yandan kendisi Çinlilerin elindeki keskin bıçak,makineli tüfek,füze,hatta biyolojik,nükleer silaha dönüşebiliyor. Uygurların yararına hayatı boyunca,haksızlığa uğrayan bir çiftçinin 2 dönüm arazisinin geri verilmesi için emir gönderdi,imzası olan kağıdı bir köy parti sekreteri olan Çinli yırtıp attı ve bu olayı Doğu Türkistandaki her kes öğrenmiş durumda. Uygur vatan haini işbirlikçi Nur Bekri ve diğerlerinin,Uygurlara yarar getirme değil, aksine zarar verme yetkisi vardır.Nur Bekri,Uygur diline yönelik katliamında gösterdiği “kahramanlık” ile Çin de Bir Uygur’un erişebileceği en üst makama erişebilmiştir. Ancak ,Uygur toplumunun kalbinde “ Ebediyen af edilemez bir vatan haini” olarak yerini almıştır.(1.bölümün sonu-devam edecek)

Kaynaklar :

1-  Uyghur élida «qosh til» maaripida terbiyiliniwatqan ottura-Bashlanghuch, yesli baliliri 3 milyongha yéqinlashqan(Uygur İli’nde Çift Dilli eğitime devam eden Ana, ilk ve Orta Okul öğrencilerinin  sayısı 3 milyona yaklaştı. (rfa.org-Uygurca)

2- Qosh til yeslisidiki sebiy közler néme deydu? (Çift Dilli Ana okulu’n daki Masum gözler neler diyor ?)

 3.-  新疆教学从幼儿开始-努尔·白克力-(Şinjangda “çift dilli eğitim” ana okuldan başlayacaktır-Nur.Bekri)

http://www.uyghurnet.org/19335/

JAPON TARİHİNDE DOĞU TÜRKİSTAN


Yücel TANAY

a.kERİM-2
Japonya,bugün Doğu Türkistan bağımsızlık hareketini destekleyen ülkeler arasında tarihsel olarak Doğu Türkistan Japonya ilişkilerinin seyri Osmanlı Şehzadesi Sultan II. Abdülhamit Han’ın ilk erkek torunu olan Abdülkerim Efendi’ye dayandırılır.
Şehzade Abdülkerim Efendi saltanatın kaldırılıp sürgüne gönderilmesinden sonra babası ile beraber Lübnan Cünye’de yerleşmişlerdir. On sekiz yaşın olan genç şehzade kapı komşuları olan ve babasının sert bir şekilde karşı çıkmasına rağmen Marunî ( Lübnan ve Suriye’de oturan Katolik Süryani topluluğu) bir ailenin kızıyla evlenmek istemesi babasıyla aralarını açmıştır, bu dargınlık Şehzade Abdülkerim Efendi’nin ölümünden sonra da hanımının Müslüman olmuş ve de “Nimet” ismi almış ve iki erkek torunu dünyaya gelmiş olmasına rağmen devam etmiştir. Evlendikten sonra Beyrut’tan Şam’a geçmiş ve burada oturmaya devam etmişlerdir.

Japonya’nın Desteği İle Şarki Türkistan Macerasının Seyri

1868 yılından itibaren Meiji Restorasyonuyla beraber Batı’yı kendine örnek alarak modernleşen Japonya kısa sürede Asya’daki güç dengelerinden biri haline gelmiştir. Çin ve Çarlık Rusya ile yaptığı savaşları ( 1894-1895 Çin-Japon savaşı ve 1904-1905 Rus-Japon savaşı ) kazanması ile “Büyük Asyacılık” fikri ile bölgede işgal ve kukla yönetimler kurarak bölgeye hâkim olmak istemiştir. Nüfusu artan ve sanayi de bir hayli yol kat eden Japonya I.Dünya Savaşı sonrası Sibirya ve Moğolistan üzerindeki planları Rusya’daki Bolşevik İhtilali sarsıntılarını fırsat bilerek direniş faaliyetlerini destekleyen Japonya beklenmedik şekilde Amerika ve İngiltere’nin muhalefetiyle karşılaşmıştır. Bu işi siyasi yollar ile yapmayı düşünen Japonya kendilerinin Turani ( Büyük Asyacılık ) bir kavim olduklarını ve Orta Asya’daki kardeşler ile alakalanmayı vazife edinmişlerdi. Rusya ve Çin’e karşı ayaklanmalar başlatılmış, Türkistan İmparatorluğunun başına Şehzade Abdülkerim Efendi’nin geçeceği söylentilerin Türk esirleri üzerinde istiklal ateşini alevlendirmiştir.
Türkistan “tekâmülcüler” ve “cedidciler” olarak ikiye ayrılmıştır, Cedidciler Amerika, İngiltere ve Japonya’ya karşı Çin’in yanında yer alıyorlardı. Bu savaşta Rusya’da Japonya’ya karşı Çin’i desteklemekteydiler. Bunun üzerine Japonya’nın yanında yer almayı uygun gören Şehzade Abdülkerim Efendi Hindistan’dan Tokyo’ya geçmiş, yaptığı görüşmeleri Muhsin Çapanoğlu vasıtası ile gerçekleştirmiştir, görüşmeler sonunda Japonya ile de anlaşamamış oradan Türkistan’a geçmiştir.
Doğu Türkistan’da Rusya, Çin ve Japonya’nın oluşturduğu karşılıkları bitirmiştir. Rus esaretinde olan Türkistan’da Japonya’ya bağlı bir imparatorluk kurmak ve Japonya’nın gölgesinde kukla bir hükümdar olmak istemeyen Abdülkerim Efendi Türkistan’ın öz kaynaklarıyla yerli halkı kısa sürede teşkilatlandırmıştır. Fakat tabii olarak karşısındaki Rusya ve Çin gibi güçlü devletlere karşı başarı sağlayamamıştır. Emrindeki orduların geri çekilmeye mecbur kalması sonucunda gizlice ilk önce California’ya daha sonra New York’a giderek Amerika’ya siyasi iltica etmiştir.
03 Ağustos1935 tarihinde New York’ta kaldığı otel odasında elinde bir tabanca ile şakağından vurulmuş olarak bulunduğunda raporlarda her ne kadar intihar etti denilse de, Japonların Türkistan İmparatoru olması için uğraştıkları Şehzade Abdülkerim Efendi çıkan bazı anlaşmazlıklar yüzünden Japon gizli servisi tarafından katledildiğini ki Orhan Osmanoğlu bu konu ile ilgili “Bir Japon’un dedemin odasından çıktığı, kattaki temizlikçiler tarafından görülmüş. Biz hanedan üyeleri olarak inanıyoruz ki bu bir suikasttı. Dedem kukla bir kral olmak istemedi. Japonlar destekledi ama dedem kullanılmak istemedi.” şeklinde açıklamada bulunmuştur. Yılmaz Öztuna ise göre bu ölümü Sovyet Ajanları tarafından gerçekleştirildiğini söylemiştir.
Müslüman bir memlekete defnedilmesini vasiyet etmiş olmasına rağmen mezarı hala New York’ta olan Şehzadenin cenazesi Müslüman Gençler Cemiyeti tarafından kalabalık bir cemaatinde katılımıyla defnedilmiştir.
Bugün,Japonya Doğu Türkistan bağımsızlık hareketinin destekleyen bir ülke Doğu Türkistana bağlı Turfan Kentinde Çin ile Doğu Türkistanlılar arasında yaşanan çatışmalarda 11 Uygur Türk’ünün katledilmesi Japonya’yı ayağa kaldırmış.
Japon Devleti, Çin’e uyarı göndererek olayların son bulmasını istemişti. Başkent Tokyo’da bayraklar yarıya indirilerek olaylar protesto edilmişti.
Dünya Uygur kongresi lideri Rabia Kadir,birçok kez Japonyayı ziyaret edip, Japon parlamentosu milletvekilleriyle görüştü,Japonyada Doğu Türkistanın bağımsızlığını destekleyen toplantı ve yürüyüşlere katıldı.
Japonya, Osmanlı Şehzadesi Abdülkerim Efendi olayındaki gibi hataya düşmemeli, Doğu Türkistan olayını koşulsuz desteklemelidir.

http://www.uyghurnet.org/japon-tarihinde-dogu-turkistan/

Yiltizi 10 Ming Yillardinmu Uzun Bolghan Sirliq Uyghur Medeniyiti!


Rab, Dunya  we Uyghur....

*Rabbim Insanlarni yaratqanda eng awal Uyghurlarni yaratti, Uyghurlar hezreti Adem ata we hezreti Ibrahimning uruqidin bolup, biwaste tengriqut Oghuzhan bilen öylik ochaqliq bolghan nurdin yaritilghan ikki melekning neslidin apiride bolghan.

*Tengriqut Oghuzhan bilen öylik ochaqliq bolghan köktin chüshken nurdin yaritilghan ikki melektin Uyghurlarning 24 qebilisining ejdadi bolghan Derya, Déngiz, Tagh, we Kün, Yultuz, Ay qatarliqlar apiride bolghan.

*Uyghurlar qanche 10 ming yilliq parlaq medeniyitini shu seweptin Quyash, Yültuz, Ay we Déngiz, Derya, taghlarni özlirining teppekkur buliqi qilip shekillendürgen bolup, ejdatlirimiz alemlerning yaratquchisini Künge, hökümdarini Qaraqushqa, eskiriy quwetlirini Kökbörige oxshshatqan.

*Uyghurlar Insaniyet tarixida eng deslepte dewlet qurup yürt sorighan xeliq bolup, dewletning bayriqi Oghuzname dégen dastanda, Uyghurlarning büyük atisi Oghuzhanning namidin „Quyash tugh bolsun asman qorighan!“, dep éniq xatirlinip, bügüngiche yétip kelgen.

*Uyghurlar medeniyet tereptin dunyada tengdishi yoq seltenetlik, özgiche bam-bashqa, bashqa bir xeliqtur.

*Uyghur motifleri 10 ming yillardin béri millitimiz qollunup kelgen bam-bashqa, bashqa bir yéziqtur.

*Uyghurlarning pelesepiwiy chüshenchilliri, Uyghurlarning aile, jemiyet we dewletchilik qarashliri, Uyghur edebiyati, Uyghur naxsha-ussulliri, Uyghur muzikisi, Uyghur qol sanaéti, Uyghur hüner sennetliri… bir milletning bolush alahiyidilikidin halqip ketken chüshünüsh tes bolghan bam-bashqa, bashqa bir dunyadur.

*Uyghurgha qandash we xoshna xeliqlerning medeniyetlirining köpinchiside Uyghurningkige oxshaydighan élimintlar bar, emma Uyghur medeniyitide ularningkige oxshaydighan amillar dégüdek yoq bolup, bu Uyghurlarning milliy medeniyetini tereqqiy qildurushta tarixtin béri yatlargha muhtaj bolmighanliqidindur.

*Uyghur medeniyetining yiltizi tarixtinmu uzun bolup, tengrining muapizetide mewjutluqini saqlap kelgechke, düshmenler herqanche qilsimu öchirelmeydighan xisletke ige bam-bashqa, bashqa bir ilahiy dunyadur.

*Uyghurning her türlük jabduqlari yeni muzika eswapchiliqi, kéyim-kéchekchiliki, binakarliqi, minyatorchiliqi, neqqashchiliqi, oymakeshliki we keshtichiliki…qatarliqlarda qollanghan özgiche menagha bay yéziq we imagliri qanche 10 ming yilliq tarixqa ige bolup, insaniyet medeniyitige tashqa möhür urulghandek qeyit qilinghan, menisi chongqur bam-bashqa, bashqa bir qutsal kitaptur!

*Yer sharidiki pütün milletler medeniyitini bir kéchide untup qalghan teqdirdimu, Uyghur medeniyiti dunyagha yétip éship, yer shari téximu güzel, téximu körkem we teximu pasahetlik körünidu!

*Uyghur medeniyiti tengrining möjizige tolghan xezinisi bolup, shunga bizdin bashqa herqandaq millet medeniyitimizdin bir kishlik nesiwe élishni oylaydiyu, Uyghurgha xuddi düshmendek heset qilishidu.

*Uyghurning tili, medeniyiti we bizning bügüngiche bar bolishimiz, millitimizning ebediy bar bolidighanliqining polattek ispatidur.

*Uyghur medeniyiti insaniyet tarixidiki muhteshem keshpiyat, ejdatlarni ghururlanduridighan ijadiyet, yatlarni heyrette qalduridighan idiye, insaniyet meniwiyitidiki qarangghu dunyagha chüshken xasiyetlik nurdur…! *

*Uyghur medeniyiti kelichek ewlatlargha tutulghan gül-deste we millitimiz üchün menggülükke echilghan daghdam yoldur!

*Dunyadiki barliq medeniyetler Uyghur medeniyitidin kelgen.Musewiylik, Buddizim, Xiristiyanliq we Islam qatarliqlarning hemmisining yiltizi sirliq Uyghur medeniyitige tutishidu.

*Janabiy Allaning qudriti bilen Xitaylar yer yüzidin yoqilidu, Uyghurlar bolsa mingbir mushaqetlerge rahmen eshu sirliq we xisletlik medeniyiti tüpeylidin yene aman-esen qalidu!(K.A.)

Uyghurningmu Dunyagha Tonulghan Tebiy-pen Alimliri Bar


Memet Yasin

Ghaye we nishan insan üchün yol bashlighuchi mayaktur

Ademning égilmes – sunmas rohi,chidam – gheyriti, japaliq ejri uni shan – sherep sehnisige élip chiqidu. GhayilikAdemler insanlarning ilim – pen jehettiki izdinishi we tereqqiyatini
Insaniyet bexti yolidiki bir xil menilik emgek dep bilidu. Könglige pükken
Büyük armanlirigha yétish yolida chidam we shija’et bilen küresh qilidu. Dunyada
Eqilsiz, deweng adem yoq, peqet tirishmaydighan, horun ademla bar, heqiqiy
Tirishchanliq ademni murad – meqsidige yetküzüp étikini altun’gha toldurmay
Qalmaydu. Shinjang uniwérsitéti iqtisad we bashqurush penliri institutining
Oqutquchisi, en’gliye bérmingham uniwérsitétining iqtisad penliri doktori
Muhemmet yasin mu’ellim del ene shundaq ghayisini emelge ashurush yolida toxtawsiz tiriship, hayatidin mena izdep yashawatqanlarning biridur.

2013 – yili filipinning paytexti mandélada 14 – nöwetlik dunya iqtisadi tereqqiyat
Ilmiy maqale yaqilash musabiqisi ötküzüldi. Musabiqige dunyadiki dangliq
Iqtisadshunaslarning serxil ilmiy maqaliliri tallap qatnashturuldi. Bu maqaliler
Arisida Uyghuristanliq bir aliy mektep oqutquchisi muhemmet yasinningmu maqalisi bar
Idi. Musabiqe jeryanida dunya iqtisadshunasliq sahesidiki 300 nopuzluq
Mutexesis musabiqige qatnashqanlarni birmu bir bahalap chiqmaqti idi. Nöwet
Muhemmet yasin’gha kelgende, musabiqe zali qizghin keypiyatqa toldi. Muhemmet yasin
Mutexesislerning sorighan murekkep so’allirigha rawan in’giliz tilida qayil
Qilarliq jawab bergenidi. Musabiqining netijisi élan qilin’ghanda, pütkül
Zaldikiler muhemmet yasin üchün alqish sadalirini yangratti, chünki musabiqining
Altun médali muhemmet yasin’gha na’il bolghanidi.
Biz Perzentni köchetke oxshatsaq, a’ile shu köchet tikilgen bagh, ata – ana shu baghning
baghwenliridur, köchetning kelgüside qanchilik hosul bérishi mahiyette ashu a’ilining
Baghwenlirige baghliqtur. 1974 – yili ürümchi shehiride tughulghan muhemmetning ata –
anisini »mol – hosulluq köchet yétishtürüp chiqalighan iqtidarliq baghwenler« dep
Teripleshke erziydu, chünki muhemmetning atisi yasin yaqup aka shinjang öktebir
Térektur zawutining terjimani bolup, u xitay tili, rus tili, in’giliz tili,
Ereb tili qatarliq sekkiz xil tilni pishshiq bilidighan, meripetperwer kishi
Bolghachqa, etiwarliq oghli muhemmetni her tereptin yaramliq qilip terbiyeleshke
Yürek qénini serip qilghanidi. Shu sewebtin bolsa kérek, emdila besh yashqa kirgen
Muhemmet atisining sistémiliq terbiyeside in’giliz tili we hösnixet yézishni
Öginishni bashliwetti. Muhemmet ata – atisining köngül qoyup perwish qilishi,
Shundaqla özining ijtihat bilen tirishishi bedilige bashlan’ghuch mekteptin tartip,
Taki toluq ottura mektepni pütküzgiche öginishte sinip boyiche birinchilikni
Qoldin bermey keldi. Uning toluq ottura mektepte oquwatqan mezgilliridiki
Arzusi atisigha oxshash yaramliq terjiman bolup chiqish idi.
Könglige Güzel arzu – armanlarni pükken muhemmet 1992 – yilliq aliy mektep
Imtihanida, ürümchi shehiri boyiche eliyul’elaliqni qolgha keltürüp, shinjang
Uniwérsitétining iqtisad we bashqurush penliri inistitutining iqtisad kespige
Qobul qilindi. Uning bu shan – sheripidin ata – anisi alemche xushal boldi. Ata
– anisining sistémiliq terbiyesi we özining toxtawsiz tirishchanliqining netijisi
Bu qétimliq imtihandin namayen bolghanidi, démek aliy mektep imtihani beziler
Éytqandek undaq teleyge tayinipla ötüp qalidighan imtihan emes Idi.

A’ilimizde üch bala bolup, men balining eng kichiki idim. Eyni yili ichki
Ölkilerge oqushqa barmay, shinjang uniwérsitétida oqushumdiki asasliq meqsidim
Ata – anamning yénida yürüp, ularning qiyinchiliqlirini teng üstümge élish idi.
Shu chaghda a’ilimizning iqtisadi peqet atamning bir kishilik ma’ashighila qarashliq
Idi. Ikki acham aliy mektepte oquwatatti. Atamning bir kishlik ma’ashigha
Tayinip, üchilimizning biraqla aliy mektepte oquyalishimiz asan emes idi.
Emdila aliy mektep hayatimni bashlishimgha, shum teqdir atamning risqigha changgal
Saldi. Qedirdan atamning bizdin waqitsiz widalishishi a’ilimizdikilerni qattiq
Hesiretlendürdi. Rastini éytsam, atamning yashla qaza qilishi manga rohiy jehettin
Qattiq bésim bolghanidi, shu sewebtin xéli bir mezgillergiche öginish qilishni
Xalimas bolup qaldim, biraq méhriban anamning köp qétim teselliy bérishi bilen
Özümni aran eslige keltürüwaldim. Atam köz yumghandin bashlap a’ilimizning
Asasliq iqtisadi yüki manga yüklinip qaldi. Men a’ilemning iqtisadi ehwalini
Oylap, oqushtin siritqi waqitlirimda ashxanilarning wiwiskilirigha hösnixet yézip
Bérip, az – tola iqtisadiy kirimge érishtim, kéyinche sawaqdashlirim bilen
Hemkarliship menzire süret yaymisi achtim. Biz birlikte menzire süretlerni eynek
Jazigha élip, döngköwrükte yayma qilip satattuq. Biz dukanlarda 450 yüendin
Satqan menzire süretlerni xéridarlargha 150 yüendin satattuq, arqidin
Xéridarlardin öyigiche apirip ornitip bérettuq. Bir qétim éhtiyatsizliqtin
On nechche eynikimiz chéqilip ketti, buning bilen tijaritimizdin ziyan chiqip,
Hemkarliqimiz axirlashti, dep sözini bashlidi muhemmet
Yasin.

En’gliyede Oqushning aldi – keynide
Muhemmet Yasin toluq ottura mektepning üchünchi yilliqida oquwatqan mezgilliridila atisi
Bilen in’giliz tilida paranglishatti. In’giliz tiligha usta bolushtin ibaret
Artuqchiliq uning kéyinki yashash yoligha zor tesir körsetti. Aliy mektepni
Pütküzidighan yili u özining in’giliz tilini pishshiq bilishtin ibarer
Artuqchiliqini jariy qildurup, in’giliz tili kursi achti. Eyni chaghda uyghurlar
Arisida in’giliz tili kursi achidighanlar yoq déyerlik idi. Kursning ishlirining
Künséri yürishishige egiship, muhemmet yasin a’ilisining iqtisadi ehwalidimu
Barghanséri yaxshilinish boldi. Muhemmet yasin aliy mektepning toluq kursini
Pütküzidighan yili mektep uning oqush netijisining yaxshiliqini közde tutup,
Aspirantiliqqa imtihansiz qobul qildi. U aspirantliq hayati heqqide toxtilip
Mundaq dédi:

Men shinjang uniwérsitétining iqtisad we bashqurush inistitutigha aspirantliqqa
Qobul qilin’ghandin kéyin, bir tereptin tiriship oqusam, yene bir tereptin Uyghuristan
Uniwérsitétidiki toluq kurus oqughuchilirigha ders berdim. Aspirantliq oqushi
Mezgilide, ilmiy maqale yéziqchiliqi jehette tiriship iqtidar yétildürdüm.
»tirishqan tapar, tashqa mix qaqar« dégendek bu tirishchanliqlirimning deslepki
Méwisini 1996 – yili kördüm. Eyni chaghda men shinjang uniwérsitétidiki toluq
Kurus oqughuchilirigha wakaliten shyanggang xenzu tili uniwérsitétining »iqtisad
Tetqiqati muhakime yighini« gha qatniship, yighin’gha barghan oqughuchilargha wakaliten
Tunji bolup ilmiy maqale yaqilash sherpige na’il boldum, bu méning tunji qétim
Xelq’araliq sehnide ilmiy maqale yaqilishim idi. Men shyangganggha bérip, bu
Sheherning muhitining nahayiti güzelliki hés qildim. Shyanggang kutupxaniliridiki
Kitablarning molliqi, shyanggangdiki aliy mekteplerning oqutquchi – oqughuchilirining
Tetqiqatqa bolghan ottek qizghinliqi qatarliqlar manga chungqur tesir qildi. Men shu
Chaghda shyanggangdiki bir baghchigha kirgenidim, bu baghchigha kirip oyunchuq
Oynaydighanlarning sani nahayiti köp iken, emma oyunchuqlarni oynashqa öchret
Saqlawatqanlarning öchriti shunche uzun bolsimu, hemmeylen öchretning tertipige
Qattiq ri’aye qilidiken, men shu chaghdiki ehwalni diyarimizdiki ehwallargha
Sélishturup, tereqqiy tapqan sheherlerning nurghun ewzelliklerge ige ikenlikini
Hés qildim, bu xil hésiyat yürikimge dunyadiki eng tereqqiy qilghan ellerde
Örlep oqush istikini saldi.
Ghelbe we netije hemishe axirghiche ching turghan kishilerge mensup bolidu. Rohiy jehettin
Boshashmaydighan, bir ishqa kirishken haman diqqitni bashqa yaqqa chachmaydighan
Kishilerning muweppeqiyet qazinish éhtimalliqimu yuqiri bolidu. Netije menggü
Pursetni bayqighan hemde shu pursetlerdin toluq paydilinip, toghra tallash ichide
Toxtawsiz tirishqanlargha mensup. Muhemmet yasin del ene shundaq pursetni ching
Tutalaydighan yash idi.

2000 – yili amérikida échilghan xelq’araliq bashqurush penliri yighinigha bir parche
Maqalem tallinip, amérikigha maqale yaqilighili bardim. Shu yili men emdila 26
yashta bolup, tunji qétim chet’elge chiqishim idi. Amérikidiki yighin’gha qatnishish
Jeryanida, gherb ellirining tetqiqatqa tutqan estayidil pozitsiyesi qelbimde
Chungqur tesiratlarni qaldurdi. Shu qétimliq yighinda bir amérikiliq piroféssor
Bilen tonushup qaldim, u méni amérikigha kélip oqushqa teklip qildi, men
Buningdin bekla xushal boldum. Shu qétimliq amérika sepiride »gherbning hazirqidek
Tereqqiy qilishining arqisida bir xil küchlük iqtisadiy nezeriye bar iken, men
Amérikida oqup, ene shu nezeriyelerni öginish arqiliq diyarimizning
Tereqqiyatigha ishlitishim kérek iken« dégenlerni hés qildim. Amérikidin qaytip
Kélip, uzaq ötmey aptonom rayonluq xelq hökümitining qoy yungini elalashturush
Guruppisining terjimanliqigha tekilip qilinip, awistiraliyede 20 kün turdum, bu
Jeryanda chet’elge chiqip oqush istikim téximu kücheydi, dédi u özining néme
Üchün chet’elge chiqip oqush istikige kélip qalghanliqi Heqqide.Amérika Elchixanisimuhemmet yasinning wizisigha »köchmenlik istiki bolushi mumkin« dégenTamghini bésip qoyghachqa, uning amérikida oqush arzuyi sugha chilashti, shundaqtimuU chet’elge chiqip oqush niyitidin qet’iy waz kechmidi.

2004 – yili »dunya ford oqush mukapat puli« gha ériship, dunyadiki aldinqi
Qatarda turidighan en’giliye bérmingham uniwérsitétining iqtisad penliri doktor
Aspirantliqigha qobul qilindim. Shu chaghda chet’elge chiqip oqush istikimning
Emelge ashqanliqidin alemche söyün’genidim, emma chet’eldimu tirishmighan,
Turmushini tertipsiz ötküzidighan kishilerning künining yenila qiyinchiliqta
Ötidighanliqini hés qildim, men en’giliyege barghandin kéyin ishlirim asanliship
Qalmidi, belki téximu bekrek japaliq ishlidim, téximu köp azab – oqubetlerge
Berdashliq berdim. Birmingham uniwérsitétida oqush jeryanida izchil tetqiqatimgha
Birleshtürüp ilmiy maqale yéziqchiliqini ching tuttum. Doktorluq oqushumning
Deslepki alte éyida junggoning rayon iqtisadi toghrisida bir parche ilmiy maqale
Yézip, en’giliyediki doktor – aspirantlarning maqale yaqilash musabiqisige
Qatnashturdum. Eyni chaghda piroféssorum sten sébirt manga »sendin burun doktorluq
Oqushigha qobul qilinip, tunji yilila u musabiqige qatnashqanlarni körüp
Baqimighanidim, sen heqiqeten qaltiskensen« dégenidi. 2007 – yili dunya bankisi
Bilen gérmaniyediki emgek iqtisadshunasliq jem’iyiti birliship oyushturghan
Maqale yaqilash munbirige qatnashturulup bir parche ilmiy maqalem yuqiri bahagha
Érishti. En’giliyede oqush jeryanida en’giliye bérmingham uniwérsitétidiki toluq
Kurus we magistér – aspirantlargha iqtsad hem statistéka penliri boyiche ders
Berdim. Yawropa derijilik bir qanche tetqiqat türige qatnashtim hemde xelq’araliq
Ilmiy zhurnallarda xéli köp maqale élan qildurdum, xelq’aragha dangliq Deloitte
firmasi meslihetchlik shirkitining meslihetchilikini qildim, ilgiri – kéyin bolup
Amérika, en’gliye, gollandiye, ispaniye, érlandiye, awistiraliye qatarliq
Döletlerdiki ilmiy muhakime yighinlirida notuq sözlidim hemde türlük tetqiqat
Témilirigha qatnashtim. Bu jeryanda piroféssorum sten sébirt bilen mewri
Owmexanining yétekchilikide yawropa derijilik ikki chong tetqiqat témisigha
Qatniship, piroféssrlirimning ilimge tutqan pozitsiyesi, a’ilige bolghan
Mes’uliyetchanliqi hemde chéniqishqa bolghan estayidilliqi qelbimde chungqur
Tesiratlarni qaldurdi. Piroféssorum sten sébirt 65 yashqa kirip qalghan bolsimu,
Chéniqishqa bekla ehmiyet béretti. Uning aliy derijilik pikapi bolsimu, uni
Heydimey, da’im wélsipit minetti, uning wélisipit min’gen halitige keynidin
Qarighan adem uni 18 yashliq yigitlerge oxshitip qalatti. U hemishe taghqa
Yamishatti, chéniqishqa bek ehmiyet béretti, uning bilen birge tetqiqatqa kiriship
Qalsam, u kéchilep uxlimay tetqiqat élip barsa, men uyqugha aranla berdashliq
Béreleyttim. Piroféssorum herqanche aldirash bolup ketsimu, a’ilisi üchün choqum
Melum waqit ajirtatti. Heptilik xatire tutup, shu xatirisige mexsus a’ilisi
Üchün ajirtidighan waqitlirini xatirlep qoyatti, shu waqitqa kelgende, qolidiki
Herqandaq muhim ishini qoyup, a’ilisi üchün waqit ajirtatti, dédi u
En’gliyediki hayatini eslep.

Weten Ishtiyaqida chet’elde qélishtin waz kéchish

Muhemmet Yasin en’gliyediki mezgilliride, yawropaning tetqiqat fondiliridin kirimge

Érishishtin sirit, aliy mektepte oqutquchiliq qilipmu xéli yaxshi kirim qilatti,
Bu kirimliri bilen en’giliyede rahette yashiyalaytti, biraq muhemmet yasinning
Weten’ge bolghan ottek ishtiyaqi uni weten’ge qaytishqa ündidi. U weten’ge qaytip
Kelgendin kéyin, xelq’aradiki karxanilar bilen rayonimizdiki milliy karxanilar
Otturisidiki perqler toghrisida ilmiy tetqiqat élip bérish bilen bille, milliy
Karxanichilirimizgha mal obrot qilish, adem küchi bayliqini bashqurush we bazar
Échish, maliye bashqurush qatarliq jehetlerdin meslihet bérip, ularning qizghin
Alqishigha érishti.

2013 – yili bir qanche dostum bilen birliship shinjang öztürük meblegh sélish,
Bashqurush, meslihetchilik cheklik shirkitini qurup chiqtim. Shirket qurulghandin buyan
Izchil milliy shirketlerge meslihet bérish bilenmu shughulliniwatimen. Men shinjang
Sadaqet bi’o pen – téxnika shirkitining meslihetchilikini qilish jeryanida, bu
Shirketke istiratigiyelik nuqtini chiqish qilghan asasta toqquz türlük tijaret
Endizisini tüzüp berdim, netijide bu shirket bashqurush tüzümliri we karxana
Tüzülmisi jehettin omumyüzlük tereqqiyatlargha érishti. Méningche, köpinche milliy
Karxanilirimizning nishan we istiratigiye békitishi toghra emes. Milliy karxanilar
Xéridarini békitish, qimmet belgilesh, qimmet yetküzüsh, mulazimet, bayliq
Menbesini qézish, xizmet da’irisi belgilesh, hemkarlashquchilarni tépish, kirim
Menbelirini éniq ayrish, tenherix qurulmisini elalashturush qatarliq toqquz
Tereptin soda endizisini tüzüshi; Éqimgha egishish, qarighularche dorash, özining
Kona tepekkuri arqiliqla xualse chiqirishqa aldirash qatarliqlardin saqlinishi;
Maliye jehettin iskilattiki mal qalduqi, élishqa we bérishke tégishlik pul, neq
Hésabat we bankidiki hésabat, muqim mülük amérzatsiyesi qatarliqlar üchün
Maliye sistémsini qurup chiqqandin kéyin, bulargha qarita ölchemlik yumshaq détal
Layihelep, yumshaq détal arqiliq ilghar karxana bashqurush endizisini qurushi;
Élan – teshwiqattiki obraz qurulushida kona endizilerge ésiliwalmasliqi,
Bashqilar ishligen élanni eynen teqlid qilip qoymasliqi kérek. Men buningdin
Kéyin, shinjang uniwérsitétidiki oqutquchiliq xizmitini yaxshi ishlesh bilen
Rayonimizning makro iqtisad we mikro iqtisadigha chongraq töhpe qoshush üchün
Toxtawsiz izdinimen, dédi muhemmet yasin buningdin ziyaritim axirida.

Doktor Muhemmet yasinning hayatliq albumidiki yarqin betler el – yurti üchün tesedduq
qilin’ghan semerilik emgekliri bilen toxtawsiz waraqlanmaqta…
Menbe: Uyghuristan qanunchiliq géziti.